26 Ağustos 2009 Çarşamba

Mutluyum...Sebebi var..

Merhaba :)
Bugün hava biraz serin sanki İstanbul da, ben Ağustostan Eylül'e geçişi çok severim.Heyecanlıyım doğrusu Sonbaharı sabırsızlıkla bekliyorum.Ekim çocuğuyum ondan sanırım bu mevsime olan bağım...

Neyse asıl konumuza gelelimmmmm, ben bugün ayrıca çokkk mutluyum sevgili Flame nin düzenlediği 15.yorum yarışmasının :) kazanan talihlisi ben olmuşum..İnanılmaz sevindim hayatımda ilk kez ,bana böyle bir mutluluk yaşattığı için ona ayrıca çokk teşekkür ederim.Alev benim için ilk blog dostlarım arasında olmasıyla da özeldir.İyi ki var ..
Canım sağolsun dün hediyemi göndermiş hemencik; ama ben hemen yazamadım şimdi hoş paketiyle birlikte sizlere sunuyorum..Yanında birde memleketini tanıtan bir kartpostal var..Zevkle okumaya başlayacağım kitabını elimdeki kitabım biter bitmez ve hep sevgiyle saklayacağım....

Ayrıca yine Flame beni birde mimlemiş, onu da hemen cevaplıyorum...

En sevdiğim blogger, İnanın hepinizi çok seviyorum..Elbette bu yola başlarken :) yani emekleme sürecinde yanımda olan Flame,Fikir İşçisi,Simgetuğçe sonra Lacheen,moondesign,zuzuların annenesi,mavianne
ayrılar gönlümde..
Beni okuyan merak eden,yorumlarını eksik etmeyen sonradan kazandığım dostlar sizide sevgiyle öpüyorummm...

Devam edersemm,
En sevdiğim aksesuar, küpeler ve çantalar
En sevdiğim hayvan, Atlar ve köpekler
En sevdiğim çiçek, Papatya ve mimoza
En sevdiğim içecek, Ayran
En sevdiğim tatlı, Şekerpare
En sevdiğim yemek, köfte ve mercimek çorbası :)
En sevdiğim film, Piyanist,Babam ve oğlum,güle güle
En secdiğim pc programı, Autocad :)
En sevdiğim renk,mavi ve beyaz
En sevdiğim çizgi film kahramanı, Tweety,Uçak Jumbo
En sevdiğim yazar, Susanno Tamaro,Kenize Murad,Khaled Hosseini,Elif Şafak ,Ayşe Kulin...

İşte böyleee şimdi bende Simgetuğçeyi,moondesign 'i mimliyorumm..Hadi size kolay gelsin...


Sevgiler,,

24 Ağustos 2009 Pazartesi

İyi ki doğdun küçük adamım...

Canımm meleğim,biriciğim,küçük sevgilim,annesinin canııııı,aşkımmmmmmmmmmmmmm :))

İyi ki doğdun canım yavrum...

Sen dünyama gireli ne çok şey değişti hayatımda, ne çok doldurdun yüreğimi,evimi..

Sen benim herşeyimsin canımdan cansın, küçük adamım iyi ki varsın..


Pamuğum, 24.08.2006 da sıcak bir yaz günü açtı gözlerini dünyamıza.Aslında hiç doğmak istemedi nedense :)) Ben normal doğum olsun diye direttikce o ısrarla sezeryanla doğmak istedi resmen :) Doğuma 2 gün kala doktorumuz artık doğması lazım eğer normal şartlarda sancınız gelmezse 24 ü sabahı suni sancı veririz demişti.O iki gün güle oynaya geçti ne sancı ne de birşeyy..Yok beklenen yolcudan ne bir ses, ne bir iz :))


24 ü sabahı Perşembe günü,düştük hastane yollarına konvoyda iki araba babam peşimizde :) Gayet sakin girdik hastaneye.Doktorumun muayenesinden sonra bekleme bölümüne yatırıldım.Herkes sancıdan kıvranırken ben etrafı izlemekle meşguldum.10 dk da bir içeri giren eşim ve kız kardaşim Zeyno beni öyle görünce sürekli gülerek dışarı çıkıyorlardı..Ne gelmez adammış bu yahuu diye :)))


Bir müddet sonra servisteki odama çıkarıldım işte beklenen an gelmişti suni sancı için serum verilecekti.Herkesin gözleri kocaman ''sakın korkma kızım ve utanma bağırmak istersen bağır '' hıııhhh nasıl yaniii :)) tamam siz üzülmeyin ben ağrı gelirse bağırırım tabii... Onlarda haklılar,doğum servisi yıkılıyor çünkü, sancısı gelen kadınların sesinden :)) eee bizimkilerde tedbir alıyorlar baştan akıllarınca :)) Neyse serum takılırken annem odadan herkesi çıkardı ''şimdi ilk damla düşsün çocuğun canı çok yanacak rahat bırakalım'' Babam ve eşim tv izliyorlardı onların çıkışı biraz yavaş oldu :) Ekranda basketbol milli maçı :)) eee ne yaparsınız erkekler :))


Neyse serumun ilk damlası kana karıştı, benden çıt yok kapıdan kafalarını uzatıp uzatıp geri çekiliyor bizimkiler, sonunda serum yarılandı benden yine ses yok :) Artık dayanamayıp girdiler içeri ay bu nasıll birşey,sana kesin yanlış serum taktılar laf kalabalığının içinde bir baktım heyecandan ne yapacağını bilemeyen eşim ve babam yine ekranın başındalar :)) Kadınlar malum velvelecii ortalık pazar yeri gibi ben çaresiz sessiz bekleyiş içinde...


Ebe hemşirelerin muayenesi(bu kısmı en vahim kısmıydı) de sonuçsuz kalınca eee milli maç bitip babam ve eşim de sabırsızlanmaya başlayınca bekleyiş iyice zorlaştı..Doktorum akşam üzeri alıcam ameliyata, ama herşey normal giderken sezeryan yapmak istemiyorum hastam da istemiyor biraz daha bekleyelim dedi ..ve gitti..Yine belirsiz bir bekleyiş..Kapıda sevenler telefonda canlı yayın durumu takip edenler...Bende kocaman bir karın üzerimde çiçekli doğum geceliğim...


İçerde sürekli çalışır vaziyette ki NST cihazı,bebişimin kalbi bir hızlanıyor, bir yavaşlıyor..Heyecanımız son süratt artıyor..Hemşiremiz bir ara kalp atışları yavaşlıyor sanki, diyince eşim yerinden fırlayıp doğru doktorun odasına koşmuş..Ameliyata alın biran önce eşimi lütfen demiş..Neyseki saat akşam 6 civarı ameliyat hazırlıkları yapılmaya başlandı..O zaman korkmaya başladığımı hatırlıyorum...
Yüreğimde bir sürü martı aynı anda havalandı sanki...

Sedyeye yatırıldım, herkesin eli elimde,gözler nemli uğurlandım ameliyathaneye..Başımda iki hemşire, asansör kapısı yavaşca kapanırken son kez gözgöze geliyorum eşimle,elimi kaldırıp gülümsüyorum..Kapı kapanıyor aklımda o ve gözü yaşlı ailem...


Soğuk,kocaman bir alan sonra başka bir alana geçiş yine soğuk...Ne tuhaf, ölümle doğum, kafam karışık ne hissettiğimi ne düşündüğümü hatırlayamıyorum..Aklımda yer eden tek şey soğuk...Birde uyanamama korkusu...

Ameliyathaneler soğuk olurmuş meğer :)) Benim ilk ameliyatım, bademcikten kaçmıştım çünkü :))) Burda konuyu biraz dağıtayım istedim sizin gözler yaşlanmıştır şimdi :)) Bende ne zaman bir doğum hikayesi okusam sulanır gözlerim.Hele hamileyken nede zordu, daha ilk iki satırda düşerdi yaşlar :)


Neyse hemen gözlerim doktorumu aradı,uzaktan elini kaldırdığını gülümsediğini gördüm.Rahatladım.Sanki beni kandırırlar başkası girer ameliyatıma diye bir korku vardı içimde.Aylarca onun kontrolündeydim aramızda tarifi farklı birşey gelişmişti.Galiba güvendi o adı olmayan duygunun...

Masaya yatırıldım üzerimdeki örtü açıldı.Büyük bir pamuklu bez yardımıyla karın bölgem tamamen ilaca bulandı renk turuncu .. Doktorum belirdi,sonra anestezi uzmanı, bebeğimin göbek adını sordular.Babamın ismini söyledim,göbek bağını keserken ismini söyleyeceğiniz dedi doktorum..Sonra birkaç memleket sorusu gerisini hatırlamıyorum...Saat 18:53 bebişim doğmuş...


Yukarda kopan fırtına,oğlumun yukarı çıkarılmasıyla coşkuya dönüşmüş..Tontini doğan efecik, herkesin sevgilisi olmuş hemşire ablasının üstüne birde işeyi vermiş...Yüzler gülmüş..Akıllar da annede kalmış...15-20 dk.sonra ben getirildim odama, kolidorda tüm gözler bende, benim aklımda tek bir şey iyi mi,güzel mi ...

Kulağımda eşimin sesi iyi,iyi çok iyiii aynı sen...

Benim gözler dolu dolu, şimdiki gibi, odamda bir sürü sevdiğim insan,arkadaşlarım, ama etraf tam net değil buğulu...Renkler oğlumun odaya girişiyle sanki tamamen netleşiyor...O açlıktan ağlıyor ben sevinçten...Kucağımda nefesimde her yerimde o andan itibaren...

Canımsın iyi ki benimsin...

21 Ağustos 2009 Cuma

eee bende ödül almışımm :))

Merhaba arkadaşlar, bu meşhur ödül, bloglar arasında nede popüler olmuş :) Ama benim için ne mutlu ki üç ayrı arkadaşım aynı zamanda layık görmüşler beni bu ödüle..Grur duydum sevildiğimi hissetmek çok güzeldi..
Sevgili siyah kelebekciğe ,evcimen'e ve fikir işçisine ayrı ayrı tekrar teşekkür ediyorum.İyi ki varsınız :))
Bu ödülle birlikte benden istenen 7 ilginç davranışımı, sizlerle paylaşmam.Seve seve işte buyrunn okuyun :)))
  1. Şaş kaza araba kullanmaya kalkarsam hele de yanımda eşim varsa ve ben hata yaptıysam sinirden gülme krizine girerim..O bu durumdan nefret eder.. 5 yıllık ehliyetim var ;ama 3-5 tane böyle kötü tecrübeden sonra pes etmiş durumdayım..
  2. Bir yılan,fare yada o tür hayvanlardan çok bir sinekten daha fazla tiksinirim.
  3. Kızınca susarım,kendimi ifade edemediğim anlarda kitlenir kalırım.
  4. Simetri hastalığını yendim yeniyorummm..
  5. Toplu olmayı sever ama bir türlü toplanamayan biriyim.Detaylarla uğraşmakten genele inemiyorum..
  6. İsmimin yada herhangi bir kelimenin sürekli tekrarlanmasından,aynı tondaki tekrarlardan nefret ederim.
  7. Birde teknolojik değişikliklerden pek hoşlanmam.Kafam zor basar, standart benim işimi görecek herşey benim için tamamdır.Ötesi kasar :))

İşte böyle,,, şimdi ben bu ödülü gönülden,daha önce bu ödülü almamış tüm blog dostlarıma gönderiyorum.Herkes hak ediyor bence..Yazan ,emek veren,okuyan tepki veren herkese...

Bu arada tüm dostlara huzurlu,sağlıklı bir Ramazan ayı diliyorum...

Sevgiler...

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Tuhaf...


Tuhaf bir gün bugün,aslında anlatacak ne çok şey var..Ama anlatmaya yazmaya üşeniyormuyum neyim ...Yok yok yazacağım ...
Sabah Efoş uyanmadan ananesine çıkardım kucağımda, tabii uyanıverdi yatağa yatırmadan bir çığlık bir kıyamet koptu...Ellerimi tut bırakmaaa ben korkuyorumm,bende senle gelcem işeee yütfen gitmeeee ... Offf yazınca bile içim sıkıldı..Ne zor çalışan anne olmak.Ara sıra yazıyorum bu durumlarda ki sıkıntımı biraz biliyorsunuz, duygusal bir çocuğum var ama ben çok çaresiz kalıyorum...
Yeni oluşan bu korkuları, yazlıkta başladı, sağolsun 5 yaşındaki kuzenine okulda anlatılan hayalet,ölüm hikayeleri sebebiyle oldu.Nasıl bir okul ve nasıl bir eğitim sistemiyse.. Bir gece her ikisine de kitap okuyup odadan çıktım uyumak üzerelerdi,5 dk sonra Efoş çığlıkla koşarak geldi yanıma gözlerindeki korkuyu anlatamam sanırım.. 'Beykee beni korkuttu elini kaynıma koydu hayalet geldi dedi bana' dedi efoş..Napacağımı bilemedim öyle sinirlendim ki anlatamam.Ama annesi babası Ankarada ve tatilini bizimle geçirmeye mecbur bırakılan 5 yaşında bir çocuğa nasıl bir tepki verebilirsiniz..Biraz konuştum sinirden dişlerimi sıktığımı hatırlıyorum..Efe malum hassas,kuralına göre işleyen bir hayatın küçük bir bireyi henüz 3 yaşında onun dünyasında,masal kahramanları Ahmet dede den Ali den candan pıtırcıktan keloğlandan bazende Nasrettin Hocadan başka kimse yok ki...Nerden çıktı hayaletler ölümler vs... Haksızmıyım..
Böyle eğitim nasıl olur seçmeli din dersi altında çocuklara ölüm cennet cehennem böyle mi işlenir.Yuh olsun o eğitmenlere..Berke ye de kızamadım ya, ama o dersi şuan almasını sağlayan annesine babasına ve veren öğretmenine çok kızgınım ne yalan söyleyeyimm...
Bir de anne babanız ölecek eğer iyi insanlarsa cennete kötülerse cehenneme gidecekler demişler çocuklara, bunu duyan efo koşarak gelmiş babasının yanına ben İstanbuldayken 'baba siz ölmeyeceksiniz dimi'... Pesssss....
Her neyse aklım evde çıktım geldim işe haliyle,ama geceleri yatağında yalnız yatmaktan korkan bir oğlum var 3-5 gündür..Ellerim avuçlarında sımsıkı tutulmuş,benim gözler uykudan baygın belimde eğilmekten oluşan kas katı duruş hali,sinirler zayıf idare ediyoruz...Alıştırmamız lazım yatağında tekrar uyuması için onu,düzeni alt üst olursa çok kötü olur bizim için..eee yatakta malum çocuk yatağı, giripte birlikte uyuyamıyoruz ki :)) Cancan dertli biz ondan kederli akşam olunca bakışıyoruz eşimle, bakalım bu gece nasıl uyuyacak diyee...
Lütfen yanlış anlaşılmayayım elbette zamanı geldiğinde öğrenilecek,anlatılacak bazı şeyler ama 5 yaş çok erken bence,İnanan insanlarız yani kendi adıma bende çocuğumun zamanı geldiğinde analayabileceği kadarıyla doğru bildiklerimi aktarmak isterim ki böyle de olsun istiyorum ama bu sistem yalnış bence..
İşte dostlar durum böyle,bu aralar nasıl eski haline getirebiliriz konuşmaları yapıyoruz..Efoş a kendi hikayelerini okuyoruz..Hayaletlerin olmadığını,ve anne babasının ölmeyeceğini...


Bu arada çizer in eline sağlık ben bu resmi çok sevdim...

18 Ağustos 2009 Salı

destek...

Merhaba,

Bugün çok kısa bir yazıyla size merhaba diyip kaçacağım..Az önce sevgili siyah kelebeğin sayfasını ziyaret etmiştim.Orda bloğuma taşımam gereken bir haber okudum.Lösemili çocuklara destek ile ilgili, çok duygulandım sizede okumanızı ve kampanya ya destek olmanızı öneriyorum.Bloglarımızda yaya biliriz sanırım.. TIK layınn.. Küçük bir destek de siz verin..

Sağol siyah kelebek sen çok duyarlı bir kadınsın.

Sevgilerrr..

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Tatil bitti..

Merhaba ben geldimmm..
İlk iş günü malum çok kötüyüm. Alışmaya çalışıyorum.Biriken işler bazı can sıkıcı sözler var ama olsun yarın daha iyi olacağım biliyorum..Şimdi belki merak ediyorsunuzdur tatilimin nasıl geçtiğini :)) baştan başlarsak..
O zaman otobüste yanıma denk gelen tosuncuk teyzeden başlamam lazım,hal böyle olunca tahmin edersiniz ki koltuğa büzüşerek tam 10 saatlik bir yolculuk yaptım.Yaşına hürmeten birde, cam kenarında benim oturmam gereken yere oturmuş olmasına rağmen sabırla bitirdim o uzun yolu..İçimden çok kızdım ama tepki verip can sıkıcı olmak istemedim pek .. Kötü başlamasın ne olurrrr dedim içimden kırk kere...
İnmem gereken yerde eşim bekliyordu :) Beni görünce yüzünde güller açtı :)) Özlenmiş olmak çok güzeldi.Haaa unutmadan bende 28 yaşında ve ilk kez saçlarımı ona farklı görünmek için boyatmıştım çok şaşırdı ve beğendi :) Şuan tarçın kızılı olarak dolanıyorum :)) Eve gittiğimizde efoşu hasta buldum, canım çok sıkıldı.Tatilim pek umduğum gibi başlamamıştı ama olsun dedim,biriciğimle son sürat ilgilenip onu iki günde ayağa kaldırdım.Ama sonra ben, malum karadeniz sağı solu belli olmuyor,havalar çok soğudu birden yağmur vs derken, beni de hasta etti.Kısacası 2 günde ben yattım doktor,ilaç vs derkennn,adam akıllı bir cuma günü deniz, kum, güneş sefası sürüp toplamda 3 kez denize girip geldimmmmmmmmmm... Tatil mi tatil, elbette bunada şükür ama çok yoruldum,şimdi sadece hafta sonunun biran önce gelmesi için dua ediyorum :) ancak ozaman dinleneceğim sanırım.
Benden şimdilik bu kadar,hepinizi çok özledim bu arada, okunacak ne çok yazı birikti herkesi tektek takip etmem lazım..Bugün işim çok anlayacağınız..
Sevgiler,

7 Ağustos 2009 Cuma

Ben gidiyorum..



Bugün güzel bir gün,hava yağmurlu falan ama olsun güzel...

Ben bugün gece 22:00 arabasıyla işte yukarıda gördüğünüz bu şirin karadeniz sahiline tatile gidiyorum...Sağdan ikinci sıradaki, ortalardaki evlerden biri bizimkisi :))) Burdan net belli olmuyor :)) Ama genel bir fikir olsun size istedim...


Babam bugün hastaneden çıktı :)) Ben yarın sabah biriciğime kavuşuyorum..Güneş gözlüğünü unutmuş paşam,anne balık tutamıyoum gözlerim acıyo göslüğümü getir tamam mı dedi geçen gece :)) Çokk özledim çook...
........
Bu yazıma başlayalı saatler olmuş; ama tatil öncesi biriken işler yüzünden bir türlü yayınlayamadım..Artık sonlandırayım bence çıkış saati yaklaşıyor.Bloğumu yeni izlemeye alan arkadaşlarıma birbir teşekkür ediyor ve 1 hafta sonra görüşmek üzere hepinizi sevgiyle kucaklıyorum ...
Bana iyi tatiller :)))

6 Ağustos 2009 Perşembe

Yumurtadan başladım annelikten çıktım :)))

Sabah sabah bu karikatürü buldum,nette gezinirken çizenin adı yoktu,yazamıyorum o yüzden..Beni gülümsetti doğrusu.. Aslında bir okadar da düşündürdü ne yalan söyleyeyim.Ülkemizde böyle bir yumurta gibi doğurulup sokağa bırakılan öyle çok çocuk var ki...Kimi bir anlık zevk uğruna, çaresiz kalan kadınlar tarafından doğuruluyor.Kimi anneliğin farkında bile değilken fabrika gibi sadece doğurmaya programlanmış kadınlar tarafından...
Oysa insan olmak,bir insan yavrusu dünyaya getirmek ne güzel,bilerek isteyerek elbette..Sadece doğurmaklada kalmıyor tabii,ona bir gelecek sunabilmek aslında en önemli kısmı.

Daha önce hiç yazmadığım, doğum hikayemin başını,paylaşayım sizle ne dersiniz :)

Hamile kaldığımı öğrendiğim o ilk anı hiç unutamıyorum.O heyecanı,içim içime sığmamıştı.Hastaneye tek başıma gitmiştim.Eşim İzmit'e gitmişti iş için.Bende bunu fırsat bilip hastaneye koşmuştum.Eşime süpriz yapabilmek için.Tahlil sonucunu beklerken çok donuktum inanılmaz tuhaf bir histi.Vee sonuç pozitif yani hamileyim :))Eve dönüş yolunda elimde rapor zarfıyla birlikte büyük bir şaşkınlıkla otobüse binmiştim.Otobüsde ilk aklıma gelen şey yaa bu adam çok hızlı gidiyor yollarda bozuk ya bebeğime birşey olursa olmuştu :)) Haberi alır almaz anneliğin verdiği koruma duygusu sarmıştı beni..Elimi biraz utanarak biraz ne olduğunu bilmediğim bir hisle karnıma koyup duruyordum..Durakta inip eve doğru yürürkende eşime nasıl söylemeliyim nasıl bir süpriz yapmalıyım diye de düşünüyorudum.Eve benden önce gelmişti.Merdivenleri, kafamda bir sürü düşünce yumağıyla çıktım.Kapıyı açtı o günlerin beklenen haberini duymak istediği her halinden belliydi.Ben birşey çaktırmadan içeri girdim.Biraz dinlenmek istedim.O da televizyon izliyordu sakin sakin.Canımm dedim postada sana bir zarf vardı.Aldım çantamın ön gözünde dedim ..Şaşırdı çantaya uzandı.Zarfı eline aldı.Ne olduğunu pek anlamadı önce,sonra içini açıp okuyunca yüzünün şeklini size tarif edemem sanırım.Bir süre dona kaldı, sonra havaya zıplayıp bana doğru geldi ve sımsıkı sarıldı...Gözlerinde biriken yaşları hiç unutmuyorum. Sonra sevdiklerimize haber verdik hemen, sabırsızdır benim kocam :))

Beklenen,istenen bir çocuk dünyaya getirmek çok güzel bir şey...Darısı bunu gönülden isteyen tüm annelere..Çocuklar gerçekten bizim geleceğimiz, bilinçsiz dünyaya getirilen her çocuk,bir gün bir yerde karşınıza çıkıp; ama sizden ama ülkesinden ama annesi babasından bunun hesabını soracaktır.Suç oranı çok yüksek olan ülkemizde temele inildiğinde oranın büyük bir kısmını bu çocuklar oluşturuyorlar.Kendilerince yaşamdan,mutlu ailelerden ve çocuklarından öçlerini alıyorlar.Sonra bu toplumsal bir yaraya dönüşüyor.
Herkesi bilinçli aile olmaya davet edelim..Bilinçli anne babalığa da tabii..Çocuklarımızı severek isteyerek doğuralım..Ve öylede yetiştirelim..

Sevgiler,

4 Ağustos 2009 Salı

iyiyim ben..

Merhaba,

Bugün keyfim daha iyi şükür ki,babam bu cuma hastaneden çıkıyormuş.Az önce öğrendim sizlede paylaşmak istedim.İltihaplı romatizma varmış teşhise göre,iltihap da kana karışınca babamı ve bizi allak bullak etmiş.Ateş ve halsizliğin sebebi buymuş .İlaçların dozu artırılmış.Ultrason temiz çıkmış.Ayaktan çekilen film yarına belli olacakmış.Ama cumaya evimizde olacak inşallah biricik babişkoo...

Yukarıdaki karikatür bu haberle ilgisiz tabii, babamdan haber almadan az önce,efoş aradı babasıyla, gölde balık tutuyorlarmış nasıl heyecanlıydı 3-9 tane balık tutmuş nasıl oluyorsa :) rakam mantığı tam oturmadı inşallah okulda öğrenecek ablaları :)) Diğer kuzenleri az tutmuşlar birbir ne yaptıklarını anlattı bana, gittiğinden beri nerdeyse tek uzun konuşmasını yaptı diyebilirim.Üzülüyordum sesimi duyar duymaz babasına ''baba annem seni istiyor'' demesine numaracı çocuk..Neyse ki bende ki haberler iyi cumartesi çekirdek aileme kavuşucam inş.Darısı tüm ayrı olanlara..Gökyüzününün ömrü amin dediğini duydum :)))

Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum..

3 Ağustos 2009 Pazartesi

ödül almışım...


Merhaba ,

birkaç gün önce sevgili arkadaşım dream it baby i güzel anne adayımız beni ödüllendirmişti...Çokk ama çokk teşekkür ederim canım benim.. Elime de sihirli bir çubuk vermiş al değiştir,yap ne yapmak istersen demiş :)) Hata etmişşşş ben şimdii hangi birini seçerim değil mi..Kararsız Terazi kadını olarak..Durun bir düşüneyim :)))


Düşündüm düşündümmmm :)))


  • Çok klişe olacak ama,bilip bilmediğimiz tüm savaşları durdururdum.

  • Çocuk ve kadın istismarının önüne geçerdim.

  • Eğitim ve Sağlık sistemini kesin ve kesin değiştirirdim.

  • Restorasyon konusunda ülkem için kaynaklar üretir tüm taşınır taşınmaz kültür varlılarını restore ettirirdim.Böylece işimi gerçekten yapmış olurdum :(

  • Trafik sorununu da çözmesem ayıp olur şimdi...

  • Oyunuzu bana verin banaaaaa bu kadar şey yapınca ben zaten kesin başbakan olurum :)))

  • Biraz da kendim için birşeyler değişsin her koltuğa oturan cebini dolduruyor nasılsa :)

  • Kendime güzel bir ev,küçük ama sağlam bir araba,bir restorasyon ve mimarlık ofisi,oğluşun eğitimi için yetecek kadar param olsun isterdim sihir meleğimden :))
  • Ayyy bide ayıp olmazsa,beni kuş misali bir ucursa da Efoşumu bi koklayıp gelsem...

Bende bu ödülü sevgili siyah kelebeğe ,Laçin,'e ve Fikir işçisi ne gönderiyorum...Daha nice ödüllereee :))) sevgilerrr

öylesine bir yazı...

Bugün de herkesin canı sıkkın,neden bilmiyorum..Ben galiba oğlumu çok özledim..Bu fotoğrafı google dan buldum.Çekenin eline sağlık gökyüzünde oğlumun baş harfi var sanki :))) İyi ki kendini de görmüyorum gökyüzünde ozaman iyice sıyırmış olurdum heralde :)))

Babacığım bugün ultrasona girdi,elimizde hala net bir sonuç yok maalesef,oyüzden yazamıyorum size,merak eden ve tüm iyi dilek ve geçmiş olsun yorumlarını yazan, arkadaşlarıma teşekkür ederim inanılmaz bir enerji verdiniz bana ayrı ayrı kucaklıyorum sizi..

Garip bir ruh hali var üzerimde size neşeli şeyler yazmak istedim ama beceremiycem sanırım :(

Bu cuma eğer babamla ilgili herşey çözülmüş olursa bende gidiyorum oğlumun ve eşimin yanına,tatilleri çok iyi geçiyormuş.Deniz mükemmelmiş.Evimiz de çok güzel olmuş.Merakdayım doğrusu.Dün otobüs biletimi aldım her ihtimale karşı, gidemezsem açık bilete çeviricem.Hayırlısı diyelim..

Aaaa az daha unutuyordum cuma gün ki telaşlardan biri de, size daha önceden bahsettiğim kitaplıklı çalışma masamızın gelecek olmasıydı..Geldi de güzel olmuş doğrusu rengini daha açık istemiştim ama neyse, dün kitaplarımı ve diğer eşyalarımı yerleştirdim azcık da süsledim :)) Akşam annem geldi hımmm güzel olmuş ee bide şurasına bir dantel örtseydin daha iyi olmazmıydı dedi..Yahu bu eski kadınlar (sakın alınmasınlar)niye bu dantel alışkanlığından kurtulamıyorlar.Zihinleri hep orda sanki o olmazsa ev ev olmuyor.Tamam nostaljik havaları bende severim de herşeyede olmazki değil mi ??

Tost makinasının üstü,Isıtıcının,fırının hatta ve hatta koltukların :)) Neyseki annemin sadece gümüşlük denen dolabında var diğerlerini kızlar kaldırmayı başardılar.. Safranbolu da okurken ölçü aldığımız on evin sekizi dantel yumağıyla çevriliydi.Örtüleri kaldırmaktan metre ucu tutamazdık ölçüler kayardı :)) bizede bahane çıkardı..

Birde dün gece Zeyno ben ve kuzen Pınar film izledik.Mavi Sis diye bir film, öylesine market de dolaşırken gözüme indrim sebetinde çarpmıştı.Bir gün izleriz diye almıştım. Bir intikam filmi.Yangınlarla alınan intikamlar.Güzeldi doğrusu heyecan vericiydi.Tavsiye ederim. Bu akşamda Kanal D de güzel bir aşk filmi var duyrulurrrr.

Şimdilik bu kadar diyeyim de öpüp çekileyim huzurunuzdan sevgiyle iyi haftalar dilerim...