26 Aralık 2012 Çarşamba

Hayal meyal...

Hep küçük hayaller kurdum ben,
Dünyam küçük ya, hayallerimde ondan küçük, dedim yıllarca.
Sıkılmadım pek ben olmaktan, istisnalar dışında...

Dedem ''kızım sen helalinden iste o bir gün sana gelir'' derdi.
''Sen azı iste, çoğu Allah verecektir''.
Haaa bir de ''azla yetinmeyenin çoğu hiç olmaz'' derdi.

Ondan mı bilmiyorum bu düşünce yapısıyla büyüdüm,hiç fazlasını istemedim...
Küçücük bir evim olsun ama benim olsun bizim olsun dedim.
1,5 yıl önce hayalini kurduğum küçücük evin, olabileceği en güzel hali benim ,bizim oldu.ŞÜKÜR ettim.

Şimdi kücücük bir cafe istiyorum :)) Sonra dedemi hatırlıyorum, rahmetle anıyorum onu... Olmaz mı ki diyorum, eee neden olmasın sen iste yeter diyor bana, taaa uzaklardan bir yerden...

Cafenin detaylarını oluşturuyorum kafamda; dolabını,çekmecesini,masasını masa örtüsünü :) planını çiziyorum meslekten kalan tecrübeyle, ben isteyeyim de belki olur diyorum, şimdi olduğu gibi yine gülümsüyorum... 

Olmayan sermayeyle gerçekleşmesi zor görünsede, ben şuan açtım Cafeyi içinde bile oturuyorum :)))  Buyrun gelin birer çay, yanında da taze tarçınlı kek ikram edeyim size ...

Hayal kurmak yasak değil, ayıp hiç değil öyle değil mi ??   :))

Güzel hayalleriniz olsun...
sevgiler
nehircce






24 Aralık 2012 Pazartesi

Acemi terzicikkk nehircce...

Minik dikiş makinemle zaman zaman bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
Akşam oğlumu yatırınca, eşim belgesel ya da futbol içerikli bir şey izliyorsa ben kaçıyorum küçük odama, mak.yanına. Yastık denemelerim fena olmayınca bir cesaretle oğluma eşofman altı dikmeye karar verdim.Ama ne cesaret, acemi cesareti diyelim :)) 

Hatta bu ikinci denemem, ilki de idare eder derecedeydi.Bu elimdeki kumaşı da yine oğlum için değerlendirmek istedim :))


Önce malzemelerimi hazırladım.Makasım, mezuram ve beyaz sabun parçam :) Elimde 2 yönlü bir kumaş vardı. Bir tarafı siyah beyaz çizgili,diğer tarafı sadece siyah.Oğlum koyu Beşiktaşlı olunca kumaşın Siyah tarafını kullanmaya ve üzerine eski bir şapkasından çıkardığım, Beşiktaş armasını dikmeye karar verdim.

Siyah yüzeyde sabunla daha rahat çizeceğim için, kalıbı  bu tarafa çıkarmak istedim. Eski bir eşofmanını kalıp olarak kullandım.
Yalnız itiraf ediyorum :)İlk denemem de  önce eşofmanı böyle katlayacağımı akıl edemedim, bacakları açık bir şekilde yere yatırdım :) sonra aaa bu dikince de böyle kalıp gibi durur çocuk bunun içine nasıl girsin ki deyip, ikiye katlamış ve sonuca ulaşmıştım . Bunda daha tecrübeliydim anlayacağınız.



Neyse kalıbı çıkarıp kumaş makasımla izleri takip edip,güzelce kestim. 
Sonrasında aynı işlemi ikinci bacak içinde yapınca , aşağı yukarı ortaya çıkacak şeyi görmeye başladım  hoşuma gitti  :))) 

Sonrasında minik mak. başına geçtim.Bu kız çok akıllı, kullanımı da çok rahat ve basit, düşünün benim gibi biri bile, böyle mak. başına geçip bir şeyler yapıyorsa biraz hamarat biri neler yapar kim bilir...

Mak. 8 farklı dikiş örneği var. Ben genelde 7 num dikişi kullanıyorum.Tansiyon denen ayarı ise 3,5 da tutuyorum..Tansiyon ne demeyin :) benim  tansiyon denince aklıma sadece annem gelirdi :)) şimdi, dikişte de ipin sıkılık ayarı olduğunu öğrenmiş oldum :)) süper ...


Kumaşın çizgili bölümü içeri geldi, temiz dikişler siyah bölümde kaldı ..En son paçaları dikip beline de annemin tabiriyle don lastiğini :)  takınca sıra armaya geldi.Onunda ölçülerini alıp yerini belirledim, içten siyah iplikle el dikişiyle diktim.

İşte sonuççç oğlum çok sevindi,ben de kendimi çok iyi hissettim.

Bu benim için, bir terapi yöntemi olabilir mi  acaba ?

Sevgiler
nehircce

19 Aralık 2012 Çarşamba

İç ses ...Yorgunluk.

Zaman akıp gidiyor...

Oğlum büyüyor, yavaş yavaş okumaya başladı artık .Biraz daha sabırlı olmayı öğrenmeye çalışıyoruz birlikte... Anne olarak daha dayanıklı ve  anlayışlı olmalıyım bunu biliyorum.Gayret etsemde daha çok zamana ihtiyacım var.

Bu İstanbul şartlarında hem çalışıp, hem anne olup hem de iyi bir eş olmak için epey bir emek vermek gerekiyor..Zaman zaman pilimin bittiğini hissediyorum.

Kocaman bir molaya ihtiyaç duyuyorum aslında ..Biraz dinlenebilsem. Bir ara verebilsem ... Şarj olup yeniden başlasam hayata kaldığım yerden, ne iyi olurdu..

İç ses sürekli yargılıyor beni, çok acımasız...

***
Vakit bulunca okuyorum daha çok okumayı istesemde 5-10 sayfa günü kurtarıyor. Şimdilerde çok sevgili,çok değerli bir ablamın yıllardır beklediğim kitabını okuyorum.

Daha geniş bir zamanda ondan da bahsedeceğim.

Sevgiler.
Nehircce


7 Aralık 2012 Cuma

Bir gelin bir damat...

Yoğun bir dönemi geride bıraktım.
Önce teyze oldum sonra 2.kez baldız :) Küçüğümüz de evlendi, yuvadan uçtu,okyanus aştı taaa Amerikaya gitti...Hüzünlü ,mutlu güzel bir düğün atlattık. O şimdi çok uzaklarda ama elimizden geldiğince kopmamaya gayret edip,bağlarımızı sıkı tutmaya çalışıyoruz..

Bu fotoğraflarda benim ilk ciddi gelin çekimimden :) Uzun süren fotoğrafçılık kursundan sonra çok açılamadım dışarılara, ailemin içinde güzel anları yakalayıp onların beğenisine sunuyorum. Nerde bir düğün ,kına var annemde dahil fot.makineni alda öyle gel diyorlar artık :))

Elimden gelen budur deyip çıkıyorum işin içinden :)) Umarım sizde beğenirsiniz güzel gelinimizin detay fot.larını.


Gerçek ismimle yayınladığım ilk fotolar bu arada :))

Sevgiler...