29 Kasım 2013 Cuma

Cocuksu Cuma'lar vardı...


Cocuksu Cumalar …

Kaç yaşımızda olursak olalım zaman zaman dalarız çocukluğumuza değil mi? Kimimiz hoş hatıralar, kimimiz hüzünlü izler hatırlarız... Ama hafızalardaki çocuksu cumalar hep aynıdır. O sabah başka bir neşeyle açar gözlerini insan, hevesle hazırlanıp okula gider . Hele bir de son iki ders Beden Eğitimiyse yüreklerdeki sevinç daha da katlanırdı.

Son ders zili büyük bir coşkuyla beklenir,içiniz kıpır kıpır oysa farklı bir şey yoktur eve gittiğinizde sizi bekleyen, olsun o gün çocuksu bir cuma günüdür. Cuma törenleri hep coşkulu geçer herkesin yüzü güler. İstiklal Marşımız biter bitmez ,kulakları dolduran çığlık büyür büyür, okul duvarlarının dışına taşardı. Sonra herkes bir tarafa savrulur, kimi başka bir sınıf sırasındaki kardeşini, kimi arkadaşını arama telaşına düşerdi. Sırtlardaki çantalar çarpışır birbirine, ellerdeki resim dosyaları düşer yere; ama kimse kızmazdı birbirine; çünkü o gün Cumaydı . En büyük keyifse eve dönüş yolunda arkadaşınla kol kola yürümek, sohbet etmek gülüşmekti.

Yürekler pırpır eve gelindiğinde, çantalar önlükler bırakılır bir köşeye.. Sonra TRT açılırdı hemen ,Susam Sokağı, hazırlanan ikindi kahvaltısıyla izlenirdi keyifle .Yine ne komikti Minik Kuş .Tahsin Amca ne de sevecendi...

Akşama ise tüm aileyi bir araya toplayan Süper Baba vardı. O gün hiç geçmesin istenirdi; çünkü o gün Cumaydı. Şimdi deliler gibi özlediğimiz çocuksu bir cuma günüydü...


                                                                                                      26 Aralık Cuma 2008
                                                                                                                                                   nehircce

Bu yazımı yıllar önce bloğumda paylaştığımda bu kadar okuyucum yoktu ...Geçmişe dönük yazıları gözden geçirince takıldım bu yazıma, gözlerim doldu.Bir kez de bu Cuma günü için yayınlayayım istedim...

Sevgiler...

26 Kasım 2013 Salı

Minik Mucizeler için...


Benim bir arkadaşım var,dost mu demeliydim öyle özel ,güzel,akıllı bir bayan kendisi...

Sevgim 13 yıl öncesine kadar uzanıyor ...Üniversite yıllarıma ,aynı sıraları paylaştığımız yıllar...
Sakinliği,usul usul ama ikna edici güzel konuşmalarını hatırlarım hep...
Yıllar geçti ama bizim birlikteliğimiz kısa kısa görüşmelerle, yılda bir iki kez buluşmalarla da olsa devam etti...
Ama hep uzun uzun telefon konuşmalarıyla destekledik besledik dostluğumuzu...
Kendisi uzun bir süre Amerika da yaşadı, güzel kızını orada dünya ya getirdi..Sonra gurbeti sevmedi döndü...Restorasyon eğitimini yurt dışında devam ettireceğini umuyordum; ama o psikoloji okumak istedi.. Çok da başarılı oldu.
Türkiye ye döndüğünde ,Amerika da aldığı eğitimle birlikte,orada gördüğü,okuduğu,araştırdığı  okul öncesi eğitimini önce kızı, sonra diğer minik mucizeler için uygulamak istedi...
Şimdilerde çok güzel bir başlangıcın içinde, http://minikmucizelerakademisi.blogspot.com Minik mucizeler Akademisini yine psikolog kardeşiyle birlikte kurdu.Sıcacık sevgi dolu bir yuva, her yanı emek kokuyor...

Kendi minikleriniz ya da çevrenizdeki diğer minikler için,farklı bir eğitim sistemi için, bu güzel yuvayı tanıtan bloğu incelemenizi tavsiye ederim.

Ayrıca Psikolojik Danışmanlık hizmeti de verilmektedir... 
Katılabileceğiniz çok faydalı ,ücretsiz eğitimlerini takip edebilirsiniz.

Ayrıca internet sayfaları ; http://www.minikmucizelerakademisi.com/

Sevgiler
nehircce



11 Kasım 2013 Pazartesi

Pencere...


Ben, pencereleri çok severim.Fırsat buldukça, bana o an kendimi iyi hissettiren,içindeki aileyle ilgili merak uyduran pencereleri fotoğraflarım. Bu pencere Heybeliada da güzel şirin bir evin penceresi. Cam önü çiçekleri çok beğendim.Sonra içeride yaşayan insanların hayalini kurdum...

Kim bilir belki bir aile, oturmuş büyük bir masa etrafında, yemek yiyor...
Ya da yalnız, yaşlı bir kadın kendi halinde, düşüncelere dalmış pencere ardından dışarıyı izliyor...

Kim bilir...

sevgiler
nehircce