26 Şubat 2009 Perşembe

Çocuğunuzla yapacağınız kolay bir tarif :)


Soğuk ve yağmurlu İstanbul gününe inat sıcacık bir merhaba hepinize ,
Oğlumla pasta çörek yapma işine iyi alıştık.Çok mutlu oluyoruz o yüzden sıksık deniycem bu yöntemi :))) Bu poğaça tarifini blogları gezerken sibelinkahvesi adresinde görüp hemen not aldım.Gerçekten bahsettiği gibi çok güzel oldu herkese tavsiye ederim. İçerisine soda konduğundan bayatlamasını da geçiktiriyormuş..
Hemen tarifi vereyim sizlere çocuklu annelere şiddetle önerilir :)))
Malzemeler
> 1 Adet yaş küp maya
> 1 su bardağı ılık süt
> 2 Yemek kaşığı toz şeker
> 2 Tatlı kaşığı tuz
> 1 Şişe soda (Oda sıcaklığında)
> 1su bardağı sıvı yağ
> Aldığı kadar un
> Üzeri için 1 yumurta sarısı
Yapılışı
Öncelikle ılık süt,2 yemek kaşığı şeker ve mayayı elimizle ezerek eritiyoruz.Daha sonra sıvıyağ tuz ve sodayı ekleyip aldığı kadarda un koyuyoruz.Hamurun yumuşak bir kıvam alması gerekli.Ayrıca çok da güzel kendini toparladığını göreceksiniz.Yoğurduğunuz hamur kabının ağzını streç filmle örtüp 30 dk ile 45 dk arası mayalanmaya bırakın. Sonrasında istediğiniz şekli verin iç harç olarak istediğinizi kullanabilirsiniz. Üzerine de yumurta sarısı sürüp 170 derecelik fırında pişirin :))) Bana oğlum çok yardım etti sizde yardım alın amaç bu zaten değil mi :)))
......
Sevgiler,





25 Şubat 2009 Çarşamba

İşte oğluşumla yaptığımız 2.5 yaş pastamız :)

Dün akşam eşimle,malum istanbul trafiğinde eve her zamankinden daha geç gidebildik.Oysa oğlum son telefon görüşmemizde anneee çabuk gel demişti bana :) Tüm günde ananesine ben anneme gidicem onu çok özledim demiş :)))

Benim eve gidip pasta yapma heyecanıma engel oldukları için tüm Tepeüstü civarında arabalarını uygunsuz park eden,ışık kurallarına uymayan herkesi kınıyorum. Kavşak kenarlarına da park yapılmazki yada bekleme, ne tuhaf milletiz anlam veremiyorum. Arkada acelesi olan(benim gibi) ,hastası olan vs... bir sürü insan birinin keyfi gelsin de yol açılsın diye saatlerce bekleyebiliyor.

Apartmanın önüne arabamızı park ettiğimizde oğluşumuz da camda bizi bekliyordu ananesiyle, ellerini kocaman açmış el sallıyordu bize :) Hemencik girdik apartmana bir telaş önce kim alacak oğlumuzu diye :) O ise kapıda, tüm apartmana geldiğimizi duyurur vaziyette anneeee, babaaaaa geldiniz mi :)))))) sonra kucaklaşmalar öpüşmeler,her akşam olduğu gibi..

Üstümü bile çıkartmadan hemen işe koyuldum.İlk önce yemek işini halledip hemen pastaya giriştim.Önce üstünü süsleyecek malzememiz olmadığı için üzüldüm; ama dondurucuda ki yazın Samsun da babamın köyüne yaptığım geziden, topladığım kızılcıklar geldi aklıma :))) İnanılmaz sevinerek aldım elime birde ne göreyim yazın topladığımda ve dolaba koyduğumda henüz sarımtrak ve küçük olan kızılcıklar resmen büyümüşler . Şaşkınlıktan bakakaldım.Hala normal mi bilmiyorum. Neyse süsleme kısmında oğlumdan yardım aldım.Birlikte birşeyler yaptığımızda daha iştahlı yiyor yoksa pek yemek yemeyi seven bir çocuğum yok maalesef ama buda bir metod oldu benim için, iyi geldi bize tavsiye ederim.

Sonra oğlumu salona gönderdim ve sana birazdan süpriz yapıcam dedim :) Kıpır kıpır ne yapacağını bilemez bir tavırla koştu içeri :) Ve sonra süprizzzzz :) Eğlenceli bir akşam oldu birlikte iştahla yedik uyduruk ama manası güzel pastayı :)Artık oğluma yaşını sorduğumuzda da iki buccuk üç diyor :))))))

Bugunlük de noktayı koysam iyi olacak sevgiler,
Hepinizi öpüyorum




24 Şubat 2009 Salı

Ordan Burdan Serisi


Önce sıcacık bir gülümseme istiyorum hepinizden :)) güldünüz mü? Tamam o halde devam edebilirim :)) Merhaba umarım herkes iyidir bu soğuk kış günlerinde...

Öncelikle size daha önce bahsettiğim ama bir türlü becerip yayınlayamadığım,ilk ördüğüm acemi süveterimin fotoğrafını ekledim bugün,şuan oğlum için de bir tane örüyoruz kayınvalidemle birlikte. Arka kısmını ben yaptım ; ama öne örnek koymayı beceremediğimden devretmek zorunda kaldım :))
Tam da kendime yeni bir uğraş ararken, evdeki koltuklarımızın rengi çok açık olduğundan ve evde eşimle oğlumun sürekli ellerinde birşeyler yemesinden dolayı, kirlenen koltuklarımızın kolçak kısımlarına mobilya rengimize uygun polarlar alıp kardeşimle ve T.annemle birlikte diktik :))) kalan polarlardan da telefon kılıfı yapmaya , kutu kaplamaya karar verdim :) İlkini yukarıda görüyorsunuz oda acemilik işim ama şimdi biraz daha ilerletip boncuklarla işleme yapmaya başladım onunda fotoğrafını çekeceğim en kısa zamanda :))
.........
Bu hafta sonum oldukça yoğun geçti, Cumartesi size bir önceki yazımda bahsettiğim Üç Kız kardeş oyununa gittik kardeşlerimle, bu etkinliğin fotoğraflarını yarına ekleyeceğim.
Pazar günüde eşimin ağbisinin davetini kıramayıp ikinci tiyatro aktivitesini yerine getirdik :) Vişne Bahçesi oyunun ismi . Her iki oyunda Çehov 'a aitti. Açıkcası iki gün üst üste biraz ağır geldi :) Bünyem de bu kadar alışık değildi. Sosyallik akmaya başladı her yanımdan :) Beni tanıyan arkadaşlarım evli,çocuklu,çalışan bir bayan olduğumu biliyorlar ve ben artık zaman bulup arkadaşlarımı bile göremezken bu faaliyet hali çok yordu beni :))
........
Bu arada size beni pazar sabahı çok mutlu eden birşey anlatmak istiyorum,
Oğlum bu aralar alışkanlık haline getirdi sabaha karşı dört sularında uyanıp odasından
'' anneeeeee annecmmmmm:)''
bir panik kalkıp yanına gittiğimde genelde yatakta oturur vaziyette cümle aynen şöyle
'' annecimm can annecimmm ben çok sıkıldım burda yatmaktan yanına gelebilyyyymyyyymmm'' gülsem miağlasam mı bilmiyorum :) her gece böyleyiz itiraz etmemem içinde bahanesini direk söylüyor, daha ben birşey demeden :))) artık çocukların hepsi çok akıllı ve de annelerini kullanıyorlar bence :)))
Neyse ortamızda çok da mutlu uyudu.. Sabah gözlerimi bir açtım yarı aralı gözlerle kendi kendine konuşuyor gibi, sonra beni fark etti gülümsedi ve bana ;
'' anne çileklerim nerde dedi '' İçimden haydaa ne çileği diye düşündüm :)
sonra anladım ki ilk rüyasını paylaşacaktı oğlum benle :) ''Hani seninle topladıkya ağaçtan :)'' dedi . Peki sonra ne yaptık dediğimde bussdolabına koydun sanıyım dedi :)))
Müthiş bir enerji doldu içime o an, ilk rüyasıydı yada anlatabildiği ilk rüya, o an yanında olmak beni çok sevindirdi.İkimizde çok mutlu kalkıp yeni güne birlikte başladık :) Öyle de sürdü günümüz şükür ki bir aksilik çıkmadı :))
.......
Size haber verip ama bir türlü bitiremediğim küçük hikayemi de sonlandırmak üzereyim. Aslında konu açıldıkca büyüyecek gibi ama biran önce toparlamalıyım çok dağılmadan.
Yarın devam etmeyi dileyerek, şimdilik görüşmek üzere bu arada beni yeni takip etmeye başlayan blog arkadaşlarıma da çok teşekkür ederim.
aaaa unutmadan bugun oğluşum tam 2.5 yaşını dolduruyor :) akşama küçük bir pasta yapabilirim, birlikte yaparsak o daha mutlu olur :))) Tüm annelere çocuklarıyla daha nicesağlıklı yaşlar dilerim....
Sevgiler,

16 Şubat 2009 Pazartesi

Ordan Burdan serisi...


Merhaba,

İyi haftalar, umarım herkes güne iyi başlamıştır.Ben sabahtan beri süren yan dairedeki tadilat yüzünden sinir krizleri geçiriyorum :) sürekli beynimle temas halindeyim nolur ağrıma ama nolur diye :) Sanırım dairedeki tüm kolonlar kirişler balyozla indirildi , yoksa saatlerdir ne kırıyor olabilirler küçücük evde :)
.......
aaaaa :)
Size güzel bir haberim var geçen cuma günü bir hikayeye başladım.Malum başlamak bitirmenin yarısı inşallah bende ağır ağır bitiricem :) Hemen de paylaşıcam sizle ,İstanbul Londra ile karışık bir hava halindeyken bu günleri verimli geçirmeliyim.Bahar gelirse yazamam sanırım :) İçim kıpır kıpır aklım hep dışarda mümkün değil...
......
Öncelikle yukarıda iki yeni kitabım, tavsiye listesine alabilirsiniz. Ama Yalnız Yürümek daha çok genç ruhlara hitap aden bir gerçek öykü , Lise yıllarında yaşanmış bir hikaye...O dönemlerini özleyenler içinde hoş olur tabii. (Zeynocum sana saklıyorum bu kitabı)

Diğeri Anne Soprani'nin Sürükleyici bir sürgün hikayesi diyebilirim. Kenize Murad'ın Saraydan Sürgüne kitabını okuyanlar bu tarzdan zevk alabilirler.
......

14 Şubat herkes için bir şey ifade edebilir bir tarih, benim ve eşim için birşey ifade etmiyor tabii :) evlilikte 5 yılı devirince toplam 9 yıllık bir ilişki içinde artık evlilik yıldönümü bile sıradan birgün olabiliyor.Tabii olmasa keşke ama oluyor ne yazıkkı :) Biz ogün tamamen tesadüf, Haldun Taner Tiyatrosunda,Sait Faik 'in hayatını anlatan '' Öylesine Bir Hikaye''isimli oyunu izledik. Fırsat bulursanız izlemelisiniz. Naşit Özcan,Savaş Dinçer den çok iyi devralmış bu rolü.Eşim biraz sıkılsada ben aradaki Akordiyon ve Klarnet sesiyle mest oldum. Tiyatro en sevdiğim sosyal aktivite, bu hafta sonuda üç kız kardeş olarak üç kız kardeş oyununa gidicez saat üç de :) bu kadar rakam tutturmak hüner ister herhalde :) Başımıza birşey gelmez inşallah kızlar :)
......

Bu arada sanırım kimse kendine yeni bir uğraş bulamadı kimseden ses çıkmadı.Umarım zamanınızı iyi değerlendiriyorsunuzdur. Tabii vakit bulabilenler için bu sözüm, yoksa zaman öyle nankör ki bazen ....

Hepinizi öpüyorum eleştirilerinize açığım, sevgilerrr

5 Şubat 2009 Perşembe

BİR UĞRAŞ SEÇİN :)


Oğlumla hafta sonu yaptığımız parmak boya çalışmamız :)
Hala devam etmekteyiz.Bu işi yaparken her ikimiz de çok zevk alıyoruz. Özellikle bana bu dönemde çok iyi geldi doğrusu.
Düşünmemek zihninizi boşaltmak hatta dinlenmek.. Evet hepsini sağlıyor. İnsanlar,boş kaldıkca süreki beyinlerinde birşeyler kuruyorlar. Olumsuz düşünceler zihinleri kemiriyor.Ama bir uğraş bulmak,onu araştırmak ,uygulamaya başlamak hayata da bağlıyor insanı.
Bugunun dileği bu olsun herkes kendine bir uğraş seçsin ve bir yerden başlasın ne dersiniz :)))
...........
Bugun ofisi toparlarken daha önce patronumun kızı için,okuduğunu düşündüğüm Prof.Dr Haluk Yavuzer'in ''Çocuğunuzun ilk 6 yılı'' adlı kitabı geçti elime.Ve inanılmaz sevindim. Oğlum 2.5 yaşında ve bizde tüm anne babaların yaşadığı 2 yaş sendromunu henüz atlatamadık.Bu yaş önergen denen dönemi kapsıyormuş.Asilik,herşeyi tekbaşına yapma isteği,dediğini yaptırmak vs.... Aynı bizlerinde hani annelerimizin tabiriyle '15 delisi' olduğumuz dönem yani :) Çocuğu olan arkadaşlarıma tavsiye ediyorum bu kitabı :)
..........
Buarada,
Dudağımda çıkan uçuk için de tavsiyeleriniz bekliyorum :)))
sevgilerrr hepinizi öpüyorum