26 Kasım 2009 Perşembe

Mutlu Bayramlar...



Bu fotoyu nette bulunca, ayyy olsada elimde evirip çevirsem oynasam dedim...Yemek geçmedi valla aklımda çok güzeller değil mi :))

Yine bir bayram daha geldi çattı..Dün misafirlerimin hepsi geldiler :)) Ankara dan Samsun dan kadro tamam anlayacağınız...55 m2 lik evimin her m2 si dolu desem :)) Valizler yataklar yastıklar..Şimdi işteyim eve gidince bakalım beni nasıl bir manzara bekliyor..Biz yıllardır böyle kalabalık geçiririz bayramlarımızı...Bence olması gerektiği gibi..Mutluyum aslında da ,ama çok yoruluyorum yahuu..Bu da tadı tuzu sanırım...

Her bayram geldiğinde aklıma gelen şey, biz küçükken babamın yaptığı bayram alışverişleri oluyor..Kese kağıtlarında özenle alınmış lokumlar,çikolatalar kapıya şeker toplamaya gelen küçük afacanlar için şekerler vs... Ayy bide arifeden bizim için aldığı bayramlıklar..Garip dimi aslında üç kız kardeşiz üçümüzün de bayramlıklarını babam biz görmeden alır getirirdi.Tam da üstümüze uydururdu..Çok şık şeyler olurdu hepsi...Beğenmemek ne kelime zevkle giyerdik...

Ortanca kardeşim çok cadıydı babamın bana aldığı elbiseyi ya da eteği vs... beğenirse illa kendiside aynısından isterdi... Ayy evet aynısı olcak illaaaa... Kendisi benden 3 yaş küçüktür.Bana ne alınırsa bir küçüğü de ona alınır öyle bayramlarda bir örnek gezerdik...Elimizde de özel alınmış ama yine aynı :)) çantalarımızla birlikte..İçlerini şekerle dolduruncaya kadar dolanırdık :))Ara ara eve gelir şekerliği doldururduk :)) ay çok eğlenceliydi...

O zamanlar kimse kimsenin çoluğuna çocuğuna göz dikmezdi.Biz de bütün mahalleyi gezerdik..Bazı evlerde ki çikolataları beğenirsek başka bir şeker toplayan grubla tekrar çalardık kapılarını :))))))) Şeker toplarken kimse kaçırılmazdı...Herşey masumdu o zamanlar...

Çok mu geçti aradan diye düşünürken en az 17-18 sene olmuş ee az da değilmiş..Şehrin bu hale gelmesi için, yeterde artar bile bu zaman...

Bu bayram,kazasız,belasız,çocukların özgürce dolaşabildikleri bir bayram olsun...

Hepimize mutlu bayramlarrrr :))

Sevgiler...

25 Kasım 2009 Çarşamba

Mahallenin Kokoş ablası :))

Bir kaç gündür yazıcam yazıcam bir türlü mahallemizin kokoş ablasından bahsedemedim :))
Ne alaka diyorsunuz sanırım şimdi,ama aylardır her sabah servis beklerken kendisiyle karşılaşıyorum.Hep bir sonraki gün için, içimden ayy ne olur yarın daha iyi giyinsin diye dua ediyorum :))

Sanmayın dış görünüşe göre insanları sınıflandırıyorum.Hayır öyle değil;ama eehhh be ablacım insan evden çıkmadan bir bakmaz mı aynaya... Bu abla, yada yaşıtımdır kim bilir ,ama kesinlikle giyimi yüzünden bir on yaş fark var aramızda ..Her sabah durağa ya benden az önce gelmiş otobüsünü bekliyor oluyor ,ya da benden 5 dk sonra geliyor bir telaş durağa.. Bir insan baştan aşağı farklı renklerde bir kombine yapar mı kendine.Şapkasından, çorabına kadar gökkuşağının tüm renkleri var yeminle üstünde...

Mesela, dün siyah çizme,kahverengi çorap,binbir renk kareli bir etek,rengini kestiremediğim bir ceket ve elinde yeşil bir çantayla tas tamam olmuştu..Haa bir de başında kasket şapka, renk sanırım turuncuydu... Zaman zamanda boynunda ucu bucağı olmayan bir atkı oluyor...

Geçen sabah uzaktan fark ettim kendisini,yanında bir adam biraz daha yaklaşınca eşi olduğunu anladım, geç bile kalmıştım anlamak için.Çünkü al birini vur ötekine tam tencere kapak misaliydiler.Adamın giyimiyle kadının giyimi arasında çok az fark vardı :))Renk seçimleri birbirine öyle yakındı ki :)) Pess dedim..Gülmemek için kendimi zor tuttum.Onlar hallerinden çok mutlulardı;sonra dedim kızım sananeee her sabah bak, gülümse..Renk katıyor otobüs durağımıza,böyle farklılıklarda olmalı hayatta :)

*****

Kişisel görüşüm kadın olsun ya da erkek ,üzerinde 3 farklı renkten sonrası gözü yoruyor.Birbirine yakın 3 farklı renk makul bence, fazlası tarz ya da tarzanlık oluyor :)))

Öpüyorum herkesiii sevgiler :)

Not:Fotoğraf netten alıntıdır..

24 Kasım 2009 Salı

İyi ki varlar...

Merhaba arkadaşlar :)



Yazamadım birkaç gündür..Yazmak ne heyecan verici oysa, keşke fırsat bulup hergün eklesem buraya bir post ..Sonra yorumlarınızı beklesem heyecanla :)

nehircce yi yeni takip etmeye başlayan, yeni dostlarım olmuş herkesss hoşgelmiş :)) teşekkür ederim...

Bugün malum öğretmenler günü,başta bana emeği geçen tüm öğretmenlerimin,ailemdeki öğretmenlerin ve tüm öğretmen blog arkadaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum...Bu çiçekler size... Çocukluğumun mesleğini yapıyorsunuz :) çok istedim ama; kısmet olmadı hala içimde bir yaradır...



Ortaokul 3.sınıftayken okulumuzda öğretmen eksiliği vardı..O zamanlar hala var mı bilmiyorum..Okulda her katta nöbetci öğrenciler olurdu..Her nöbet sıramda ilkokul 1.sınıflardan bir sınıfa ablalık yapardım..Bol şarkılı,resimli dersler geçirirdik :)) Çok severlerdi beni ,bir dönem okul müdürüyle konuşup benim her boşlukta gelmem için ısrarcı olmuşlardı :))) Canıma minnetti tabii,gerçekten onlarla olmak çok keyifliydi. Ayrıca susup dinledikleri tek kişi bendim :) Çok sevmiştik birbirimizi... Ben hala aynı okulun bulunduğu site de oturuyorum.Zaman zaman o sınıftan bir kaç kişiyle karşılaşıyorum..Öyle uzunca bakıyorlar suratıma hatırlıyorlar da çıkaramıyorlar :)))

Bu kısacık deneyimimde öyle sevdim ki bu mesleği hep hayalini kurdum..Biri sorsa da ilerde ne olacağımı söylesem diye beklerdim :))) Olmadı tabii, hep ucundan kıyısından bir şekilde döndüm..Kısmet...



Neyse fazla söze gerek yok..

Herkese kucak dolusu sevgiler...

19 Kasım 2009 Perşembe

Çaresiz bir kadın...


Bildiklerimizi unutturuyor bazen yaşadıklarımız.
Çaresiz kalıyoruz.
Etrafıma bakıyorum da ne kadar çok mutsuz insan var.Bazen işe, bazen patrona, bazen eşe, bazen arkadaşa kırılıyor kalpler..Zaman zaman çok farklı oluyor yaşadıklarımız.Kimi zaman ülke meselelerine,kimi zaman geçim derdine dalıyor çıkamıyoruz.
Değer mi...
Hayatı sebeplere sıkıştırıp,dermansız kılmaya ...
Değmez değil mi ??
*********
Son günlerde kafamı karıştıran bir şey var...Ofisimizin temizlik,düzen vs.. işlerini yapan bir hanım var çok iyi çok merhametli birisi...18 yıllık evli..Eşiyle mutsuz.Bizim ofisimize her sabah geliyor 2 saat toparlayıp gidiyor.Bunun dışında evinde kendi işleriyle ve okuyan iki kızıyla meşgul... Eşi mi eşi de çalışıyor..Ama sorumsuz kendi halinde beceriksiz bir adam...Şuan 1 yıl önce kefil olduğu birinin borcunu ödemek için ailesinin rıskından yiyen birisi...Daha ne diyeyim...
Kadın iki gündür hasta,sinirleri yıllardır laçkalaşmış ellerinde ki titreme önüne geçilemez olmuş...Bu yüzden farklı işlerde yapamıyor..Çekingen,mahçup bu ofis olmasa başka bir yerde çalışamayacak halde..Hepimiz onun sıkıntısını az çok bilip göz yumuyoruz..Dün izin istedi verdim, keşke elimden daha fazla birşey gelse...
Buraya niye yazıyorum bunları,bir haftadır kafam F.Hanım da...Tahsili yok,sürekli bir işi yok, evi kira,iki kız çocuğu ikisi de okuyor,arkasında duracak adam akıllı bir aile bireyi de yok..Bir de tuhaf bir koca...Kocadan nefret ediyor.Mümkünse yanyana hiç gelmiyorlar.
Sonuççç mutsuz çaresiz bir kadın...
Elinde ki titreme canını inanılmaz sıkıyor.Doktorunun söyledikleride.Bu böyle gider.Maalesef çözümü yok denmiş, daha da üzülmüş tabiii..
Ne kötü şartlarda yaşanan onca hayat var çevremizde, bir durup bakmak sonra şükretmek lazım değil mi ?Düşünüyorum düşünüyorum da elimden birşey gelmiyor onun için...
İbret olsun diye bencilce yazmak, haaa bakınn bu kadını görün şükredin de demek sanki daha bir can sıkıcı..
Ne biliyim; dedim ya başta,bazen yaşadıklarımız bildiklerimizi unutturuyor..
Sevgiyle ...

16 Kasım 2009 Pazartesi

Mim cevaplarım...


Bugün yazacaklarımın bu sevimli kahramanlarla pek de alakası yok aslında..Ama birden çok özlediğimi fark ettim ve eklemek istedim.Hepimize küçük bir nostalji olsun..


Şirinler benim en çok sevdiğim çizgi filmdi..Çocuğumunda onları izlemesini çok isterdim..Gerçi temin etmek, çok da zor olmasa gerek muhakkak toplu CD satışları vs.. vardır diye düşünüyorum..Biraz araştırayım bakalımmm..

Asıl konumuza gelelim..Geçtiğimiz günlerde sevgili Tibet in annesi beni mimlemişti..Teşekkür ediyorum ve cevaplıyorummm :))

* Bloğuna neden bu ismi verdin ?

- Ne zamandır açıklamak istediğim bir konuydu isabaet oldu doğrusu :)
Nehir, benim kızım olursa koymak istediğim tek isimdi..Bir bebeğim olacağını öğrenmeden önce ve cinsiyetimiz belli olana kadar sürekli nehir e mektuplar yazıyordum..Ya da kendi yazdığım yazılara nehircce imzası atıyordum..Bu yüzden çok düşünmedim bu ismi koymak için...Yanii asıl adım nehir değil...Ama seviyorum bu isimle anılmayı :)) Kaldığımız yerden devam edebiliriz yani :)))

* Bloğunu yazarken star tribiyle olmazsa olmazın var mı ?

-Hımmm sanırım yok, star tribi de pek benlik bir söz değil galiba :)) ama akşam saatlerini bekliyorum loş ışıkta yazmak daha keyifli geliyor bana :))


* En son satın aldığın garip şey ?

-Banyo terliği :)) hehe tam benlik ...

* Şeker gibi olduğun anlar ?

-Evimde,işimde huzuru sağladığım heran,kitaplarla yada eski kasetlerle,albümlerle uğraşırken vs...Hımmm bide mutfakta kek yaparken :)))

* Arkadaşım artık sormayın dediğin sorular ?

-ikinci çocuk ne zamannnn,çok geç kalmayın benceeee vb...

-Ne kadar maaş alıyorsun..

-Restoratör ne demek ...

* Aynaya baktığında gördüğün şey ?

-Şu sıralar bakımsız,yorgun bir anne suratı..Dip boyam gelmiş mesela,bakmıyorum pek bu aralar aynaya bennn, zaten bir daha boyatmıycam saçlarımı :))

* Kendini okutan bloglar ?

-Sürekli güncellenen,samimi,kendimden de birşeyler bulduğum bloglar..

* Bu blog sahibiyle karşılaşacağın yerler ?

-Hımmm Kadıköy de ıvır zıvır tezgahlarında,büyük marketlerde,çanta satan tüm mağazalarda,bir dee, tabii vazgeçilmez İmge Kitabevinde :))


Bende sevgili arkadaşlarım;
Gökyüzünün ömrü ve

Efulemm 'i mimliyorum size de kolay gelsin :))









13 Kasım 2009 Cuma

İyi şeyler...



Geçtiğimiz günlerde,sevgili arkadaşım,Laçin'in bloğunda düzenlediği bir çekilişe katılmıştım ..Sonuç için TIK... veeee bu şans bana güldü bu güzel şey benim olduuuu :)) bugün paket elime ulaştı.Canım eline sağlık senin de yeteneğin hiç bitmesin,tükenmesin hamarat kızzz..Teşekkürler...

Bu arada babamı merak eden sevgili dostlar,şükür daha iyi, dün yanına gittiğimizde çok sancısı vardı.Ameliyat saati ertelendiği ve uzunca bir süre yemek de yiyemediği için migreni de eklenmişti bu ağrılara :(( Zor geçen bir kaç saatten sonra rahatladı..Şimdi daha iyi annemden iyi haberlerini aldım..Hepinize ayrı ayrı bir kez daha teşekkür ederim..
İyi bir haftasonu diliyorum...
Sevgiler...
Not: Hayatcım,bu güzel hediyemi ilk önce senin için takıcam ve fotoğraflıycam inş..Öpüyorum :))

12 Kasım 2009 Perşembe

Sadece babam için..


Bir kaç gündür sürekli,hastalık vs.. ile ilgili yazılar yazıyorum farkındayım.Sıkıyorsam sizi kusuruma bakmayın..

Bugün biraz endişeli ve gerginim.Babam şu sıralarda biraz uzun sürecek bir ameliyatta..Yazın hatırlarsanız,kanındaki mikroba sebep olan bir damar tıkanıklığı vardı.Bu sebeple hastanede yatmıştı bahsetmiştim..Şimdi ayağında ki o damarlar temizlenecek..Aklım şuan hep onda işime pek konsantre olamıyorum.Yoğun bir gündü izin alamadım;iki kız kardeşim de orda,ameliyatta olduğu için orda beklemenin de pek bir faydası olmayacaktı sanırım..İş çıkışı hemen yanına gideceğiz.Annemin evden istediği bir kaç birşey var onları da alarak..Sanırım biz gittiğimizde de yeni ayılmış olacak..


Sabah evden birlikte çıktık,o ameliyat için annemle birlikte hastaneye, bense işe..Kendini düşünmesi gerekirken gözü yakamda ''kızım boğazın açık üşümeyecek misin'' dedi bana...Otuzuna yaklaşmış kızına...Baba heryerde her şekilde baba, aklı ne olursa olsun çocuklarında..

Canım babam billiyorsun dimi sen benim için çok mühimsin..Her evladın babası özeldir biliyorum;ama sen bir başkasın öyle temiz kalpli öyle merhametlisin ki ben ve kardeşlerim çok şanslıyız..

İyi ki varsın...

Seni çok seviyorum...

11 Kasım 2009 Çarşamba

:))) başlık bulamadım gülümsemek istedim...


Merhaba,

Günlerdir öylesine yaşıyormuş gibiyim..Efe biraz toparlanır gibi oldu bu seferde aile reisimiz yenik düştü gribe..Hayır birşey değil bu beden bu kadarını kaldıramıycak valla..Sürekli ya ıhlamur kaynatıyorum ya meyve soyuyorum oda olmadı çorba yapıyorum...Haaa bir de ter bezlerini yıkayıp kurutup katlayıp gecenin bir yarısı bulabileceğim tüm köşelere dağıtıyorum...Küçücük kadınım ben ya bir daha kimse hastalanmasın yasaklıyorumm...

Eşim seyehatte bugün, gece dönecek bu haliyle yola çıkmak zorunda kaldı bir aklımda onda..Zaten çok az şey düşünüyorum gibi :) İş çıkışı önce bir eczaneye uğranacak oğluşun şurubu yenilenecek..Sonra bir market ziyareti...Sonra eve gelip dün buzluktan çıkan balıklar pişirilecek..

Veee bir fasıl yine ıhlamur,meyve vs...... Bir insan on gündür sürekli aynı şeyleri yapar mı ??yapar :)

Neyse dostlar,bugün haftasonuna kadar, daha iyi olacağını düşündüğüm oğlum için bir sosyal aktivite peşindeydim...Bir sürü şey araştırdım.Nihayet karar verdim.Şehir Tiyatrolarında sahnelenen güzel bir çocuk oyunu buldum.. İnşallah ona gideceğiz..

Bu araştırma içerisindeyken de iki tane çok faydalı site buldum..

www.oyalamakagidi.com ve www.cicicee.com önemle tavsiye ederim :)
Her iki siteninde sevgili, editörleriyle görüştüm çok da tatlı insanlar..
Bizlere güzel paylaşımlar sunmak için bir araya gelmiş güzel yürekler...
Ben çok faydalandım sizinde beğeneceğinizi umuyorum...
Sevgiler...
Not : Fotoğraf netten alıntıdır. Gülen çocuklara bayılıyorum :))


10 Kasım 2009 Salı

10 Kasım için,

Keşke bu kadar erken gitmeseydin demek için çok geç...

Omuzlarında ki yük, küçücük bedenine yıllarca,nasıl da ağır geldi kim bilir.
Yılmadın ama sen,hiç isyan etmedin terk etmedin bizleri..
Tüm dünya ya gösterdin Türk'ün gücünü,
Şimdi bu topraklar da hala senin sayende nefes almaktayız,
Senin bıraktığın yerden az ötedeyiz.
Çok zaman kaybettik ya,işte bu en acısı,
Keşke biraz daha kalabilseydin...

Değişecek o ruh, tekrar canlanacak diye umut etmekteyim..
Biz seni sende bizi özlemektesin biliyorum.
Rahat uyu güzel yüz,güzel yürek...
Seni çok seviyoruz...


Fotoğraf netten alıntıdır..

9 Kasım 2009 Pazartesi

Efe'ye

Bir varmış bir yokmuşla başlıyor tüm masallar...
Benim masallarım senin gözlerinde başlıyor, her seferinde..
Hayatımın en güzel masalısın,hiç bitmesen; bazen diyorum ki hiç büyümesen..
Her gece önce bir masal sonra bir ninni...
Ninninin dördüncü cümlesinde kapanan gözler..
Pamuk pamuk uyuyan bir yüz,sıcacık pespembe yanaklar...
Seni koklamak nasıl güzel bir bilsen,ama bilemeyeceksin ki,benim aldığım kokuyu almayacak senin burnun hiç bir zaman...
Hani aşksın ya sen,dünyanın en sonsuz aşkı karşılıksız, teksin...

Sen üzülsen ben paramparça,sen ağlasan ben tarifsiz...
Hadi çabuk iyileş evimizin neşesi...
Cansınnn sen bizim herşeyimizsin...

Annen...

5 Kasım 2009 Perşembe

......

Yokmuşum meğerse günlerdir buralarda ..
Can sıkıcı üzücü çok şey oldu bu 5-6 gün içinde.
Oğluş çok hastalandı uykusuz geceler, hastanelerde geçen bir süreç.
Ateşli,öksürüklü geceler..
Gecenin 2 sinde acile koşturmaca,sabahın 5,5 una kadar oksijen verilen Efoş..
Ne oldu bize dedirtti bana,
Bugün daha iyiyim şükür çünkü ilk defa bu gece uyudum.
Oğlumda düzelecek inşallah.
Bende düzelicem.
Evim bir savaştan çıkmışcasına karışık,dağınık ve kirli, günlerdir hiç birşey yapamıyorum.Efeyle ilgilenmek dışında.Buda geçecek biliyorum.
Ama zormuş be anne olmak...
Küçük bir canın herşeyi olmak.
Çaresizce ağladığında nefesi tıkanarak, dudakları morardığında o çaresizlikte dona kalmak zormuş..Çok zormuş..
Buna da şükür,hastanelerde neler gördüm.Hepsi geçecekk inşallah..
Benden bu kadar,
Sevgiler