29 Aralık 2008 Pazartesi

SİL BAŞTAN 2

................
Geride bıraktıklarını düşününce içinin bugün defalarca olduğu gibi bir kez daha burkulduğunu hissetti. O inanılmaz yalnızlığın içine gömülü kaldı.

Biran önce sabah olmasını öyle çok istiyordu ki... Birden burnuna mis gibi taze ekmek kokusu geldi.Yanında da zeytin olmalıydı.Bir de taze domates, ne iyi olurdu ama çocukluğundaki gibi güzel kokulu domateslerden..Acıkmış olmalıydı yeni farketmişti.Saatlerdir yoldaydı bir bardak demli çay dışında bir şey inmemişti midesine..Gün ışığını görürse üzerinde,ilk işi kısıtlı parasıyla taze ekmek ve zeytin almak olacaktı. Uyusa geçermiydi açlığı.Korkmasa uyuyacaktı belki ama içi sürekli ürperiyordu.

Biran dalacak gibi oldu sanki,önünden hızlıca geçen bir araba gürültüsü olmalı, kendi çığlığıyla irkildi.Burada uyuyamayacağı çok açıktı.Kendini uyanık tutmaya çalışmalıydı.Kolundaki saatin yanar döner ışığıyla gece yarısını geçen zamanı görebildi.

Artık içindeki çaresizlik o kadar büyümüştü ki ,gözlerini biran önce yummak, ne olursa olsun başına ne gelrise gelsin; ama gün ışığını görmeyi öyle çok arzuluyordu ki. Bir yandan geçmişiyle yüzleşirken, diğer taraftan soğuk ve gece yükünü iyice ağırlaştırıyordu.
...........

''Abla abla'' ses çok yakınındaydı gözlerini usulca açtı.İki kız çocuğu ''iyi misin'' dediler.
Ne kadar da sıcaklardı. Yanakları kıpkırmızı,ayaklarında uzun lastik çizmeler, saçlar örülü ne de temizlerdi. Ellerinde taze ekmekler evlerine gidiyor olmalıydılar.Nasılda çekip aldılar onu yalnızlığından.Sanki tüm dertlerine deva oldular birden bire.Ayağa kalkmak istedi ama tutulan vücudu buna izin vermedi.
Kötüydü,çok kötüydü toparlanması bu yalnızlığı unutması çok zaman alacaktı belki.Ama gün doğmuştu gece bitmişti.Yeni bir gün herşeye gebeydi.
Karşısındaki iki küçük sanki geride bıraktıklarıydı.Özlemle sarılsamıydı onlara bir kere...Kendini o sıcacık gülüşlerin arasında çok güvende hissetti. Hiç konuşmadılar yanına aldığı tek eşyası sırt çantasını yüklenip,takıldı kızların peşine ne önemi vardı ki...

Umut ona gün ışığını göstermişti.Demekki gideceği yönüde bu iki küçük kız beliryecekti...

O yeni hayatına, böyle uzun dar bir yolu burnunda taze ekmek kokusuyla,içinde anlatılamayanlarıyla yürüdü.herşeye sil baştan başlamak üzere...