30 Haziran 2009 Salı

Efoş evden kaçtıııı :)


Merhaba ;
Dün inanılmaz bir sıcak vardı, malum çatı katında olan çalışma alanım yüzünden beynimde kaynayan su seslerini duydum diyebilirim..Birde üstüne klimam bozuldu. Ne yapacağımı bilemedim.Servisi çağırdım ama Arçelik klima servisi çok yoğunmuş malum sıcaklar bu havalara klimamı dayanır.Hala beklemekteyim.Çabuk gelinn nolurrr...
Dün akşam eve dönünce oğluş beni kapıda karşıladı, bu sefer kapıyı suratıma kapamadan içeri aldı beni..Genelde kızgın oluyor iş dönüşleri yada aklınca oyun yapmak istiyor evin kapısını bir açıyor bir kapatıyor ...İşe gitmemi pek sevmediği gibi dönüşünde de tepki gösteriyor bence ah bu çocuklar ..
Eve girdiğimde türlü türlü şebekliklerde yaptı tabii.Sırnaşık şırnaşık haller.Neyse olayın kokusu 5 dakika sonra eşimin o cezalı yemeğini yememiş bütün gün dışarıda çıkarmamış ananesi dedi :) Aklınca benden medet umuyor küçük solucan..Taviz yok tabiii, sofrayı hazırladım haftasonundan kalan dolmaların ucundan ucundan atıştırdı öylesine..Amaç bahçeye inebilmek için göz boyamak..Tabii yine yutturamadı bize..İzin istedi vermedik..Sıcakladığını söyledi üstündeki tişörtünü çıkardım atletiyle dolanmaya başladı evin içinde..Sonraaa paşam dediki bize; o zaman ben ananeme gideyim sıkıldımm .. Peki dedik hemen üst katta oturan ananesine gitmek üzere terliklerini giydi, baktık yukarı kata kadar çıktı kapadık bizde kapıyı...
Aradan 15 dakika geçti geçmedi,bizim apartmanımızın önünde kocaman bir asma vardır altında da oturaklarımız bunalan kaçar atar kendini bahçeye..Camdan bir bakayım dedim,bir de ne göreyim bizim böcekkk aşağıda sırtında atletiylee yakalamacılık oynuyorrrr..Ben bir çığlıkk atarım ve senin orda ne işin varrrr efoşşş ..Komşularımızda şaşırmış zaten annen seni böyle göndermez bir atletle,yooo demiş annem gönderdi beni :))) güler misin kızar mısınn...Neyapacağımı bilemedim.Sonuçta bizi kandırdı.Haaa biide utanmadan yalanda söylediii biz bu canavarla nasıl başa çıkıcaz acaba, daha 3 yaşını oldurmadı bilee.Şimdiden evden kaçarsa Allahhhhh zor bu iş çok zor :))))
Sevgilerr,,

29 Haziran 2009 Pazartesi

Nerdesiniz ??


Evetttt hadi bayanlar hadiiii 8. yorum geldii, daha 11 e ulaşamadık..Beğenmediniz mi yoksa tişörtü :))) farklı modellerde koyacağım ilerleyen zamanlarda bilginize :))
Bu arada haftasonu ; cumartesimi ev işleriyle geçirdikten sonra akşama da eşimin ağbisi ve yengemizi ağırlamak için bir sürü lezzetli yiyecekler yaptım söylemesi ayıp :) fotoğraf çekemedim ama hoş bir sofra kurdum..Balkona tabii:)) Gece bizde kaldılar.Sabaha erkenden kalkıp Şile Sahilköy'e gitmek üzere yola çıktık.Yarı yolda kahvaltılıkları unuttuğumu hatırladım baya bir dalga geçildi benle,uzun kıvrımlı köy yollarını geçip nihayet geldiğimizde denizin görüntüsü hepimizi çok mutlu etti.Giriş için ücret istendi neysee normal dedik,berbat araba yolundan ilerleyip arabamızı park ettiğimizde etrafta hiç bir düzenleme olmadığını gördük ve üzüldük..Alınan para ne için onu anlamış değilim.Eleştirimizi de tamamen kulak arkası edip çekildiler yanımızdan.. Biz vermeye alıştık bu memlekette onlarda parselleyerek almaya, çok acı...Her yer çocuk beziydi ayrıca ne pis anneler var dedirtti bana, insan çocuğunun bezini bir poşete koyup atmaz mı..

Oğluş 2 yaşına gelmeden, bezden kurtardı hem kendini hem bizi,ben o dönemlerde yanımda sürekli poşetlerle gezdiğimi çok iyi hatırlıyorum.Çantamın her köşesinden çıkabilecek çoğu market poşeti, çöp için yedekliydi bende,bazı kadınları anlamak mümkün değil..

Neyseki denizin rengi,durgunluğu gerçekten güzeldi yalnız tek kötü yanı çok kayalık olmasıydı.İlk 1 metreden sonra sürekli kontrollu olmak zorundasınız.Ayağım da küçük küçük soyulmalar ezilmeler oldu maalesef :((

Öğle yemeği vakti geldiğinde evde unuttuğum içecekleri fark ederek ikinci şoku yaşattım bizimkilere :))) Ben çok alem bir kızım nolcak benim bu unutkan hallerim... Güzel bir günün ardından kızarmış canı yanan ben,arabada uyuya kalan oğluş ve yorgun diğerleri :) çokkk kalabalık bir trafiğin ortasında,attığımız stresi, fazlasıyla geri toplayarak döndük evimize...İşte böyleee

Sevgiyle sıcacık kucaklıyorum hepinizi :))

not: fotoğraftakiler eşim ve oğlum pek belli olmasalarda ama asıl konu deniz :))

25 Haziran 2009 Perşembe

Kandil hediyesi...


Merhaba;
Öncelikle herkeslere hayırlı kandiller dilerim...
Fotoğraftaki tişört için bir haftadır düşünüyordum napsam nasıl bir blog arkadaşıma hediye etsem diye acabalar vardı kafamda ayıp mı olur ? yanlış anlaşılırmıyım diye ?
Ama bundan bende bir tane daha var ne gerek var saklamaya değil mi ?
Nasıl bir yol bulsam diye düşünürken şimdi günün anlam ve önemine de uygun olarak, armağanlaşmak güzel birşey düşüncesiyle bu tişörtü sevgili Bilun un bloğunda yaptığı gibi ben de 11.yorum sahibine hediye edicem..Kandil hediyesi olsun adıda :))
Arkadaşım sewoşla düşünürken bir soru soralım cevabı bilene verelim vs.. gibi düşüncelerim vardı ama böylede hoş olacak sanki.. Amacım biraz da renk ve heyecan katmak bloğa...
11.yorum sahibini ben açıkladığımda mail adresimi verip adresini isteyeceğim kargoylada göndereceğim.
Bakalım kime kısmet olacak hadi hızlı olunn :)))
Sevgiler,


24 Haziran 2009 Çarşamba

Kedili kalemliğim ...


Merhaba :))

Öncelikle boncuk çerçevelerle ilgili bana güzel yorumlar yazan beğenen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.Çok mutlu oldum öpüyorum sizi kocamannn :)

Çerçeve için malzemem kalmadığından yeni ekleme yapamıyorum ama en kısa zamanda alışverişe çıkıcam..Hem çalıştığım ofis hem de oturduğum ev istanbul un çok merkezi olmayan semtlerinden olduğundan , boncuklar için bir Kadıköy yapmam lazım sanırım yada bu cumartesi kendi mahalle pazarımıza bakıcam umarım bulurum...

Şimdiiii, ekteki fotoğraf bugün taze taze çekildi ofiste,beğeninize sunulan şey ise kalemliğim :) Dün yemek yapmak için mutfağa girdiğimde (mutfak mı ne alaka demeyin) salçamın bitmek üzere olduğunu gördüm son kullanımı da yemek için yaptıktan sonra kalan teneke kabı güzelce yıkayıp ve kurutup yukardaki şirin kalemliğimi yaptımmm :))

Evde daha önceki koltuk örtülerimden kalan polarlarımdan mevcuttu,üzerindeki kedicik ise efoş un 2-3 aylıkken giydiği patiklerden kopan kedicik.Çok seviyordum o patikleri ve kedileri şimdi hep gözümün önünde olacak..Mutlu oldum ben bunu yaparken.Hem basit, hem sıcacık hoş oldu galiba :)) Pazartesi günü kırılan kocaman seramik kalemliğimin yerini de almış oldu..

Fotoğraftaki küçük radyo eşimin,üstündeki küçük araba ise oğluşun 3 ay önce anne al bunu işe götür ama sakla diyerek verdiği arabası :)) Şapkalı kız ise Kadıköy den aldığım mıknatıslı şirin biblom.

İyi bir hafta dilemek için hernekadar geç kalsam da, sevgiyle güzel günlerr diliyorum hepimize..

18 Haziran 2009 Perşembe

doğa çerçeve...

Boncuk çerçevede çığır açmaya karar verdim :))))

Dün akşam oğluşla kavga ederek yaptık bunu,elinde boncuklar ben de yapıcam diye tutturdu kolumun altında,hiç sevmem bir şey yaparken birinin dibimde olmasını ama o söz konusu olunca akan sular duruyor.Efoş yanımda olduğundan çerçevede ona yapıldığından çocuksu bir şey çıktı ortaya...Tabii onun bildiği sevdiği varlıklar ; güneş ,bulut, ağaç ama ağaçlarda kirazlar :)) Birde pek belli olmayan iki köşede ki maytı kuşları :) Papatyalarıda kalan küpe malzemelerimden seçtim çekiçle ezdim düzledim :))

Beğeninize,

Sevgiler,





17 Haziran 2009 Çarşamba

Boncuk Çerçeve ..

Merhaba,bir kaç gündür eklemek isteyipte fırsat bulamadığım haftasonu çalışmasını yayınlıyorum nihayet :))

Cumartesi günü evin işlerini bitirir bitirmez daha önce bir yapı marketinden aldığım ve uzun süredir üzerinde düşündüğüm sıradan çerçevelere renk katma fikri kesinleşmişken oturdum balkona başladım yapmaya ...

Bozdum ,yaptım ,düşündüm ,uyguladım derken işte bu çerçeve çıktı ortaya..
İki yıl önce arkadaşım sewoşla başlayıp yarım bıraktığımız takı tasarımı aktivitesinden kalanları bir kutuda saklamıştım.Bu turuncu ve yeşil boncukları da severek aldığımı hatırlıyorum..Şimdi evime efoşuma renk kattılar.Bu fotoğrafta efoş 5,5 aylıktı.Bu pozu yakalamam da hiç kolay olmamıştı..Ayrıca Afuşun hediye ettiği inci kolyemi sürekli takamıyordum 5 sıralı bir inci kolyeyi bölüp kullanıyordum burda da birkaç tanesini kullanarak bence daha çok hatırası kalacak birşey yaptım ..Sevdiğim bir foto,severek alınan boncuklar,hatırası olan inciler hepsi bir arada acemi bir çerçeve yapımında birleştiler tamamen özel oldular bence...

Umarım beğenmişsinizdir.

Sevgiler :)

12 Haziran 2009 Cuma

Senin için...

Derin bir kuyunun içindesin, yukarı baktığında giderek ufalan bir ışık hüzmesi…
Ayakların yerde mi sen de mi belirsiz.
Kafanda bir sandık yük çoğu hiç açılmamış çeyizler…
Sen uzaksın o sana daha uzak sen yalnızsın o senden daha yalnız…
Yüreğinde bir acı, kelimeler yok olmuş.. Konuşacak sadece duvarlar kalmış
Sen uzaksın o daha yalnız…

O özlüyor seni,
içine düşüyorsun zaman zaman
Bazen uykudan önce bazen uyanınca silemediği migrenisin,
Ağrın uzun süre geçmiyor
Sen yalnızsın, o daha uzak…


Senin için,

Nehircce


.............

Bir çırpıda dökülü verdi bu satırlar,elimin erdiği dilimin dediğince uzun zaman olmuştu şiirsel bir anlatım yazmayalı beğeninize...Ben sevdim benim için de özel bu satırlar lütfen haber vermeden almayın olur mu ...

Sevgiler








9 Haziran 2009 Salı

Kitaplarım...


Cumartesi günü,oğluşla aldığımız iki kitap işte bunlar...
Elimiz yüzümüz, hatta üstümüz dondurma ve kahve lekesiyle içeri girince ortama pek uymadığımızdan biraz üzerimize toplandı tabii bakışlar ama kimin umurunda :)) Oğluşu bir sandalyeye oturtup eksik kalan Elif Şafak larımı alma kararıyla onun kitaplarına ayrılan rafa yürüdüm ve bir kararla aldım.Efoş o arada elindeki külahın dibine inen dondurmasını yalamakla meşguldu satış görevlisinin peçete ikramını geri çevirerek kaldığı yerden devam ederek beni bekledi usluca ...
Şuan elimde yeni bitirdiğim Aşk,bir önce okuduğum Baba ve Piç ve son aldığım Pinhan ve Bitpalas la birlikte dört Elif Şafak oldu..Siyah Sütü de alıp okuduktan sonra kaldığım diğer yazarların kitaplarını toplamaya devam edeceğim.Eşim salonumuza benim için,güzel bir kitaplık yaptıracak arkadaşına, ozaman sıkışmayacak kitaplarım ve sevgili kalemlerim :)) Yıllardır Aynur ablamın verdiği kitaplığı kullanıyorum efoşun odasında,ayrıca da iş görüyor tabii ama hayalimdeki kitaplığı dört gözle bekliyorum...Ama önce benim çizmem için kendimi konsatre etmem lazım..
....
Dün akşam havanın da güzelliğiyle akşam yemeğini balkona hazırladım.Menümüz çok basitti pazardan kalanlar :) Eşim malum göbeğini eritmek için spora başladı onun gelişini balkonda bekledik efoşla..Aç kurt gibi oturdu sofraya bi güzel şişti, azcık inen göbek :))) Çok enerji harcamız efendi ne yapsın...
Yemeğin tam ortalarında tam 2 yıldır beklediğim bir telefon aldım.Telefonu kapadığımda şaşkın,mutlu,dalgın bir halde kalakaldım.Henüz netleşmeyen durumlar olduğundan yazamıyorum ama 9 yıl sonra ilk kez mutluluktan ağladım diyeyim size..Benim için çok önemli bir adım yeni bir başlangıç olabilir, dilerim herşey yolunda giderde bende size burdan detayları veririm...
İşte böylee başınızı daha fazla şişirmeden kaçayım ben, bol yazılı bir hafta diliyorum kendime,, hııı bir de bol okumalı sevgiyle hepinizi öpüyorummm ....

8 Haziran 2009 Pazartesi

Bir kase çilek bir tabak reçel :)



Merhaba herkese iyi haftalar, ben pek iyi başlayamadım ama umarım iyi devam eder bu hafta,



Haftasonum inanılmaz yorucu geçti.Ama kendimi mutlu edecek bir kaç birşeyde yapabildim doğrusu.Annemlerin geçen hafta Adapazarından topladıkları çilekler yumuşamışlardı ayrıca ne yalan söyleyeyim pek de tatları yoktu atmayada kıyamadım.Birden aklıma geldi reçel yapmak:)Oysa laf aramızda hiç denememiştim.Bir kase çilekten küçük bir kahvaltı tabağı reçel yapabildim.sonuç da hiç fena olmadı.Tatlandırsın diye birazda vanilya attım içine mis gibi de koktu :))

Birde oğluşumla Kadıköy e gittik babamız olmadan hemde otobüsle çok keyifliydi..Arabada sürekli denize gidelim taş atıcam, diyip durdu iner inmez de koştu ve yaptı dediğini :))) Vapurları izledi vapurların kalkış sirenlerine anne kornaları kulağımı acıttı dedi.Yine gelelim tamam mı sen beni hergün getir buraya dedi .Birde dondurma kaptı eline her yerimiz dondurma lekesi dolandık Kadıköyde.İki kısa arkadaş ziyareti sığdırdık güne iki de kitap haa bir de rimel :)))

Geri kalan zamanımın tümünü evimi ve halılarımı temizleyerek geçirdim.
Bir sonraki yazımda aldığım kitapları göstereceğim size keyifle başladım okumaya birini, umarım çabukkk biter.Elimde uzun süre kalan kitaplardan soğuyorum :(

Sevgilerrr,

4 Haziran 2009 Perşembe

Şeftalii kurabiyesi


Merhaba,

Yağmurlu bir gün bugün harikaa,, ben çok sıkılmıştım sıcaklardan ayrıca çatı katında olan odam yüzünden, öğleden sonraları tepeme yansıyan güneş beni delirtiyordu.Bugun çok mutluyum.İzolasyonun İİİ si yok bu binada, ne klima ne pervane nede açtığım kapı pencere fayda etmiyor ..Ve kimse benim derdime çare bulmuyor bu ofistee, sabrediyorum bakalım inşallah yaz bitmeden bulurlar bu derde bir devaa:))

Neyse haftasonumdan bahsetmiştim size, pazar günü arkadaşımın doğum gününde masadaki harika şeyin fotoğrafı geldi nihayet.Bende yayınlıyorum.Muhteşem dimi ben ilk kez gördüm bu tarifi oğluşun doğum gününde baş listede bu var..Şeftalilerr afiyetle yenecek :))
İşte tarifi ;
Malzemeler
  • 1 paket margarin
  • 3 su bardağı un
  • 5 çorba kaşığı pudra şekeri
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket çilekli ya da muzlu puding
  • Aktardan sarı ve kırmızı gıda boyası
  • 1su bardağı toz şeker.
  • Nane yaprakları

Yapılışı

Hamur için puding ve gıda boyaları hariç tüm malzemeyi karıştır yumuşak bir hamur elde et :)

Hamurları küçük mandalina büyüklüğünde yuvarla,Fırına ver üstleri çok kızarmayacak şekilde pişir fırından al ve soğut :)

Diğer taraftan hamur soğurken yani,1 paket puding i suyla yada sütle pişir ve soğut.

Gida boyalarını ayrı ayrı kaplarda sulandır.

Soğuyan hamuru bıçakla ikiye ayır içlerini oy, ve soğuyan pudingle içlerini doldur ve kapat.

Şimdiii önce sarı gıda boyasına, sonra kırmızıya batır en sonda şekere bula.

Hepsi bitince nane yapraklarını aralarına koyuyoruz.İşte süper görüntü ve lezzet.

Hacercim sağol, ayrıca Hülyacım tarifi yazdığın için teşekkürler..

Umarım sizde beğenmişsinizdir...

Afiyet olsunn.

1 Haziran 2009 Pazartesi

ben den bizden :)

Ben hala çalışıyorum,oğluşum evde makarna krizine girmiş (hayretler İçerisindeyim)yemek dedin mi biz de bir durulur da, hiç aramız yok nedense anlasam bilsem niye olduğunu, ağzına tıkıştırmaktan yorulduk.Kahvaltıya sabah 10 da başlıyor 12 de bitiriyoruz .Zaten 1 saat sonrada hiç itiraz etmeden yoğurdunu yiyor ve öğle uykusuna yatıyor.Birtek yoğurtla bıraksak duracak acıktım dediğini şu yaşa geldi 1 kere anca duydum.Çığlık atmıştım evin içinde sevinçten unutmuyorum :))

Bakalım eve kim bilir kaçta gidicem bu akşam,yemiş olacak mı makarnasını :)

Cumartesi günümü malum ev işleriyle birde tam apartmanımın önünde kurulan pazarda oğluşla alışveriş yaparak geçirdim.Pazarı dolaşırken gördüğümüz ayakları sakat ve yerde yatan dilenciyi görünce efoş baya şaşırdı pek görmesini istemedim ama olmadı meraklı bakışlarla döndü döndü baktı adamcağıza..Sonra bir sürü soru neden yerde ,neden yürüyemiyor vs.... Kesinlikle hafızasında yer etti çok üzüldüm bir ara keşke onu yanıma almasaydım dedim.

Pazarımıda bir nikah bir doğum günüyle tamamladım.Çok aktif bir haftasonu oldu doğrusu. Sewoşun doğum gününü kutladık bütün kızlar toplandık :) Güldük,hatta gülmekten koptuk :))) sohbet ettik dertleştik.İyi geldi.İyi ki doğmuş iyi ki varmış :)

Akşam eve döndüğümde efoşla ilgilendim,uyku saati geldiğinde birlikte uyuyalım nolurrrr dedi,masal istedi.Tam uzanmış kitabını alacaktım ki bana ;

Anne hani pazardaki adam varya,ben unutmuştum Cumartesi gördüğümüz engelli adamı,hani ayakları olmayan dedi (Biraz durdum içim ezildi) Evet noldu oğlum o adama diyince;
İşte o adama ayak alsana sen,babamın capon yapıştırıcısı varya onla yapıştırırız o da yürür...

Güzel oğlum merhametli oğlum fazla lafa gerek yok sen benim iyi kalpli biricik meleğimsin canımsın...