21 Ekim 2015 Çarşamba

Bir avuç içi aslında hayat...iyi ki doğdum o zaman...




30. yaşıma yeni evimizde, yanımda bir avuç sevdiğim insanla , 30 yaşın ürkütücü hissiyatıyla girmiştim. 20 li yaşlardan kopmak ne zor gelmişti...

31.yaşımda o yanımdaki bir avuç insanda yoktu. Ama  avucumun içi olan insanlarla,ağlamaktan şişmiş gözlerimle, unutulmanın hüznüyle girdim yeni yaşıma...

32.yaşımda ofise sürpriz yapıp elinde bir demet çiçeğiyle gelen dostumla,eşimin - oğlumun duygu yüklü mesajlarıyla, artık kocaman bir kadın,anne,eş olmanın verdiği rahatlıkla girdim,biraz daha büyüdüğümü olgunlaştığımı fazlasıyla hissediyordum.

33.yaş günüm, en sakin ,en  huzurlu günümdü, artık doğum günümü unutmuş oldukları için,hiç kızgın değildim  kimseye, çünkü yaşanmışlıklar daha kıymetliydi.

34.yaşımmmm yani bugünüm, az makyajlı yüzüm, yarattığı farkın-dalık ile bugünün doğum günüm olduğunu hem bana hem çevremdekilere hatırlatırken, düşünüyorum da yolun yarısına 1 kala meğerse 30 yaş ve sonrası aslında  devrimmiş bir kadın için...

Ve ben bu yaşımda hayattaki en önemli şeyin, aslında o avucunun içine sığdırdığın insanlar olduğunu, geçmişteki acı tecrübelerime dayanarak çok iyi öğrendim...


Ama şükür ki öğrendim... eee o zaman iyi ki doğmuşum, Allah sağlıklı huzurlu güzel yaşlar göstersin inşallah bana ve bugün doğan herkese...

sevgiler,
nehircce


Fot: pinterest/siyah beyaz

17 Eylül 2015 Perşembe

Sitem

Yine yazmak isteyip de yazamadığım günler geldi .
Sözler biter ben de hep böyle zamanlarda, bir kızgınlık bir hırs.
Kızarım ama en çok kendime, huysuz çekilmez olurum çünkü...

Çünkü ben ifade edemem kendimi üzüldüğümde, sinirlendiğimde öyle kalı-veririm ansızın.Ondan dır tepki-sizliğim günlerdir...

Eşime kızarım, çocuğuma kızarım ona buna kızarım ama bilirim ki en çok çaresizliğe kızarım.
Savunmasız bırakılan canlara üzülüp,en çok bizi bu hallere sokanlara kızarım...

Yeni güne umutla,dua ile,sabır ile...
nehircce

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Gelinciğin mesajı...




Geçtiğimiz günlerde, yemyeşil bir gezi yaptık çekirdek ailemle...
Önce kaybolduk yeşilin her tonuyla bezeli Kandıra'nın köy yollarında sonra kayboldukça hoşumuza giden yollarda yönümüzü bulmak istemedik... 

Uzun uzun buralarda yaşayabilir miyiz  hayalleri kurduk.Bahçemizi içindeki türlü türlü hayvanları, bahçedeki çitlere kadar her şeyi ama her şeyi yerleştirdik zihnimizde... Ne zamana gerçeğe döner bilinmez ; ama Allah herkesin gönlüne göre versin dedik hayalleri erteledik...

Bir ara ben yeşili izlerken oğlum bir tepenin arkasından elinde gelincikle çıkageldi ''anne bu senin için'' dedi, bana ileride bu hayalimizi hatırlatmak içindi sanki bu sahne... Ve bu fotoğraf tamamen bu amaçla çekildi...

Güzel geçsin haftamız...

Sevgiler
nehircce  :)

12 Nisan 2015 Pazar

örgü-dikiş-nehircce


Bir önceki yazımda da dediğim gibi hayli zaman oldu buraya yazmayalı , bu süreçte , pek boş durmamaya çalıştım canım sıkıldıkça örgü ördüm ,çok az da olsa dikişle ilgilendim. Eskisi kadar çok okuyamamanın keyifsizliğini yaşadım ama elimden geldiğince de bir şeyler okumaya çalıştım... 



Dikiş için sanırım emekliliğimi beklemem gerekecek :) şimdilerde nevresim ölçülerini ayarlayıp ,perde boylarını kısalta biliyorum sadece... Keşke vakit bulabilsem de çanta dikmeye devam edebilsem...
Sağlık olsun yoğun iş ve ev temposu olan arkadaşlar beni anlayacaktır. 3.Sınıfa giden oğlumun dersleri iyice zorlaştı , artık ödevlerini tamamen kendisi yapabiliyor ;ama  sürekli yeni konular ve yeni sorularla karşıma çıktıkça yalan değil kendimi yetersiz hissediyorum. Bazen matematiğiniz 3.sınıf öğrencisine yetmeye biliyormuş !! Hafızamı zorlayıp konuları hatırlamaya çalışırken ,işin içinden çıkamadığım zamanlarda bir bakıyorum elimde 3.sınıf ders kitapları ders çalışıyorum :)))

Oğlumla birlikte yeniden eğitim görüyor hissediyorum kendimi...
Yani zamanla unutulan bilgileri tazeleyerek ve bazılarını ilk kez öğrenirken hayat akıp gidiyor ve meğer bizim öğrenmeler imiz hiç bitmiyormuş...

Sevgiyle,

nehircce


10 Nisan 2015 Cuma

Güneş Çavması II


Uzun zaman oldu biliyorum, ne çok şey geçti üzerinden ama şükürler olsun sağlığımız yerinde, içimde yine küçük küçük yazma kıpırtıları olunca hiç ara vermeden yazmak istedim.

Başlangıç da severek okuduğum Güneş Çavması kitabım olsun. İlk kitabı okurken içimden sürekli ; bitmesin, yavaş yavaş oku diyordum kendi kendime :) ikincisini de dün elime alınca, hele de sayfa sayısı daha az olunca,  bunu daha yavaş okumalıyım dedim :) Bittiğinde yorumlamak isterim. Ama inşallah ilk kitaptaki etkisini bırakır. Henüz okumadıysanız ilk kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.Güneş Çavması I ile ilgili düşüncelerimi burada okuyabilirsiniz. 

Bu kısa bir merhaba olsun :) daha uzun yazmak dileğiyle...


Sevgiler,
güzel geçsin yine her günümüz...