20 Şubat 2014 Perşembe

Çocuk yaşadığını yansıtır...

Eğer Bir Çocuk:

Sürekli eleştirilmişse; Kınama ve ayıplamayı öğrenir.

Kin ortamında büyümüşse; Kavga etmeyi öğrenir.

Alay edilip, aşağılanmışsa; Sıkılıp utanmayı öğrenir.

Devamlı utandırılarak terbiye edilmişse; Kendini suçlamayı öğrenir.

Hoş görü ile yetiştirilmişse; Sabırlı olmayı öğrenir.

Desteklenip, yüreklendirilmişse; Kendine güven duymayı öğrenir.

Övülmüş ve beğenilmişse; Takdir etmeyi öğrenir.

Haklarına saygı duyularak büyütülmüşse; Adil olmayı öğrenir.

Güven ortamı içerisinde yetişmişse; İnançlı olmayı öğrenir.

Kabul ve onay görmüşse; Kendini ve insanları sevmeyi öğrenir.

Aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse; Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.

Dorothy Nolte


Eminim sosyal medya paylaşımlarında bir çoğunuz okumuştur bu yazıyı... Belki okumamış olanlarımız varsa diye yazmak, kendimce çıkardığım notlar için kalıcı olsun, yazılı bir yerde kalsın istedim.


Sevgiler
nehircce 

6 yorum:

Ruhsuz Atmaca dedi ki...

Çok güzel bir yazı olmuş. İnsan 7 sinde neyse 70 inde odur. Çocuk küçükken neyse, büyüyünce odur, atamaz o zamandan aldığı şeyleri...

Syhn dedi ki...

sık sık okumalı ki yer etsin bizde.
çok güzel bir yazı.

Sevda ÜNLÜ dedi ki...

merhaba takipçi oldum bana da beklerim

MÜGE KÖKLÜ ATİK dedi ki...

Evet canım okumuştum...o kadar doğru ve yerinde ki...bunu dolaba asmak lazım ara ara unutmamalıyız...
Çok sevgiler

lila dedi ki...

Sen ne iyi bir dostsun Nehir ce. İyi ki varsın. Senin notunu görene dek inan dönüp dönmemekte kararsızdım. Ara uzadıkça zor geliyordu. Kim okuyor ki?,yazmazsam ne olur? diyordum.
Teşekkür ederim.

Babam.Net dedi ki...

Babamız çekeriz hep biz. Ona benzer ellerimiz. Tam düşmeye varken meylimiz, bir sesle irkiliriz. “Gel hadi, gel! Korkma, ben varım.” Bir el beliriverir minicik burnumuzun önünde, kocaman bir el. Dünyanın en güvenilir eli… Bir el uzanır her zorda olana; titrek, nasırlı,emek kokan bir el…

Babamız düşer önümüze hep. Biz, ayak izlerini takip ederiz. O izler; ne soyadıdır bize verdiği, ne ona benzeyen boyumuz ne de ondan aldığımız huyumuz. Göğsümüzdür o iz, hayata olan takatimiz. Susmayışımız haksızlığa, bağrışımız, benliğimiz…

Ne çok kare gelir gözümüze O’na dair. Mekan, kişiler, zaman yok olur onunla. Bir duygu kalır sadece, teslimiyet. Hep çocuğuzdur onun gözbebeklerinin içinde. Bir tek orda yaşar çocukluğumuz, kimse bilmese de. Bu en büyük sırdır bize armağan. Aradan yüzyıl geçse de.
Ve cenneti anaların ayaklarına serdiğimizden beri bir kuşku kemirir bizi, peki ya babam? Babanızı anlatın burada hadi! Kişiler, mekanlar ve zaman olmadan; duygunuzu anlatın. Öyle dünyaya duyurmak, evrene yaymak gibi kaygılarla değil, hatırlamak için anlatın. Duygularımız çoğalsın diye anlatın. Babamız anlar çünkü, hangi olayı taşıdığımızı gözlerimizde. Uzun uzun bakın babanızın gözlerine. İki göz arasında yeşersin tüm hayatınız. Bir fotoğraf karesi ise de artık 0, sol duvarınıza astığınız… Yine de bakın. Yaşasın her anınız gök kubbede…

-----
Sitemizin ve facebook sayfamızın tanıtımı için ufacık bir yardımda bile bulursanız bizi çok mutlu ederseniz.

Blog: www.babam.net
Face: www.facebook.com/babam.net