1 Aralık 2009 Salı

Ordan burdan...Az bayramdan az benden...



Bir bayram daha geçti gitti...Seneye kim öle kim kala değil mi..

Benim bayramım ağzına kadar dopdolu geçti :) Eşimin annesinin bayramın ilk günü bizde oluşu tüm sülaleyi bize çekmeye yetti..Eeee demiştim ya zaten doluydu ev,dolduk taştık anlayacağınız..


Efenin odasında tek boş kalan yer onun yatağıydı..Son baktığımda kuzeniyle içini oyuncaklarla doldurmuş zıplıyorlardı..Yanında ki kanepe, zaten hak getire.. Sinirlenmeden kendimi sakin tutmayı öğrendim bu tıkabasa günlerde...Geçecekkk yarın herkes gidiyor vs... telkinlerinde bulundum sürekli :)

Evli olunca işin bir zor yanıda, hem eşinin hem de kendi tarafının arasında kalmak galiba.Ne ziyaret bitiyor ne de gelen giden :)) Ben de ikiye bölündüm tabii eşimin ailesinin işini bitirince :))) kendi aileme sıra geldi.Bayramın üçüncü günü tam kadro kahvaltıda bizdelerdi..Sabahın 8 inde biraz bitkin bir kalkışda olsa uyanabildim..Akşamdan belirlediğim menümü hazırladım.Kendi imkanlarımla salona iki masayı birleştirerek bir sofra hazırladım..Küçücük evimizde masa boyutumuzda malumm küçük tabii.Mecbur iki masa.Neyse hoş bir kahvaltı sonrası, içilen kahveler.Ağırlanan misafirlerin yüzleri güler bir vaziyette ayrıldılar evcağızımdan :))) Bende memnunum tabii bu durumdan...


Ertesi gün apartmandaki büyüklerimizi ziyaret ettik.Bu iş hep en sona kalıyor ama yetişiyor yinede.Sonrasında eşimin sözü üzerine sahibinden satılık, ev araştırması için düştük yollara...Bulduk birşeyler ama fiyatlar çok yüksek. Araştırma halindeyim.Dua edin de benimde bir evim olsun azcık daha büyüğünden :))) ama bir balkonu olsun önü açık bir daire,ferah ferah olsun :))

Not : Yukardaki ev nasıl ama,pardon şatooo demek istemiştim..Bizim evden sonra şato bile az bence :))) Fot.netten alıntıdır.Bu kadarında kesinlikle gözüm yoktur :) 3+1 bir daire olsa yeterde artar bile bize :)))

Benden bu kadar, hepinizi öpüyorum...

Sevgiler...

26 Kasım 2009 Perşembe

Mutlu Bayramlar...



Bu fotoyu nette bulunca, ayyy olsada elimde evirip çevirsem oynasam dedim...Yemek geçmedi valla aklımda çok güzeller değil mi :))

Yine bir bayram daha geldi çattı..Dün misafirlerimin hepsi geldiler :)) Ankara dan Samsun dan kadro tamam anlayacağınız...55 m2 lik evimin her m2 si dolu desem :)) Valizler yataklar yastıklar..Şimdi işteyim eve gidince bakalım beni nasıl bir manzara bekliyor..Biz yıllardır böyle kalabalık geçiririz bayramlarımızı...Bence olması gerektiği gibi..Mutluyum aslında da ,ama çok yoruluyorum yahuu..Bu da tadı tuzu sanırım...

Her bayram geldiğinde aklıma gelen şey, biz küçükken babamın yaptığı bayram alışverişleri oluyor..Kese kağıtlarında özenle alınmış lokumlar,çikolatalar kapıya şeker toplamaya gelen küçük afacanlar için şekerler vs... Ayy bide arifeden bizim için aldığı bayramlıklar..Garip dimi aslında üç kız kardeşiz üçümüzün de bayramlıklarını babam biz görmeden alır getirirdi.Tam da üstümüze uydururdu..Çok şık şeyler olurdu hepsi...Beğenmemek ne kelime zevkle giyerdik...

Ortanca kardeşim çok cadıydı babamın bana aldığı elbiseyi ya da eteği vs... beğenirse illa kendiside aynısından isterdi... Ayy evet aynısı olcak illaaaa... Kendisi benden 3 yaş küçüktür.Bana ne alınırsa bir küçüğü de ona alınır öyle bayramlarda bir örnek gezerdik...Elimizde de özel alınmış ama yine aynı :)) çantalarımızla birlikte..İçlerini şekerle dolduruncaya kadar dolanırdık :))Ara ara eve gelir şekerliği doldururduk :)) ay çok eğlenceliydi...

O zamanlar kimse kimsenin çoluğuna çocuğuna göz dikmezdi.Biz de bütün mahalleyi gezerdik..Bazı evlerde ki çikolataları beğenirsek başka bir şeker toplayan grubla tekrar çalardık kapılarını :))))))) Şeker toplarken kimse kaçırılmazdı...Herşey masumdu o zamanlar...

Çok mu geçti aradan diye düşünürken en az 17-18 sene olmuş ee az da değilmiş..Şehrin bu hale gelmesi için, yeterde artar bile bu zaman...

Bu bayram,kazasız,belasız,çocukların özgürce dolaşabildikleri bir bayram olsun...

Hepimize mutlu bayramlarrrr :))

Sevgiler...

25 Kasım 2009 Çarşamba

Mahallenin Kokoş ablası :))

Bir kaç gündür yazıcam yazıcam bir türlü mahallemizin kokoş ablasından bahsedemedim :))
Ne alaka diyorsunuz sanırım şimdi,ama aylardır her sabah servis beklerken kendisiyle karşılaşıyorum.Hep bir sonraki gün için, içimden ayy ne olur yarın daha iyi giyinsin diye dua ediyorum :))

Sanmayın dış görünüşe göre insanları sınıflandırıyorum.Hayır öyle değil;ama eehhh be ablacım insan evden çıkmadan bir bakmaz mı aynaya... Bu abla, yada yaşıtımdır kim bilir ,ama kesinlikle giyimi yüzünden bir on yaş fark var aramızda ..Her sabah durağa ya benden az önce gelmiş otobüsünü bekliyor oluyor ,ya da benden 5 dk sonra geliyor bir telaş durağa.. Bir insan baştan aşağı farklı renklerde bir kombine yapar mı kendine.Şapkasından, çorabına kadar gökkuşağının tüm renkleri var yeminle üstünde...

Mesela, dün siyah çizme,kahverengi çorap,binbir renk kareli bir etek,rengini kestiremediğim bir ceket ve elinde yeşil bir çantayla tas tamam olmuştu..Haa bir de başında kasket şapka, renk sanırım turuncuydu... Zaman zamanda boynunda ucu bucağı olmayan bir atkı oluyor...

Geçen sabah uzaktan fark ettim kendisini,yanında bir adam biraz daha yaklaşınca eşi olduğunu anladım, geç bile kalmıştım anlamak için.Çünkü al birini vur ötekine tam tencere kapak misaliydiler.Adamın giyimiyle kadının giyimi arasında çok az fark vardı :))Renk seçimleri birbirine öyle yakındı ki :)) Pess dedim..Gülmemek için kendimi zor tuttum.Onlar hallerinden çok mutlulardı;sonra dedim kızım sananeee her sabah bak, gülümse..Renk katıyor otobüs durağımıza,böyle farklılıklarda olmalı hayatta :)

*****

Kişisel görüşüm kadın olsun ya da erkek ,üzerinde 3 farklı renkten sonrası gözü yoruyor.Birbirine yakın 3 farklı renk makul bence, fazlası tarz ya da tarzanlık oluyor :)))

Öpüyorum herkesiii sevgiler :)

Not:Fotoğraf netten alıntıdır..

24 Kasım 2009 Salı

İyi ki varlar...

Merhaba arkadaşlar :)



Yazamadım birkaç gündür..Yazmak ne heyecan verici oysa, keşke fırsat bulup hergün eklesem buraya bir post ..Sonra yorumlarınızı beklesem heyecanla :)

nehircce yi yeni takip etmeye başlayan, yeni dostlarım olmuş herkesss hoşgelmiş :)) teşekkür ederim...

Bugün malum öğretmenler günü,başta bana emeği geçen tüm öğretmenlerimin,ailemdeki öğretmenlerin ve tüm öğretmen blog arkadaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum...Bu çiçekler size... Çocukluğumun mesleğini yapıyorsunuz :) çok istedim ama; kısmet olmadı hala içimde bir yaradır...



Ortaokul 3.sınıftayken okulumuzda öğretmen eksiliği vardı..O zamanlar hala var mı bilmiyorum..Okulda her katta nöbetci öğrenciler olurdu..Her nöbet sıramda ilkokul 1.sınıflardan bir sınıfa ablalık yapardım..Bol şarkılı,resimli dersler geçirirdik :)) Çok severlerdi beni ,bir dönem okul müdürüyle konuşup benim her boşlukta gelmem için ısrarcı olmuşlardı :))) Canıma minnetti tabii,gerçekten onlarla olmak çok keyifliydi. Ayrıca susup dinledikleri tek kişi bendim :) Çok sevmiştik birbirimizi... Ben hala aynı okulun bulunduğu site de oturuyorum.Zaman zaman o sınıftan bir kaç kişiyle karşılaşıyorum..Öyle uzunca bakıyorlar suratıma hatırlıyorlar da çıkaramıyorlar :)))

Bu kısacık deneyimimde öyle sevdim ki bu mesleği hep hayalini kurdum..Biri sorsa da ilerde ne olacağımı söylesem diye beklerdim :))) Olmadı tabii, hep ucundan kıyısından bir şekilde döndüm..Kısmet...



Neyse fazla söze gerek yok..

Herkese kucak dolusu sevgiler...

19 Kasım 2009 Perşembe

Çaresiz bir kadın...


Bildiklerimizi unutturuyor bazen yaşadıklarımız.
Çaresiz kalıyoruz.
Etrafıma bakıyorum da ne kadar çok mutsuz insan var.Bazen işe, bazen patrona, bazen eşe, bazen arkadaşa kırılıyor kalpler..Zaman zaman çok farklı oluyor yaşadıklarımız.Kimi zaman ülke meselelerine,kimi zaman geçim derdine dalıyor çıkamıyoruz.
Değer mi...
Hayatı sebeplere sıkıştırıp,dermansız kılmaya ...
Değmez değil mi ??
*********
Son günlerde kafamı karıştıran bir şey var...Ofisimizin temizlik,düzen vs.. işlerini yapan bir hanım var çok iyi çok merhametli birisi...18 yıllık evli..Eşiyle mutsuz.Bizim ofisimize her sabah geliyor 2 saat toparlayıp gidiyor.Bunun dışında evinde kendi işleriyle ve okuyan iki kızıyla meşgul... Eşi mi eşi de çalışıyor..Ama sorumsuz kendi halinde beceriksiz bir adam...Şuan 1 yıl önce kefil olduğu birinin borcunu ödemek için ailesinin rıskından yiyen birisi...Daha ne diyeyim...
Kadın iki gündür hasta,sinirleri yıllardır laçkalaşmış ellerinde ki titreme önüne geçilemez olmuş...Bu yüzden farklı işlerde yapamıyor..Çekingen,mahçup bu ofis olmasa başka bir yerde çalışamayacak halde..Hepimiz onun sıkıntısını az çok bilip göz yumuyoruz..Dün izin istedi verdim, keşke elimden daha fazla birşey gelse...
Buraya niye yazıyorum bunları,bir haftadır kafam F.Hanım da...Tahsili yok,sürekli bir işi yok, evi kira,iki kız çocuğu ikisi de okuyor,arkasında duracak adam akıllı bir aile bireyi de yok..Bir de tuhaf bir koca...Kocadan nefret ediyor.Mümkünse yanyana hiç gelmiyorlar.
Sonuççç mutsuz çaresiz bir kadın...
Elinde ki titreme canını inanılmaz sıkıyor.Doktorunun söyledikleride.Bu böyle gider.Maalesef çözümü yok denmiş, daha da üzülmüş tabiii..
Ne kötü şartlarda yaşanan onca hayat var çevremizde, bir durup bakmak sonra şükretmek lazım değil mi ?Düşünüyorum düşünüyorum da elimden birşey gelmiyor onun için...
İbret olsun diye bencilce yazmak, haaa bakınn bu kadını görün şükredin de demek sanki daha bir can sıkıcı..
Ne biliyim; dedim ya başta,bazen yaşadıklarımız bildiklerimizi unutturuyor..
Sevgiyle ...

16 Kasım 2009 Pazartesi

Mim cevaplarım...


Bugün yazacaklarımın bu sevimli kahramanlarla pek de alakası yok aslında..Ama birden çok özlediğimi fark ettim ve eklemek istedim.Hepimize küçük bir nostalji olsun..


Şirinler benim en çok sevdiğim çizgi filmdi..Çocuğumunda onları izlemesini çok isterdim..Gerçi temin etmek, çok da zor olmasa gerek muhakkak toplu CD satışları vs.. vardır diye düşünüyorum..Biraz araştırayım bakalımmm..

Asıl konumuza gelelim..Geçtiğimiz günlerde sevgili Tibet in annesi beni mimlemişti..Teşekkür ediyorum ve cevaplıyorummm :))

* Bloğuna neden bu ismi verdin ?

- Ne zamandır açıklamak istediğim bir konuydu isabaet oldu doğrusu :)
Nehir, benim kızım olursa koymak istediğim tek isimdi..Bir bebeğim olacağını öğrenmeden önce ve cinsiyetimiz belli olana kadar sürekli nehir e mektuplar yazıyordum..Ya da kendi yazdığım yazılara nehircce imzası atıyordum..Bu yüzden çok düşünmedim bu ismi koymak için...Yanii asıl adım nehir değil...Ama seviyorum bu isimle anılmayı :)) Kaldığımız yerden devam edebiliriz yani :)))

* Bloğunu yazarken star tribiyle olmazsa olmazın var mı ?

-Hımmm sanırım yok, star tribi de pek benlik bir söz değil galiba :)) ama akşam saatlerini bekliyorum loş ışıkta yazmak daha keyifli geliyor bana :))


* En son satın aldığın garip şey ?

-Banyo terliği :)) hehe tam benlik ...

* Şeker gibi olduğun anlar ?

-Evimde,işimde huzuru sağladığım heran,kitaplarla yada eski kasetlerle,albümlerle uğraşırken vs...Hımmm bide mutfakta kek yaparken :)))

* Arkadaşım artık sormayın dediğin sorular ?

-ikinci çocuk ne zamannnn,çok geç kalmayın benceeee vb...

-Ne kadar maaş alıyorsun..

-Restoratör ne demek ...

* Aynaya baktığında gördüğün şey ?

-Şu sıralar bakımsız,yorgun bir anne suratı..Dip boyam gelmiş mesela,bakmıyorum pek bu aralar aynaya bennn, zaten bir daha boyatmıycam saçlarımı :))

* Kendini okutan bloglar ?

-Sürekli güncellenen,samimi,kendimden de birşeyler bulduğum bloglar..

* Bu blog sahibiyle karşılaşacağın yerler ?

-Hımmm Kadıköy de ıvır zıvır tezgahlarında,büyük marketlerde,çanta satan tüm mağazalarda,bir dee, tabii vazgeçilmez İmge Kitabevinde :))


Bende sevgili arkadaşlarım;
Gökyüzünün ömrü ve

Efulemm 'i mimliyorum size de kolay gelsin :))









13 Kasım 2009 Cuma

İyi şeyler...



Geçtiğimiz günlerde,sevgili arkadaşım,Laçin'in bloğunda düzenlediği bir çekilişe katılmıştım ..Sonuç için TIK... veeee bu şans bana güldü bu güzel şey benim olduuuu :)) bugün paket elime ulaştı.Canım eline sağlık senin de yeteneğin hiç bitmesin,tükenmesin hamarat kızzz..Teşekkürler...

Bu arada babamı merak eden sevgili dostlar,şükür daha iyi, dün yanına gittiğimizde çok sancısı vardı.Ameliyat saati ertelendiği ve uzunca bir süre yemek de yiyemediği için migreni de eklenmişti bu ağrılara :(( Zor geçen bir kaç saatten sonra rahatladı..Şimdi daha iyi annemden iyi haberlerini aldım..Hepinize ayrı ayrı bir kez daha teşekkür ederim..
İyi bir haftasonu diliyorum...
Sevgiler...
Not: Hayatcım,bu güzel hediyemi ilk önce senin için takıcam ve fotoğraflıycam inş..Öpüyorum :))

12 Kasım 2009 Perşembe

Sadece babam için..


Bir kaç gündür sürekli,hastalık vs.. ile ilgili yazılar yazıyorum farkındayım.Sıkıyorsam sizi kusuruma bakmayın..

Bugün biraz endişeli ve gerginim.Babam şu sıralarda biraz uzun sürecek bir ameliyatta..Yazın hatırlarsanız,kanındaki mikroba sebep olan bir damar tıkanıklığı vardı.Bu sebeple hastanede yatmıştı bahsetmiştim..Şimdi ayağında ki o damarlar temizlenecek..Aklım şuan hep onda işime pek konsantre olamıyorum.Yoğun bir gündü izin alamadım;iki kız kardeşim de orda,ameliyatta olduğu için orda beklemenin de pek bir faydası olmayacaktı sanırım..İş çıkışı hemen yanına gideceğiz.Annemin evden istediği bir kaç birşey var onları da alarak..Sanırım biz gittiğimizde de yeni ayılmış olacak..


Sabah evden birlikte çıktık,o ameliyat için annemle birlikte hastaneye, bense işe..Kendini düşünmesi gerekirken gözü yakamda ''kızım boğazın açık üşümeyecek misin'' dedi bana...Otuzuna yaklaşmış kızına...Baba heryerde her şekilde baba, aklı ne olursa olsun çocuklarında..

Canım babam billiyorsun dimi sen benim için çok mühimsin..Her evladın babası özeldir biliyorum;ama sen bir başkasın öyle temiz kalpli öyle merhametlisin ki ben ve kardeşlerim çok şanslıyız..

İyi ki varsın...

Seni çok seviyorum...

11 Kasım 2009 Çarşamba

:))) başlık bulamadım gülümsemek istedim...


Merhaba,

Günlerdir öylesine yaşıyormuş gibiyim..Efe biraz toparlanır gibi oldu bu seferde aile reisimiz yenik düştü gribe..Hayır birşey değil bu beden bu kadarını kaldıramıycak valla..Sürekli ya ıhlamur kaynatıyorum ya meyve soyuyorum oda olmadı çorba yapıyorum...Haaa bir de ter bezlerini yıkayıp kurutup katlayıp gecenin bir yarısı bulabileceğim tüm köşelere dağıtıyorum...Küçücük kadınım ben ya bir daha kimse hastalanmasın yasaklıyorumm...

Eşim seyehatte bugün, gece dönecek bu haliyle yola çıkmak zorunda kaldı bir aklımda onda..Zaten çok az şey düşünüyorum gibi :) İş çıkışı önce bir eczaneye uğranacak oğluşun şurubu yenilenecek..Sonra bir market ziyareti...Sonra eve gelip dün buzluktan çıkan balıklar pişirilecek..

Veee bir fasıl yine ıhlamur,meyve vs...... Bir insan on gündür sürekli aynı şeyleri yapar mı ??yapar :)

Neyse dostlar,bugün haftasonuna kadar, daha iyi olacağını düşündüğüm oğlum için bir sosyal aktivite peşindeydim...Bir sürü şey araştırdım.Nihayet karar verdim.Şehir Tiyatrolarında sahnelenen güzel bir çocuk oyunu buldum.. İnşallah ona gideceğiz..

Bu araştırma içerisindeyken de iki tane çok faydalı site buldum..

www.oyalamakagidi.com ve www.cicicee.com önemle tavsiye ederim :)
Her iki siteninde sevgili, editörleriyle görüştüm çok da tatlı insanlar..
Bizlere güzel paylaşımlar sunmak için bir araya gelmiş güzel yürekler...
Ben çok faydalandım sizinde beğeneceğinizi umuyorum...
Sevgiler...
Not : Fotoğraf netten alıntıdır. Gülen çocuklara bayılıyorum :))


10 Kasım 2009 Salı

10 Kasım için,

Keşke bu kadar erken gitmeseydin demek için çok geç...

Omuzlarında ki yük, küçücük bedenine yıllarca,nasıl da ağır geldi kim bilir.
Yılmadın ama sen,hiç isyan etmedin terk etmedin bizleri..
Tüm dünya ya gösterdin Türk'ün gücünü,
Şimdi bu topraklar da hala senin sayende nefes almaktayız,
Senin bıraktığın yerden az ötedeyiz.
Çok zaman kaybettik ya,işte bu en acısı,
Keşke biraz daha kalabilseydin...

Değişecek o ruh, tekrar canlanacak diye umut etmekteyim..
Biz seni sende bizi özlemektesin biliyorum.
Rahat uyu güzel yüz,güzel yürek...
Seni çok seviyoruz...


Fotoğraf netten alıntıdır..

9 Kasım 2009 Pazartesi

Efe'ye

Bir varmış bir yokmuşla başlıyor tüm masallar...
Benim masallarım senin gözlerinde başlıyor, her seferinde..
Hayatımın en güzel masalısın,hiç bitmesen; bazen diyorum ki hiç büyümesen..
Her gece önce bir masal sonra bir ninni...
Ninninin dördüncü cümlesinde kapanan gözler..
Pamuk pamuk uyuyan bir yüz,sıcacık pespembe yanaklar...
Seni koklamak nasıl güzel bir bilsen,ama bilemeyeceksin ki,benim aldığım kokuyu almayacak senin burnun hiç bir zaman...
Hani aşksın ya sen,dünyanın en sonsuz aşkı karşılıksız, teksin...

Sen üzülsen ben paramparça,sen ağlasan ben tarifsiz...
Hadi çabuk iyileş evimizin neşesi...
Cansınnn sen bizim herşeyimizsin...

Annen...

5 Kasım 2009 Perşembe

......

Yokmuşum meğerse günlerdir buralarda ..
Can sıkıcı üzücü çok şey oldu bu 5-6 gün içinde.
Oğluş çok hastalandı uykusuz geceler, hastanelerde geçen bir süreç.
Ateşli,öksürüklü geceler..
Gecenin 2 sinde acile koşturmaca,sabahın 5,5 una kadar oksijen verilen Efoş..
Ne oldu bize dedirtti bana,
Bugün daha iyiyim şükür çünkü ilk defa bu gece uyudum.
Oğlumda düzelecek inşallah.
Bende düzelicem.
Evim bir savaştan çıkmışcasına karışık,dağınık ve kirli, günlerdir hiç birşey yapamıyorum.Efeyle ilgilenmek dışında.Buda geçecek biliyorum.
Ama zormuş be anne olmak...
Küçük bir canın herşeyi olmak.
Çaresizce ağladığında nefesi tıkanarak, dudakları morardığında o çaresizlikte dona kalmak zormuş..Çok zormuş..
Buna da şükür,hastanelerde neler gördüm.Hepsi geçecekk inşallah..
Benden bu kadar,
Sevgiler

28 Ekim 2009 Çarşamba

mim, 29 EKİMMMM hepsi bir arada...



Merhaba,

Öncelikle, sevgili cecilia mimlemiş beni teşekkür ederim canım benim ,fırsat bulmuşken cevaplayayım istedim.Mim konumuz sevdiğimiz ,vazgeçemediğimiz kokular;

  • Ben yağmurdan sonra ki toprak kokusunu

  • oğluşumun değişmeyen mis kokusunu

  • eşimin ilk tanıştığımızdaki kokusunu

  • Sonra komik biliyorum CİF varya hani temizlik malzemesi,ha işte onun banyo için olanı varya mavi onun kokusunu :))))

  • Bide evimin kokusunu çok seviyorummm...
Şimdi ben de aramıza yeni katılan yeni blog kardeşimiz aşk ' ı ve sevgili Tuğçişi (seni seni Demir'in annesi) mimliyorum...Hadi size kolay gelsin...

******
Bu arada bugün işle ilgili biraz canım sıkkın,ukala birine ağzının payını verme zamanım geldi de geçiyor.Ama kendime yakıştıramıyorum ki bu tutumu..Göz göre görede kendimi ezdirmemeliyim dimi...Burnu Ağrı Dağına ermiş olan eyyy sevgili arkadaş, keşke mecbur olmasam senle aynı havayı teneffüs etmeye... Keşke burda değilde Topkapı Sarayındaki işimde az parayla kıt kanaat geçiniyor olsaydım; ama mutlu olsaydım..Bugün bu duyguyu bana tekrar hissettirdin ya helal olsun sana...

Neyse siz boşverin beni,yarın yazmaya fırsat bulamayabilirim..1998 den beri göremediğim ama aklımın bir köşesinde hep olan, liseden sevgili arkadaşlarım Songül ve Zehrayla bulaşacağım..Beni davet ettiklerinde çok sevindim.Bakalım yıllar bizlere nasıl süprizler yapmış..

Şimdiden Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum..
Çocuklarımızla çoşkuyla kutlayacağımız nice nice bayramlara...

Sevgiler...

27 Ekim 2009 Salı

İnternetten alışveriş...


İnternetten alışveriş..

Biraz önce kardeşimle konuşurken,aslında ne kadar da kolay bir yöntem olduğunu düşündüm..Yıllardır var olan kredi kartımla hiç cesaret edip internet alışverişi yapamadım..Komik mi bilmiyorum.Cesaretsizlik belki de..Öyle çok dolandırıcılık hikayeleri oldu ki zamanında.Gerçi biliyorum son zamanlarda daha güvenli bu siteler.Her neyse kim bilir belki denerim günün birinde :) Aslında gerçek sebebim bu değil sanırım..

Takip ettiğim kadarıyla o kadar çok hayatımıza girmiş ki bu netten alışveriş..Beyaz eşyalar,kıyafetler,kitaplar hatta bazı arkadaşlarım bu yolla evlerinin market ihtiyaçlarını da görüyorlar.Kapılarına kadar geliyor 1 kg domates 2 kilo patates mesela :)) İyi mi kötü mü tartışılır ben dokunmalıyım,seçmeliyim,sağına soluna evirip çevirip bakmalıyım.Hissetmezsem alamam gibi geliyor bana..Kötü alıcı mıyım ki acaba :) Sözüm yoğun çalışıp vakit bulamayan arkadaşlara değil asla sakın yanlış anlamayın beni :))


Büyükler çarşının,pazarın eski tadı yok diyorlar.Hayat zorlaşmış,yada biz kolayına kaçar olmuşuz da ondan galiba..Yaşam zorladıkca evimize gizlenmişiz,ayağımıza bekler olmuşuz bir çok şeyi..Hele de İstanbul da o trafik keşmekeşinde dışarı çıkmak bir hayli zorlar olmuş bizleri..


Bir on yıl öncesine gittiğimde;çünkü daha eskisini hatırlayamıyorum.Dershane çıkışı, uğradığımız dükkanlar,girip çıktığımız kitapcılar,küçük beyaz eşya dükkanları,kitap kafeler vardı mesela,hepsi de doluydu cıvıl cıvıldı bir renk cümbüşü vardı içeride..Şimdi o ruh pek yok sanki,yine kalabalığız malum burası koca bir şehir ama yok o canlılık sanki..O alışveriş duygusunu öldürmüşüz, farklı bir boyuta geçirmişiz herşeyi..Elektronik yaşar olmuşuz hayatı...


Ben biraz geleneksel bir kadınım,ondan bu yazı böyle bir şekil aldı aslında.Saygım soysuz bu işi böyle görenlere elbette..Ara sıra eski alışveriş tezgahlarına da uğramalıyız bence ne dersiniz...


Sevgiler...

26 Ekim 2009 Pazartesi

Hafta sonundan kalanlar...


Merhaba :))

Bir haftasonu daha geçti gitti..Dolu dolu,yorucu,koşturmalıydı ama bir kaç yüz gülünsetmeyi başardım, bende mutlu oldum...Cumartesi günü evimin işlerini bitirince, Acıbadem hastanesinde yatan sevgili eniştemizi ziyaret ettik..Aslında kendisi yoğun bakımda olduğu için ailesini, demek daha doğru olur.Kalp krizi geçirmişti yaşlı olduğu için,atlatıp atlatamama konusunda çok endişeliydi yüzler...Dilerim iyileşir ailesinin başında,torunlarıyla,sevdikleriyle kaldığı yerden devam eder hayatına...

Sonra oğluş ve eşim Kadıköy e gidip yemek yedik,benim yapmam gereken işlerim vardı.Onları Rest. bırakıp hızlıca onları halletmek ve tekrar aynı yerde buluşmak üzere ayrıldım yanlarından..Koştura koştura gittiğim alışveriş merkezinde babama doğum gününde aldığım kazağı değiştirmeye uğraştım.İade bölümü 2.kattaymış meğerse asansörle çıkmamı istediler beni telaşlı görünce..İyi dedim bindim asansöre, kapı kapanırken dedim ki bu aceleyle inşallah ben asansörde kalmam..Acele işe şeytan karışır derler ya haaa işte,o bende hep olur ::))

Veeee tatatammmm kaldımmmmm.. Düğmelere basmaktan ,ter içinde kalan bededim kızaran yanaklarım, yine şeytanı karıştırdın bu işe diye kıza kıza kendime telef oldum...Nihayet kendileri yine bindiğim katta açıldı...Ben ter içinde sinirle çıktım..Niye bindim niye indim dimi :)))

Ordaki işimi halledip,koştur ayakkabıcıya vs.. Neyse minnoşum ve eşimle buluşup düştük yollara..Moda civarında oturan,yada Bahariyenin arka sokaklarında ki sevgili izleyenlerim, saat 19:00 20:00 civarında avazı çıktığı kadar bağırıp şarkılar söyleyen bir cimcime sesi duyduysanız o benim afacanımdı işte... Akşam gezmelerini neden çok sevdiğini pek çözmüş değilim ama inanılmaz mutlu oluyor karanlıkta dışarıda olduğunda...

Şarkı sözlerimiz şöyleydi;
Kıymızı balik göldeeeeee,kıyvılı kıyvıla yüzüyoooo
Balıkçı Hasan geliyo
Oltasını atıyooooo
Sonra fısır fısır sözler, dediği pek anlaşılmıyor çünkü sınıfta da böyle söylüyorlarmış..Yani şarkının geri kalanı fısır fısır bitiyoooo...

****
Sonraaa aile ziyareti,komik yeğen Tülay ın şovları vs..Oldukca eğlenceli bir akşamdı doğrusu...
Pazar günü,biz misafir ağırladık gece yorgun bitt;ama sabah kendimi daha iyi hissediyordum..
Şimdi yine yeni bir haftanın ilk günü,umarım iyi geçer hepimiz için...
Buarada en yakın arkadaşım Sevim döndü bugün Almanya dan sabah sesini duydum rahatladım.Belki bugün küçük bir kaçamakla görürüm onu, özledim...

Sevgiyle iyi haftalar dilerimmm herkeslereee :))

23 Ekim 2009 Cuma

Ordan burdan...Azcık Efe 'den...

Ne yazsam ne yazsam diye düşünüyorum bir kaç gündür.
Pek de fırsat yaratamadım ne yalan söyleyeyim...Bugünde bir sürü angarya iş yüzünden epey yoruldum.Ama olsun bugün Cuma öyle değil mi :)) Oleyyy :)) yarın fırsat buldukca uyumayı ümit ediyorum..

Tam bir haftadır, her gün toplam 4-5 saat uyuyabildik eşimle..Efoş'un hastalığı, gece belirsiz aralıklarla tutan öksürük krizi sebebiyle..Dün de eşim seyahatte olduğu için,evimin küçük erkekiyle yalnız kaldım bütün gece başındaydım dersem yeridir...

Ihlamurdu,süttü,terlemiş üstünü değiştir,yastığını yükselt derken yanında uyuya kalmışım.Yatağıma geçtiğimde sabaha karşı 4 civarıydı..Sonra inanılmaz bir kabus gördüm.Ter içinde,kaskatı uyandım korkuyla...Yani harika bir geceydi :))

Şuan gözlerimden uyku akıyor...Tutamıyorum desem :)

Geçecek inşallah sabırla bekliyorum.Anne olmak demek,sabırlı olmak demek değilmi zaten :) Herşey onlar için..Kendilerini bir yudum daha iyi hissetmeleri için..

............
Şimdi biraz gülümseyelim :))
Birkaç küçük diyalog var Efe Bey den, size :)

Dün akşam babasıyla telefonda konuştular, telefonu kapadıktan sonra,onun için tam yatma vakti.Ben çabalıyorum uyusun diye,durdu bana döndü; ''anneeee ben evin erkeğiymişim artık,babam öyle söyledi ben yatmıycam şimdi '' aslında babasıyla aralarında geçen konuşma ''oğlum ben bu gece yokum ya,sen evin erkeğisin şimdi, anneni üzme vaktinde yat ilacını da iç tamam mı''.....Efe durumu işine geldiği gibi anlamış yani :)))

*******
Geçen akşam oturduk resim yapıyoruz, Efe :''anneee başıma biy fikir geldi '' dedi..Aklına olabilir mi Efe dedim hıhı olabilir :) dedi...Gülüştük, sonra ''anneee ben seni bugun çok seviyorum'' dedi..Ben bozulmuş bir suratla yani dün az mı seviyodun Efe dedim..Hiç utanmadan klasik cevabı verdi ; hıhııı...

*******
Son olayımız aslında bu eski ama ben yazmaya fırsat bulamamıştım;
Rahhmetli babannemin Samsunda ki köy evinden, eski bir gaz lambası alıp geldim bu sene tatil dönüşü.Hatıra saklamak için, eskicilik ruhumda var benim.Meslek ondan Restorasyon..Her nekadar yaklaşık bir yıldır işimi yapamasamda hala aşığım kendilerine neyse ...Eve getirdim eşimle temizledik oldukca eski yıpranmış gaz lambamızı, koyduk kitaplığımızın bir köşesine.. (Şimdi eksiklerini tamamlıyoruz gaz lambasının bitince ayrı çeker gösteririm size)
Ertesi gün Efe bombasını patlattı, ''anne o neki ?'' ben gaz lambası oğlum babannemden hatıra saklıycam ..'hıııı' aradan biraz zaman geçer Efe babasına seslenir''babaaa biz bundan sonra gazlarımızı o lambaya dolduralım o zamann'' (fiziksel gazdan bahsediyor beyimiz) biz yerde kriz halde :))) Önce ciddi sandım ben :)) meğerse espri yapmış bizim oğlan alemsin Efe çok yaşa emiiii....

Not: Yukarıdaki kitaplığın tasarımı eşimle bana aittir :) Bir ara çok bahsetmiştim bilenler bilir.Gaz lambamızda solda çerçevenin hemen yanında şekil A görünmektedir :)))
Hem kitaplık, hem çalışma masası hatta abarttık ben alt bölümüne yemek takımım için bile yer yaptırdım :)) Ne yapalım ama, bizim evimiz hepi topu;55m2 her şey fonksiyonel olmak zorunda :))
.....
İşte böyle bugünlük benden bu kadar :))
Hepimize iyi hafta sonları olsun,bolca dinlenelim...
Sevgiler....

21 Ekim 2009 Çarşamba

21 Ekim :)


Bu sabah her günden farklı uyandım,akşam yatarken kendimi buna zorladım çünkü..
Yarın farklı olmalı,iyi olmalı,iyi görünmelisin dedim..Zor bir gecede geçirsem sabah bir umutla açtım gözlerimi yeni güne...Evettt bugün benim doğum günüm,Teoman'ın dediği gibi ''kelimeler büyüyor ağzımda'' aklımda bir sürü şey,eksik kalan yanlarım..Bazı sevdiklerimden uzağım.Ama yine de mutlu olmaya gayret ediyorum..Çünkü bugun benim doğum günüm :)))
Gece 12 yi geçtikten sonra uykumun ortasında eşim gelip yanağıma küçük bir öpücük kondurup doğum günün kutlu olsun dedi,çok sevindim daha da bir güzel uyudum :) Sabahta minnoşum kutladı :))
28 'i bitirip 29 dan gün alıyormuşum :) 30 a ne kadar az kaldı :))
Sabah servise binince hatırlayan 1-2 arkadaş neşe kattılar günüme,insan önemsemiyor gibi oluyor ama hatırlanmak ne güzel bir duygu böyle..
Sabah mailler gönderen,arayan arkadaşlarıma da ayrı ayrı teşekkür ediyorum burdan..
Hepinizi çok seviyorum...
İyi ki varsınız..
Sevgiler,

20 Ekim 2009 Salı

Öylesine bir gün...


Merhaba,

Bugünde usulca kaydı ellerimizden..Zaman ne acımasız, çok mu hızlı akıyor artık nedir.Neyse,bugün çok hoş bir tarif gördüm sevgili Alev'in bloğunda nasıl hoşuma gitti bilemezsiniz..Yarına yapacağım kendime, ödül olarak...Ama bunun yanında geçen hafta oğluşun sınıf arkadaşlarına yaptığım süpriz kurabişlerimde hiç fena olmaz bence... Ayıcıklı kurabiyemin tarifini merak edenler işte yazıyorum ;


Malzemeler :)


1 çay bardağı sıvı yağ

yarım paket katıyağ (eritilmiş soğutulmuş)

1 çay bardağı elma sirkesi

1 pk.kabartma tozu

2 yemek kaşığı şeker

1 yemek kaşığı tuz

1 yumurtanın akı

Kulak memesi kıvamına gelene kadar un ilavesi,



Tüm malzemeleri karıştırıp,yumuşak bir hamur elde ediyoruz..Merdaneyle açıp,kurabiye kalıplarıyla şekil veriyoruz..Üzerine de bir yumurtanın sarısını sürüyoruz...180 derecede üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz...Sonra afiyetle yiyoruz..

Eminim bu tarifi herkes biliyordur.Hem basit hem malzemeleri kolay ve masrafsız..


Efe nin arkadaşları çok beğenmişler,uzun sürede cam kavanozda yada saklama kablarında bekletebiliyorsunuz...Habersiz bir misafirin önüne hemencik koyabilirsiniz...

Yarın güzel bir gün olsun hepimiz için; ama benim için daha özel olsun :)

Sevgiler...

19 Ekim 2009 Pazartesi

Artık bir sütcümmmm var :))


Merhaba,

Yine klasik bir pazartesi başladı.Migren ilk sinyallerini verdi.Ben şuan onla boğuşuyorum.İlacımı aldım beklemekteyim..İnşallah geçecek..

Haftasonum, daha önce size anlattığım gibi epeyce yoğun geçti..Yazlıklar kalktı vakumlu hurçlarla küçültüldü :) Kışlıklar çıkarıldı 4 makina çamaşır yıkandı.Asacak yer kalmayınca annemin balkonu da işgal edildi.Hala yıkanacak bir sürü kazak ve hırka var..Bu arada,oğluş için unuttuğum bir sürü kazak çıkınca,inanılmaz sevindim :)) Yeni almış gibi oldum.Okul başlayınca ne kadar çok şeye ihtiyaç duyuyor insan..

Evimi temizledim,dolaplarımı sildim vs...

Pazar günü annemlerle kahvamızı yaptık.Efe'nin itirazsız yediği ender bir kahvaltıydı.Hepimizi çok mutlu etti..Sonra eşimin doğum gününü küçük bir aile toplantısıyla birleştirip kutladık..Hediyemi çok beğendi.Bende memnun oldum..Nice nice yaşlara inşallah sağlıkla...


Gelelim başlıktaki asıl konuya,

Yıllardır imrendiğim ama cesaret edemediğim bir konuydu bu,güvendiğim bir sütcü edinmek.Sağlıkla tertemiz,katkısız sütler almak oğluşumu bununla beslemek..Eşime tatlılar yapmak :) Ama hep askıdaydı bu proje :) Geçen ay tam da bu zamanlarda bir mail aldım bir tanıdığımdan.Sevgili sütcüm Aysun Hanım dan bahsediyordu.İnanılmaz şaşırdım.Türkiye gibi bir ülkede böyle bir yatırıma kim gönül verip girer ki diye düşündüm...Biraz inceleyince gördüm ki Aysun Hanım bu işi tam da olması gerektiği gibi severek ve isteyerek kalitesinden ödün vermeden yapmakta..

Büyük bir heyecanla yazıştık kendisiyle.Çok içten çok samimi birisi kendisi.İş arkadaşlarımı da organize edip ilk siparişimizi verdik..Haftanın belirli günleri İstanbul'un hemen hemen her yerine servis yapıyorlar...Siparişiniz, bir gün öncesinden Aysun Hanım tarafından gönderilen hoş bir telefon mesajıyla soruluyor.Mesajlarda çiflikten haberler alıyorsunuz.Zevkle gülümsüyorsunuz :))) Sonra sipariş miktarınızı msj la bildiriyorsunuz yine :))

Ertesi gün kapınıza kadar gelen sütler gayet temiz,sıfır kapaklarla kapatılmış plastik şişelerde elinizde oluyor..Akşama evinizde mis gibi kokan süt kokusuyla eskiyi,annelerimizin mutfaklarından gelen mis gibi süt kokusunu hatırlıyorsunuz...

..........

Oğlum her perşembe kapıda bekliyor beni,olayı daha da keyifli yapmak için sarı kız (kendimizce belirlediğimiz bir inek ismi :) ) sana süt göndermiş Efeciğim diyorum çok mutlu oluyor kuzum..Uyumadan önce içtiği süte heyecan geldi kısacası,benim için süt göndermiş dimi anne :) vs.. gibi bir sürü cümleyle uyuyakalıyor :)))

Sütü hemen o akşam kaynatıp fotoğrafta görüldüğü üzere borcamımda saklıyorum..Gerçi yarısı hemen o akşam içiliyor nerdeyse..Azda yoğurt mayalıyorum..Deymeyin keyfimize..


Burada Aysun Hanım la ilgili bir haber de var.İlgilenirseniz kendisinin mail adresi


[aysunthesutcu@gundonumu.biz.tr]


Bu yazımı yayınlamak,size tavsiyede bulunmak için bekledim biraz,önce kendim emin olmalıyım dedim ki tam bir aydır zevkle,hevesle,sağlıkla kullanıyorum sütümü..Bu konudan bahsederken tek amacım; aramızda benim gibi anne olan,ya da aday olan bildiğim bir sürü arkadaşım var,onlarda faydalansınlar istedim..Aslında herkes içmeli bence..Kutularda aldığımız sütler gerçekten süt mü emin değilim..Hele de bu sütü tattıktan sonra :))) Sütten çıkan kaymağımı da her pazar babişkoya hediye ediyorum..İnanılmaz seviniyor..

Sevgiyle herkese iyi haftalar diliyorum..

17 Ekim 2009 Cumartesi

Kanka :)


Dün akşam yorgun argın eve geldim,yağmur çok zevkle yağıyordu benim de içimi ferahlattı...Hafifledim.Ruhumu dinlendirdi...

Yemek maratonundan sonra,Efenin ve benim sevdiğimiz dizimiz Melekler Korusun'u izlemeye başladık :) Efe birara bana ''anne bana bir su kap gel'' dedi...Önce kulaklarıma inanamadım neyyyy dedim güldü ''bir su kap getir işte'' dedii..O ciddiydi de ben şok olmuştum :)

Çok ayıp dedim anneye böyle hitap edilmez...'''Tamam su getirir misin'' dedi...Neyse dedim..Arkadaşlarından duymuş öyle söyledi..Çok komik geldi sonra güldüm epeyy...

Sonra aradan 10 dk geçti geçmedi geldi boynuma sarıldı.''Anne biz şimdi kanka olduk'' dimi dedi.. Ayyy Efe çok komiksin oğlum kimbilir daha neler duyacağız senden dedim..Gülüştük durduk..Yanımda uyuya kaldı sonra.Gribi hala devam ediyor haftasonumu ona ayırıp iyileşmesi için çabalıycam inş.toparlar kendini..

Bu arada bu akşam ya da yarın yazlık , kışlık devrini yapmam lazım dolapları düzenlemeliyim.Yıkanacak da bir sürü çamaşır çıkacak demek oluyor bu..Ayyy bir de ütü cabası..

Sağlık olsun elimiz mahkum yapacağız :))

Yarın eşimin doğum günü, küçük bir süprizde planlarımın arasında bu iki güne çok şey sığdırmam gerekecek belli oldu..Hadi bakalım umarım herşey yolunda gider..
Sevgiyle İyi haftasonları...
Not: Fotoğrafda ki küçük bey, oğluş ve sevgili arkadaşları...