30 Nisan 2009 Perşembe

Balat...
























Merhaba,

bunlar arşivimden çıkan yeni fotoğraflarım :) Eski bir cd çantamı kurcalarken buldum.Ve inanılmaz sevindim.Yıl 2007 yer Balat...

Bir rölöve(yani ölçü alma) için Balat da eski bir eve gitmiştik ogün. Arkadaşlarım Bilgin ve Pınarla,ev çok kötü durumdaydı,inanılmaz da pisti :( Yürürken alt kata düşmemek için epey zorlanmıştık onu hiç unutmuyorum.Taşıyıcı sistem çok zarar görmüştü.Ve daha korkuncu ogün pirelenmiştim.Gerçi bizim meslekte bu çok normaldir.Özlüyorum da doğrusu o günleri :(

Öğle arası verdiğimizde, elimizde yine ekmek arası peynirlerimizle,Evin cumbasından sokağı izlerken bir turist kafilesine takıldı gözlerimiz..Oldukca kalabalıklardı ve başlarında da Hayri Fehmi Yılmaz vardı çok iyi bir rehberdir kendisi.Dururmuyuz koştuk peşlerinden tiplerimiz zaten öğrenci kılığına çok uygundu.Bizi öğrenci sandılar ve izin verdiler tura katılmamıza :))) Balat ı birkez de onlarla gezdik o gizemli,renk cümbüşü içindeki,mis gibi yemek kokan sokakları doyumsuz yürüdük.İşte tam bu yürüyüş esnasında dar bir yoldan geçerken,birden durdum yoluda tıkadım tabii biraz :) herkes ilerlerken bir yandan bana ters ters bakıyorlardı :)ne gördü bu kız şimdi der gibi ne eski bir klise ne de bir yapı öylesine bir taşlıktı işte gördüğüm ..Ben o taşlıkta iki yapı arasında oynayan çocukları görmüş,çığlıklarını duymuştum.O mis gibi çamaşırladaki renk uyumuda bana kendi çocukluğumu hatırlatmıştı..Oyun arkadaşlarımı,kendi bahçemizi ....

Bol bol fotoğraf çektik o kısıtlı 1 saatte. Fehmi Bey in zevkli anlatım uslubuyla bilgi donandık,hoş hatıralarla dolduk ve geldik harap olmuş evimize :) ölçümüzü tamamladık evden birkaç eski parça aldık hatıra olsun diye (bu gelenektir bizde :) ) vee döndük evlerimize...

Her fotonun bir hikayesi muhakkak vardır yoksa anlamı da olmaz,yıllar sonra dönüp baktığınız da size birşey hatırlatmıyorsa saklamayın evlerinizde ki fotoğraf yığınlarını...

Sevgiler,

29 Nisan 2009 Çarşamba

TATLI KURABİYE :)))


Fotoğrafta gördüğünüz zavallı kurabiyelerimin hikayesi, haftasonu çok garip başladı....
Önce kek olsunlar istemiştim.Unu fazla katınca kurabiyeye dönüştüler.Sonra yenir halde ikram edildiler.Kurabiye kavanozuna girdiler...Dün bir baktım ki taş gibi olmuşlar hemen pratik bir çözüm buldum :) dedim ki bundan olsa olsa tatlı olur..Hemen bir şerbet yaptım döktüm üzerine.Eşimde Zonguldak seyahatinden gelmişti dün.Üzerini bir güzel süsledim hindistan cevizi ile.Önce pek anlamadı biraz inceledi.Ya özoş bunlar haftasonu yaptığın kekden bozma kurabiyeler değil mi dedi:))) kıskıs güldüm yok bunları senin için biraz önce yaptım dedim :)) inanmadı tabii ama iki tane yedirmeyi başardım :))) Ev hanımlığını da öğreniyoruz yavaş yavaş.Kalanları değerlendirme sanatı :) pilav kaldı kadınbudu yap :) Lokanta mı açsam ne:))))
Bu arada en büyük hayalerimden biridir, eski bir rum evini restore edip içine yerleşmek,alt katında ev yemekleri,kekler yapmak,küçük bir cafe gibi işletmek.Üst katında ise yaşamak :))) Ah hayallerde olmasa ... Hatta bir hikaye yazmaya başladım bu hayalimle ilgili de ama bir türlü bitiremiyorum :(( ilham perim kaçtı gitti. Arkadaşım Afuş dedi ki yazar(aslında o sanatcı dedide nerdeeee bende o yetenek) ara sıra, bazen uzun bir zaman kendini kaybeder(verimli olamaz) sabırlı olmam lazımmış:)) beni bu kritere soktuğu için teşekkür ederim. Küçük yazarım der bana ; ama ben daha o şerefe erecek pek birşey yapamadım.Bir gün inşallah oda olur...
öpüyorum sizi,
sevgiler :)))

24 Nisan 2009 Cuma

Ben geldim :)

Yine yazmayalı çok olmuş :( yazamadım, anlatamadım...Bu iş yoğunluğu gittikce de artacak gibi ...Ben herkesi çok özlüyorum hal böyle olunca.Gün geliyo hiç açamıyorum bloglarımı, kendi bloğumu :( ama iş olsun da çalışalım işsiz kalmayalım değil mi..Şükür işim var dışarda bir sürü işsiz insan var. Eşimin ücretsiz izinleri hala devam etmekte ,sabırla yazı bekliyoruz.Bir ihtimal bitecek bu izin meselesi.Sevineceğiz inşallah maaşını aylardır tam göremiyor bankamatik ekranında :) sabır...

Yeni düzenlemeyi duymuşsunuzdur belki,aylık 300tl ye geçici işler sağlanacak işsiz insanlara, bir umut işte.Ben pek uygulanabileceğine inanmıyorum.Henüz netleşmedi zaten,meclise girmesi onaylanması bakanlıkla ilgili işlerin halledilmesi,Allah güç kuvvet versin onca işsize.Rakam da oldukca az ama idare etmiyormuyuz zaten yıllardır, yine idare edin diyorlar işte...

Dün 23 Nisan dı benim çalışma hayatım başladı başlayalı ilk 23 Nisan tatilimdi.Bütün gün TRT izledim diyebilirim.Acısını çıkardım yılların.Misafir ülkelerin çocuklarını, gösterilerini izledim.Duygulandım,heveslendim oğlum için :) En güzel anı ise programın; 1981 yılından itibaren ülkemize gelmiş çocukların şuan ki halleri,yapılan ropörtajları çok hoştu.1983 yılında büyük bir heyecan biraz korku ve merakla ülkemize gelen Bulgaristanlı küçük bir kızın şimdilerin öğretmeninin ülkemiz hakkındaki yorumları kaldığı ailenin ilgisi,misafir perverliğini anlatışı çok güzeldi.10 gün kaldığı ailenin küçük kızı Zeynep le kurduğu arkadaşlık yıllar sonra hala özlemle anlatıldı.Birbirlerinin şimdiki görüntüleri izletildiğinde gözyaşları aktı gitti.Benimde tabii.Öyle imrendim ki onlara :( İlk okul yıllarımda hep istemiştim o misafir arkadaşlardan bir tane :) ama evimiz, şartlarımız uygun değildi.Oğlum biraz büyüsün onun için kesinlikle başvurucam :))

Oğluşuma Türk Bayrağı giydirip ona Atatürk ü birkez daha anlattım dün.Düşmanlardan kurtardı bizi dediğimde düşmanlar bize ne yaptı diye sordu, kötü davrandılar annecim dedim babamada mı kötülük yaptılar dedi :) herkese dedim ..Babam Atatürk e yardım etmedi mi dedi :) Bütün gün düşmanlarla ilgili sorular sordu durdu bana...
..........
İşte böyle yazacak çok şey var,kırgınlıklarım başka sevinçlerim de var elbet.Lafı fazla uzatıp kimseyi sıkmak istemiyorum.Ama dün bir karar aldım; herkese hak ettiği kadar değer vericem bundan sonra kendimi hırpalayıp sonra hüsranla bakmıycam önüme ..Dertliyim de deşelemek istemiyorum.

Sevgiler,

10 Nisan 2009 Cuma

Bugünün yazısı :)








Hava bugün çok güzel,ayrıca birde günlerden cuma,
haa birde iş arkadaşlarımın erken çıkma planları var; hal böyle olunca mutluyum çünkü bende erken çıkıcam :))) tabii birde yarın sabah eşim dönüyor Samsundan :)) Oğlum bugun beni pek üzmedi,aradığımda da yemeğini yiyordu daha ne olsun ben bugün mutluyum galiba :)))
Tam size yazarken bir ukala iş arkadaşım canımı sıktı ama önemsememeye çalışıcam,beceririm inşallah.Her neyse yukarıda oğluşumun sondan bir önceki parmak boya çalışması var :))) çok eğleniyorum o resim yaparken her yerimiz kirleniyor ama olsun yeter ki yapsın mutlu olsun.Oğlumun olmadığı diğer resmi masaüstü yaptım çok hoş oldu isteyen kullanabilir :)))
Dün akşam sewoşla buluşup azda olsa konuşup dertleştik.İyi geldi doğrusu, eğer okumaya fırsat bulabilirse nehircce yi ,burdan tekrar hasta hasta benimle buluştuğu için teşekkür ederim.
Cumartesi günü eski iş arkadaşlarım buluşuyor, bende davetliyim ama umarım gidebilirim.
Herkese iyi haftasonları diliyorum,
Sevgiler,






9 Nisan 2009 Perşembe

Küçük ellerde küçük çiçekler...


Dün ki ruh halim malum,biraz kendimi kandırmak kafamı dağıtmak için,servisten markete yakın bir yerde indim.Nedense severim market gezmelerini :)) Biraz alışveriş yaptım.Oğlım ve kendim için.Bebişimin ağzında yeni fark ettiğim aftlara çok canım sıkılmıştı.Belki mikrop kapmıştır diye diş fırçasını yeniledim. Kendime çikolata aldım birde fındıklı nescafe :))) Biraz daha gülümseyerek çıktım marketten..
Eve yaklaştığımda, oğlumu aralı camdan sadece kafasını dışarı uzatmuş ve aşağıda kendinden yaşca çokk büyük ağbilerine ama isimleriyle bağırırken buldum.'' bayışşşş içeri girsenize hadi bırakın top oynamayın,neden eve gitmiyosunuzzzz''.Ananesi zaten eve zor sokmuş dün onu, birde balkondan onları görünce iyice sinirlenmiş ''ama onlar neden evlerine gitmiyolar'' ağlamaya bahane arıyor zaten, uzun süre ağladı pencerede.Beni görünce daha da içlendi hiç susmadı :((
Aparman merdivenlerini hızlıca çıkıp,ilk işim hemen onu alıp eve gitmek oldu.Eve girince elimden tutup yatak odasına götürdü beni sümüklü sümüklü ,aynamın önüne koyduğu yukarıda fotoğrafladığım çiçeklerini gösterdi.Bak anne bunlar senin, biri sen biri ben dedi :))) ve bütün can sıkıntımı aldı.
Benim oğlum çok duygusal, bir okadar da haylaz bir çocuk.Aslında çocuk gibi bir çocuk işte.Ama romantik biri olacak oda beni çok sevindiriyor.Valla gelinim çok şanslı olacak ondan eminim..
Çiçeklere olan ilgilimiz şöyle başladı :
Miniğim henüz 1 yaşına girmemişti yeni yeni yürüme denemeleri yapıyorduk.Bahçelerde yollarda vs.. Sanırım tarih de temmuz 2007 civarıydı.Baktım biraz daha iyi yürüyor.Yine bir iş dönüşü bahçedeydi kendisi.Tuttum elinden hadi oğlum çiçek toplamaya gidelim dedim ona.O tombuli suratının şekli bir değişti.Ama merak etti.Yürüdük epey ve ilk mor çiçeklerimizi ananesi için topladık.İşte ogün bu gündür oğlum ne zaman bahçede parkta bir çiçek görse küçük elleriyle koparır ve bana getirir.
Onun annesi olduğum için çok şanslıyım.İyi ki var hayatımda... Can rengim o benim.. çok seviyorum seni uğur böceğim ...
Annen


8 Nisan 2009 Çarşamba

..........

Bazen içinizdeki duyguların tarifini yapamazsınız.O hale gelmenize muhakkak bir şey, sebep olmuştur ;ama siz sebebi de netleştiremezsiniz zihninizde.Kimi zaman havalara kimi zaman kendinize bağlar çıkarsınız işin içinden.Ben bugun bir şeye bağlayamıyorum doğrusu...

Niye buraya yazdığımı da bilmiyorum ya neyse,

Kendimi inanılmaz yalnız ve çaresiz hissediyorum.Bir haftadır ağrımayan başım yine atağa geçti.Kendime öyle kızıyorum ki bugün...

Yine özlediğim şeyleri özlüyorum...

7 Nisan 2009 Salı

azıcık benden :)





Size yeni kitaplarımın hikayesini anlatayım azıcık :))
Fırsat bulup yazamadığım iki hafta boyunca,kendimle ilgili tek kaçamağım tabiki İmgeye gidip kitap alabilmek oldu. Öncelikle yok saten Elif Şafak Aşk'a ,İmge de ki son kitabı da ben alarak sahip oldum :))) Bakkala gidersiniz ahşap cam dolap içinde son bir ekmeği görür aceleyle içeri süzülürsünüz ya ona benzer bir durumdu benimki de .. Benim elimde kitabı gören bir bayan hemen aaa bende ondan istiyorum dedi :))) Kitapcı arkadaş; maalesef bugunun son kitabını bayan aldı dedi.Yüzündeki ifade öyle komikti ki dayanamayıp buyrun alın diycektim ama;içimdeki hınzır duygu yüzünden yapmadımmm :)))
Bu kitabı duymayan yoktur sanırım çok populer oldu son günlerde.Mevlana ile Şems in aşkı anlatılıyor.Doğrusu Elif Şafak şaşırttı beni...Bende tavsiye üzerine gittim almak için.Listemdeki ilk isim buydu.İmgeyi bilenler bilir :) Sıcak samimi bir havası vardır oranın, her ne kadar işletmecileri sıksık değişsede genelde bu hava korunmaya çalışılır.Ve gidenler bir müddet sonra tanırlar birbirlerini.Orda kitaplar az sayıda bulunur sonra temin edilir.Sipariş üzerine de çalışıyorlar.üst katında da ilk kez yaptıkları kelepir bölümü var şuanda.Çok uygun fiyatlara güncel konularda kitaplar bulabilirsiniz.Bilginiz olsun.Örneğin yukarıdaki kitaplar sudan ucuzdu doğrusu, etiketlerini bilerek çıkarmadım üzerlerinden.(2tl,3tl hatta 1tl) Anne çocuk evlilik vs.üzerine çok da bilgi dolu kitaplara sahip oldum :))
Birde eşimin merakını çeker de belki okur, içine bir okuma hevesi gelir diye;onun oraları anlatan Rumeli Rüzgarları nı aldım ama; bakalım ne zamana kısmet olup eline alacak..Ya bu erkeklerin çoğu niye böyle ? Kitap okumak onlar için vakit kaybı sanki.Komik yaratıklar bence.Otobüslerde elinde kitap kendilerini kaybetmişcesine okuyan az sayıdaki erkekleri görünce nesli tükenen Pandalar gibi bakıyorum onlara valla :))
Bu arada eşim olmadığı için,oğlumla tüm akşam onun hırçınlığı geçsin diye ne istese yaptığımı söyleyebilirim.Poliscilik,ambulanscılık :) vs..oyunlardan sonra nihayet benim en keyif aldığım resim yapma eylemiyle geceyi sonladık.Dün akşam pastel boyalarındaydı sıra,çalışmalarımızı vakit bulursam yarın iletirim size :))
aaa aklıma gelmişken blog arkadaşım flame için,oğluşla dün ki diyaloğumuz da şöyle ;
-Anne napıyosun ?
-süt hazırlıyorum sana
-hııııı pekiiii :)
-anneeee
-efendim oğlum,
-bana oğlum deme !
ben mutfakta şaşkın şaşkın acaba yine neye kızdı diye düşünürken,
panikle içeri girdim ve:
-peki ne diyeyim dedim
cevap : polis bey demen lazım :))))
Oyuna hazırlık öncesi rol çalışması yapıyodu anlaşılan..Komik adam seni çok seviyorum...
Herkesi öpüyorum sevgiler,,






6 Nisan 2009 Pazartesi

6 Nisan..

Merhaba çok uzun zamandır yazamadım.Ama genelde takip ettim blog arkadaşlarımı bugunde imrendim herkeslere fırsat yarat yaz birşeyler dedim kendime :))

Yaklaşık 2 haftadır işyerimdeki yoğunluk sebebiyle çok yorgunum.Ama düzene oturana kadar sabredeceğim. Bugun elimde bir yığın yapılacaklar listesi olmasına karşın ben yine de geçtim bu ekranın karşısına bloğumu bi başına çok beklettim artık yeter ..

Eşim 1 haftalığına Samsun a gitmek zorundaydı ve geçen cuma gitti.Oğlum bu yüzden iki üç gündür çok hırçın.Sürekli babasını soruyor.Sanırım birazda huyu değişti.Sabah işe gitmemem için resmen yapıştı bana ama çaresiz ayrıldık tabii. Bakalım ananesine neler yaptı akşama haberleri merakla bekliyorum:))

Dün oğlumla aramızda geçen bir diyalog beni çok güldürdü sizede yazayım:

İzlediğimiz bir dizi de geçen aşk sözcüklerinden esinlenmiş olacak

Oğlum : Anne babam senin neyin oluyor
Ben : Eşim
Oğlum: Hıııhhh ? (anlamadı yada istediği cevabı alamadı)
Ben : Yani kocam
Oğlum: Peki sen babamın nesi oluyosun
Ben : biraz önceki cevabı almamak için karısı dedim
Oğlum biraz sonra
Peki sen babama aşık mısın ?
Ben : hı hııı
Oğlum :Son günlerin en popüler cevabını yapıştırıyor bana - hadii canıııımmmmm :)))

Bu cümleyi nerden kaptı bilmiyorum.Ama hergün 3-5 kez yineliyor.Bizi de güldürüyor tabii.
Bu çocuklar bir alem doğrusu.Şimdilik yazımı burda sonlandırayım.İş yerindeki yapılacaklar listeme dönmem lazım.Beni merak eden arkadaşlarıma da iyi olduğumu belirteyim...

Herkese iyi haftalar ,sevgiler