20 Temmuz 2009 Pazartesi

Ordan burdan...

Merhaba,
Yine çok yoğun geçen bir haftasonunun peşinden,yazmak rahatlamak ihtiyacı duyuyor insan.Malum ortanca kardeşimin evlenmesine tam 6 gün kaldı bu pazar düğünümüz var :)) Herkes çok heyecanlı.İki gündür eksiklerimizi tamamlamaya çalışıyoruz.Sürekli bir temizlik,yemek ,kıyafet,davetiye telaşıdır gidiyor.Davetiye vermeyi unutmamak için yaptığımız listeler karalanıyor.Unutulanlar tekrar not ediliyor.Ama ben biliyorum ki muhakkak düğün bitince aaaa bak bunu çağırmayı unuttuk gördün mü diyecek annem :) Her düğünde muhakkak bir unutulan oluyor maalesef..

Dün kardeşimin evini düzenledik,Çeyizleri serdik herşey yeni gıcır gıcır insanın nasılda hoşuna gidiyor.Tabii hepimiz çok yorulduk ama bitecek hayırlısıyla az kaldı.Dilerim herşey çok güzel geçer ve bir ömür boyu mutlu olurlar...

Efoşa gelince o halinden mutlu gelen misafirlerimiz arasında yaşıt bir arkadaşı var çünkü,çok güzel vakit geçiriyorlar.Arasıra paylaşma sorunları yaşasalarda yine maşallahları var..Üzerindeki ilgi dağıldığı için önceleri mutsuzdu ama şimdi düzeliyor..Son zamanlarda oğluş içinde kreş arayışı içindeyim..Hem ona uygun hemde kendi bütcemize uygun okul arayışındayız ne zormuş.Fikir vermek isteyenler olursa lütfen yazsınlar.Nelere dikkat etmem gerekli vs...

Bu arada neden bilmiyorum ama fotoğraf ekleyemiyorum.Bir sorun var çözemedim :(

Hepimize iyi haftalar diliyorum.
Sevgiler,

14 Temmuz 2009 Salı

pazarlık..

Eşim iki gündür ücretsiz izinde malum kriz hala bitmedi.
Efoşlada haliyle o ilgileniyor.
Yemek konusunda ne kadar aksi bir çocuk olduğunu anlatamam ,daha öncede bu konuda bir kaç şikayet beyan etmiştim size :)) Dün eşim elinde çorba kasesiyle dolanıp durmuş evin içinde zatiii çok da sabırsız biridir iyice cinlenmişşş neyse küsmüşler bizimkiler..Biri koltuğun bir ucuna diğeri diğer ucuna oturmuş suratlar beş karış.Eşimin elinde efoşun üstüne döktüğü çorbayı silmek için bırakamadığı ıslak mendil :)) Ayyy bu ıslak mendil üreticilerinden Allah razı olsun valla...Annelerimiz bizi ne kadar zor büyütmüşler değil mi..Bizim herşeyimiz fabrikasyon..Ama pratik ne yapalım iyi ki var ıslak mendillerrr :)))

Neyse efoş yaklaşık bir 10dk kadar suspus oturmuş.Bakmış babadan da ses yok.İlk konuşan o olmuş tabii dayanamamış yine :)))Diyalog şöyle gelişmiş ;

Babaaaa (ses yok) babaaaaa(yine yokk) yaaa babaa yaaa
noldu,ben sana küsüm (küs ama merak da ediyor ne diyeceğini :) )
bak baba biz senle anlaşalım
ne için
ben balık yerim,makarna da yerim,tavuk da yerimm
eeee efoş ....
ama bana yütfen çorba yedirmeyinn..
Hiç canım istemiyor...

eee benim küçük oğluşummm sen ne zaman büyüdünde bizle pazarlığa girişir oldun...
Eşimde uzunca bir süre gülmüş bu konuşmaya ama zaferi kazanmış çorba bitirilmiş :))

Niye bu çocuklar çorba içmekten hoşlanmıyorlar,ya da biz mi üzerlerine fazla düşüyoruz bilemedim :)

Sevgiler,,

13 Temmuz 2009 Pazartesi

11 Temmuz

Merhaba;

Bir 11 Temmuz daha geldiiii geçtiiii :)

Eşimle, 2000 yılında üniversitede tanışmıştık bir arkadaşımız vesilesiyle.Çok güzel,bir ilişki yaşadık bir çok arkadaşımızın imrendiği hoş bir dönem geçirdik...Sonra uzun bir birliktelik,beklenen asker yolu söz dü nişandı derken 2004 yılında evlendik..
Anlatacak onca şey olmasına rağmen kısaca geçmek istiyorum bu günün üstünden..
Çok iç acıtmadan çok uzatmadan sıkmadan...

Cumartesi günü bir çok planın arasından akşam yemeği için Kadıköy de bir rest.yemek, yemek için çıktık dışarı..Yolda kırmızı güllerim kondu kucağıma çok sevindim :)) Ağzım kulaklarımda mekana vardıkk..Güzel bir akşam yemeğinin ardından evimize döndük..Arabamızı park edip apartmana doğru baktığımızda evimizde bir ışık kümesi gördük :) Benim açık unuttuğum bilgisayarın ışığı sandık..Anahtarı çevirip içeri girmeye çalışırken büyük bir çığlık karşıladı bizi :)) Annem,babam,kardeşlerim,heyecandan ağlayan mı yoksa gülen mi belli olmayan efoş ve halam eniştem karşıladı bizi..Ellerinde pasta,ışıklar kapalı büyük bir çoşkuuu :))))) Heryer balonlarla süslenmiş .. Nasıl sevindik,, nasıl emek vermişler hepsine burdan ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum..
Çok güzel bir akşamdı, tabii eşimede ..


Sevgiyle daha nice 5 yıllara :))


Bu arada rest.tavsiyesi içinde sewoş a bir kez daha teşekkür ederim..

8 Temmuz 2009 Çarşamba

10 kuruşş...


Bal oğluş , dün sabah işe giderken önüme durdu ve bana ; anne bana paya veyiymisin ben sakız alıcam 'dedi..


Gülümsedim, çantamda 5 tane 10 kuruş buldum hepsini ona verdim :)

Kesin arkadaşı Devrim in cebinde gördü ve ilk kez benden sakız parası istedi..Adama bak büyümüş beee dedim içimden :)


Akşam eve dönerken ona,bir kutu sakız aldım, sevindi,içinden bir tane aldı odasındaki çekmeceye sakladı kalanları :))) Sıcakta erimezler inşallah, akşam bir kontrol edeyim ben aklıma gelmişken :)))


Dün akşam bahçede oynarken ayağında malum yeni parmak arası terlikleri (laf aramızda hiç çıkarmıyor duuuuuu, düne kadar ) ayağının kenarını acıtmış biraz su toplamış ve kızarmış tontiş ayakları .. Bir çığlık bir çığlık anneeeee babam aşağı gelsin ben yürüyemiyorummmm :))) baba nazlı oğlunu alır gelir yatana kadar ayağı nerdeyse ağzımızda bir sürü tedavi çeşiti uygulatır bize, maymun şeyini görmüş misaliii...

Sabah binbir naz uyandı, ağzından çıkan ilk sözler şimdi ayağıma nolcak oldu :)) Çok üstüne durmadık bu sefer, biraz surat asıldı dudaklar uzatıldı; ama biz işe yetişmek zorundaydık..Babayı uğurladık sıra onu ananesine çıkarmaya gelincee 'anne sen neden işe gidiyorsun' dedi,Klasik iki günde bir sorar, hep de aynı cevabı alır benden'oğlum para kazanmam lazım' neden pekiiii ' bir sürü şey sıralarım peş peşe ....' hıııı tamam ozaman der yolumu açardı :) Bu sabah bu sorunun karşısında benden yine aynı cevabı aldı ama onun verdiği tepki çok başkaydııı...


Sen işe gitme anne,bakkkk (teyzesinin ona verdiği küçük cüzdan elinde,içinde dün kü paralar) benim burda çok param var ... (Dün sakız almayı unuttuğu,yada sakladığı topu topu 5 tane 10 kuruş...)

Ahhh annem, ben istermiyim senin pamuk tenini bırakıp işe gitmeyi..Akşamları kısıtlı bir kaç saate faydalı birşeyler sıkıştırmaya çalışmayı..Sana kitap okurken senden önce uyumayı...

İnan istemiyorum, herşeyi doya doya yapmayı çok isterdim senle,her anını her gelişimini bire bir izlemeyii..Birgün beni anlamanı umuyorum.Şimdi çok küçüksün .Bu arada biliyorum,zaman çok şeyi de alıp götürecek bizden...Dilerim affedersin beni ...

Canımsınn...




7 Temmuz 2009 Salı

11.yorum


Büyük bir heyecanla beklediğim yorum finaline, ulaştık haftabaşı itibariyle :)) Nilaycım sanırım yarın adresine kargolayacağım.Eğer bir aksilik olursa mail adresimden haberleşiriz.
Senin de dediğin gibi tişört bahane,bu sadece bir adım güzel paylaşımlara,dostluklara ilk adım.
Beni okuduğun takip ettiğin için tekrar teşekkürler..Sevgiyle iyi günlerde giy :)
....
Bu arada nedense bugün kaçıp gitmek uzaklaşmak istiyorum İstanbul dan.Yanımda kimse olmasın azcık da olsa tek kalayım,düşüneyim sakin sakin bir kaç gün geçireyim istiyorum..
Benim kafam, yorulunca taşımaz beni;yürütmez,düşündürmez,panikleştirir,sakarlaştırır ben bunların hepsinden kurtulmak istiyorum..Tatile çıkmama du bakayım :) hımmmmm tam bir ay 3 gün var çok da uzunmuş offff. Yazlık evimiz o zamana tam bitmiş olacak inşallah keyifle geçen 1 hafta olur..
Zaman bana,bize neler gösterecek bilmiyorum ama 3-5 sene sonrasını çok merak ediyorum.
Sevgilerr ..

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Yorgunummm dostlarım yorgunum :)



Merhaba;

Artık ek gelir kaynakları arayışına başladım :)) Bu da benim gibi haftasonlarını temizlikle geçiren bayanlar için hiç fena bir fikir değil doğrusu :) Alıştım nasılsa bünyemde itiraz etmez heralde ..

İlerde belki de blog arkadaşlarımı da kandırıp bir şirket kurarım evler,ofisler itinazla temizlenir ,bir temizleten,bir temizletmeyen pişman olurrr nasıl ilannn başlığı ama;süper bence :)

Neysee bu haftaya böyle başlamamın sebebi innanılmaz bir yorgunluğun komik sitemleri işte..Kadın olmak zor zenahat bayanlar değil mi ? Çok yorgunum çokkk..Ailecek yorgunuz biz, ortanca kardeşimin 26 Temmuz daki düğünü için başlayan hazırlıklar telef etti bizi..Hayırlısıyla bir geçse şu yorgunluklar bir bitse ..

Cumartesi sabah,erkenden başladık güne, küçük kız kardeşim Zeyno,eşim ben ve evimizin neşeşi efoş çıktık yola.Düğün alışverişine çıktık sözde ilk aldığımız şey efoşun illede istiyorum diye tutturduğu turuncu parmak arası terlikleri oldu.. ''Ama ama ama anne yütfenn alalım Devyim canın da varr ondan bende istiyorum tamam mı :) '' Dayanamadım aldım zaten inanılmaz da ucuzlardı ..

Sonra Kadıköy Opera pasajının içindeki abiyeciler dolaşıldı birbir. Bazı mağazalar bilen bilir, inanılmaz yüksek fiyatlara satıyorlardı; girdik,çıktık, bakındık vs...Nihayet küçük sevimli bir dükkana girdik içerde de bizi çok güler yüzlü bir abla karşıladı..Satışda güler yüz çok önemlidir.İnanılmaz rahatlar karşı taraf ama sıcaksa içtense o gülüşler öyle değil mi..Bazı tezgahtarlar hem asık suratlı,hem de niye girdin ki canım sen şimdi bu dükkana der gibi, gözleriyle iterler seni dışarı bir anda kendini mağazanın kapısında bulursun..Ben Liseden sorna tezgahtarlıkta yaptığım için bu iki ayrımı artık çok iyi fark ediyorum.

Daha içeri adımımızı attık atmadık efoşş 'anneee çişim geldi benimmm' demesin mi? Yanımda şiş kabım var malum annesiniz çantanızda her türlü şey olmak zorunda çiş şişesi bile, cevat kelle gibi dolaşıyorum ben 3 yıldır..Ama mağazanın ortasında da işetilmez ki :))) Neyse çıktık bir panik mağazadan, sorduk wc yi,, 4.katta dediler neee 4 müü ?? biz 1. kattayız ve efoş un eli pipisinde :) yaptı yapacak :)) Asansör var dediler iyi hoş asansör geldi,, yukarı çıkmaz, kaldık içerde :) düğmesi bozulmuş meğerse,diğerine bindik ama efoş kızardı artık :) Eeee mübarek insanlar yaptınız madem son kata wc ne diye asansörü tamir etmezsiniz değil mi ...Nihayet koştur koştur yetiştik. Rahatladık :)) Efoş mutlu mesut indi tekrar mağazaya.

3-5 denemeden sonra 6-7 de olabilir :) Helenistik bir elbise modelinde kılınan karar,son anda sadece bir dene de bedenine bakalım denen mavi elbisede son buldu ve biz onu aldık çıktık :) Sonra altına uygun bir ayakkabı.Efoşa siyah önü satenli ,yelekli bir takım,rugan parlak siyah ayakkabılar..Babişkoya gömlek, gravat ,kemer derken biz saat 7 sularında evdeydik.Ayaklar davul,efoş uyku sersemii malum öğle uykusu arada kaynadı ve inanılmaz sinirli bizi haşlaya haşlaya geldik evimizeee...EEE biter mi bitmezz..

Ertesi günde yani dün, Kardeşimin evi temizlenecek biz maaaa aileee seferber :) Saat akşam 6 biz nihayet biten temizliğin ardından yorgun bitapp...Biter mi bitmezzzz kardeşimin çeyiz hurçları vs.. ki bu kısmında kendimde değildim annem halam zeyno ve gelin kız tam gaz devam ettiler :)) Saat gecenin 10:30 u bizimkiler yorgunluk çayı içiyorlar biz eşimle ütü yapıyoruzz veee nihayet yatağıma yattığımda bedenim acıyor sabah inanılmaz çabuk oluyorrr..

Şimdi işteyim ama sakinim çok şükür, herkes dışarda vee ben size yazabiliyorum :)) İşteee böyleee siz de eminim okurken yoruldunuz :)) Ne dersiniz bugün çabuk biterde ben eve gidip erkenden uyur muyum ?

Sevgiyleee herkese iyi haftalar dilerim :))

30 Haziran 2009 Salı

Efoş evden kaçtıııı :)


Merhaba ;
Dün inanılmaz bir sıcak vardı, malum çatı katında olan çalışma alanım yüzünden beynimde kaynayan su seslerini duydum diyebilirim..Birde üstüne klimam bozuldu. Ne yapacağımı bilemedim.Servisi çağırdım ama Arçelik klima servisi çok yoğunmuş malum sıcaklar bu havalara klimamı dayanır.Hala beklemekteyim.Çabuk gelinn nolurrr...
Dün akşam eve dönünce oğluş beni kapıda karşıladı, bu sefer kapıyı suratıma kapamadan içeri aldı beni..Genelde kızgın oluyor iş dönüşleri yada aklınca oyun yapmak istiyor evin kapısını bir açıyor bir kapatıyor ...İşe gitmemi pek sevmediği gibi dönüşünde de tepki gösteriyor bence ah bu çocuklar ..
Eve girdiğimde türlü türlü şebekliklerde yaptı tabii.Sırnaşık şırnaşık haller.Neyse olayın kokusu 5 dakika sonra eşimin o cezalı yemeğini yememiş bütün gün dışarıda çıkarmamış ananesi dedi :) Aklınca benden medet umuyor küçük solucan..Taviz yok tabiii, sofrayı hazırladım haftasonundan kalan dolmaların ucundan ucundan atıştırdı öylesine..Amaç bahçeye inebilmek için göz boyamak..Tabii yine yutturamadı bize..İzin istedi vermedik..Sıcakladığını söyledi üstündeki tişörtünü çıkardım atletiyle dolanmaya başladı evin içinde..Sonraaa paşam dediki bize; o zaman ben ananeme gideyim sıkıldımm .. Peki dedik hemen üst katta oturan ananesine gitmek üzere terliklerini giydi, baktık yukarı kata kadar çıktı kapadık bizde kapıyı...
Aradan 15 dakika geçti geçmedi,bizim apartmanımızın önünde kocaman bir asma vardır altında da oturaklarımız bunalan kaçar atar kendini bahçeye..Camdan bir bakayım dedim,bir de ne göreyim bizim böcekkk aşağıda sırtında atletiylee yakalamacılık oynuyorrrr..Ben bir çığlıkk atarım ve senin orda ne işin varrrr efoşşş ..Komşularımızda şaşırmış zaten annen seni böyle göndermez bir atletle,yooo demiş annem gönderdi beni :))) güler misin kızar mısınn...Neyapacağımı bilemedim.Sonuçta bizi kandırdı.Haaa biide utanmadan yalanda söylediii biz bu canavarla nasıl başa çıkıcaz acaba, daha 3 yaşını oldurmadı bilee.Şimdiden evden kaçarsa Allahhhhh zor bu iş çok zor :))))
Sevgilerr,,

29 Haziran 2009 Pazartesi

Nerdesiniz ??


Evetttt hadi bayanlar hadiiii 8. yorum geldii, daha 11 e ulaşamadık..Beğenmediniz mi yoksa tişörtü :))) farklı modellerde koyacağım ilerleyen zamanlarda bilginize :))
Bu arada haftasonu ; cumartesimi ev işleriyle geçirdikten sonra akşama da eşimin ağbisi ve yengemizi ağırlamak için bir sürü lezzetli yiyecekler yaptım söylemesi ayıp :) fotoğraf çekemedim ama hoş bir sofra kurdum..Balkona tabii:)) Gece bizde kaldılar.Sabaha erkenden kalkıp Şile Sahilköy'e gitmek üzere yola çıktık.Yarı yolda kahvaltılıkları unuttuğumu hatırladım baya bir dalga geçildi benle,uzun kıvrımlı köy yollarını geçip nihayet geldiğimizde denizin görüntüsü hepimizi çok mutlu etti.Giriş için ücret istendi neysee normal dedik,berbat araba yolundan ilerleyip arabamızı park ettiğimizde etrafta hiç bir düzenleme olmadığını gördük ve üzüldük..Alınan para ne için onu anlamış değilim.Eleştirimizi de tamamen kulak arkası edip çekildiler yanımızdan.. Biz vermeye alıştık bu memlekette onlarda parselleyerek almaya, çok acı...Her yer çocuk beziydi ayrıca ne pis anneler var dedirtti bana, insan çocuğunun bezini bir poşete koyup atmaz mı..

Oğluş 2 yaşına gelmeden, bezden kurtardı hem kendini hem bizi,ben o dönemlerde yanımda sürekli poşetlerle gezdiğimi çok iyi hatırlıyorum.Çantamın her köşesinden çıkabilecek çoğu market poşeti, çöp için yedekliydi bende,bazı kadınları anlamak mümkün değil..

Neyseki denizin rengi,durgunluğu gerçekten güzeldi yalnız tek kötü yanı çok kayalık olmasıydı.İlk 1 metreden sonra sürekli kontrollu olmak zorundasınız.Ayağım da küçük küçük soyulmalar ezilmeler oldu maalesef :((

Öğle yemeği vakti geldiğinde evde unuttuğum içecekleri fark ederek ikinci şoku yaşattım bizimkilere :))) Ben çok alem bir kızım nolcak benim bu unutkan hallerim... Güzel bir günün ardından kızarmış canı yanan ben,arabada uyuya kalan oğluş ve yorgun diğerleri :) çokkk kalabalık bir trafiğin ortasında,attığımız stresi, fazlasıyla geri toplayarak döndük evimize...İşte böyleee

Sevgiyle sıcacık kucaklıyorum hepinizi :))

not: fotoğraftakiler eşim ve oğlum pek belli olmasalarda ama asıl konu deniz :))

25 Haziran 2009 Perşembe

Kandil hediyesi...


Merhaba;
Öncelikle herkeslere hayırlı kandiller dilerim...
Fotoğraftaki tişört için bir haftadır düşünüyordum napsam nasıl bir blog arkadaşıma hediye etsem diye acabalar vardı kafamda ayıp mı olur ? yanlış anlaşılırmıyım diye ?
Ama bundan bende bir tane daha var ne gerek var saklamaya değil mi ?
Nasıl bir yol bulsam diye düşünürken şimdi günün anlam ve önemine de uygun olarak, armağanlaşmak güzel birşey düşüncesiyle bu tişörtü sevgili Bilun un bloğunda yaptığı gibi ben de 11.yorum sahibine hediye edicem..Kandil hediyesi olsun adıda :))
Arkadaşım sewoşla düşünürken bir soru soralım cevabı bilene verelim vs.. gibi düşüncelerim vardı ama böylede hoş olacak sanki.. Amacım biraz da renk ve heyecan katmak bloğa...
11.yorum sahibini ben açıkladığımda mail adresimi verip adresini isteyeceğim kargoylada göndereceğim.
Bakalım kime kısmet olacak hadi hızlı olunn :)))
Sevgiler,


24 Haziran 2009 Çarşamba

Kedili kalemliğim ...


Merhaba :))

Öncelikle boncuk çerçevelerle ilgili bana güzel yorumlar yazan beğenen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.Çok mutlu oldum öpüyorum sizi kocamannn :)

Çerçeve için malzemem kalmadığından yeni ekleme yapamıyorum ama en kısa zamanda alışverişe çıkıcam..Hem çalıştığım ofis hem de oturduğum ev istanbul un çok merkezi olmayan semtlerinden olduğundan , boncuklar için bir Kadıköy yapmam lazım sanırım yada bu cumartesi kendi mahalle pazarımıza bakıcam umarım bulurum...

Şimdiiii, ekteki fotoğraf bugün taze taze çekildi ofiste,beğeninize sunulan şey ise kalemliğim :) Dün yemek yapmak için mutfağa girdiğimde (mutfak mı ne alaka demeyin) salçamın bitmek üzere olduğunu gördüm son kullanımı da yemek için yaptıktan sonra kalan teneke kabı güzelce yıkayıp ve kurutup yukardaki şirin kalemliğimi yaptımmm :))

Evde daha önceki koltuk örtülerimden kalan polarlarımdan mevcuttu,üzerindeki kedicik ise efoş un 2-3 aylıkken giydiği patiklerden kopan kedicik.Çok seviyordum o patikleri ve kedileri şimdi hep gözümün önünde olacak..Mutlu oldum ben bunu yaparken.Hem basit, hem sıcacık hoş oldu galiba :)) Pazartesi günü kırılan kocaman seramik kalemliğimin yerini de almış oldu..

Fotoğraftaki küçük radyo eşimin,üstündeki küçük araba ise oğluşun 3 ay önce anne al bunu işe götür ama sakla diyerek verdiği arabası :)) Şapkalı kız ise Kadıköy den aldığım mıknatıslı şirin biblom.

İyi bir hafta dilemek için hernekadar geç kalsam da, sevgiyle güzel günlerr diliyorum hepimize..

18 Haziran 2009 Perşembe

doğa çerçeve...

Boncuk çerçevede çığır açmaya karar verdim :))))

Dün akşam oğluşla kavga ederek yaptık bunu,elinde boncuklar ben de yapıcam diye tutturdu kolumun altında,hiç sevmem bir şey yaparken birinin dibimde olmasını ama o söz konusu olunca akan sular duruyor.Efoş yanımda olduğundan çerçevede ona yapıldığından çocuksu bir şey çıktı ortaya...Tabii onun bildiği sevdiği varlıklar ; güneş ,bulut, ağaç ama ağaçlarda kirazlar :)) Birde pek belli olmayan iki köşede ki maytı kuşları :) Papatyalarıda kalan küpe malzemelerimden seçtim çekiçle ezdim düzledim :))

Beğeninize,

Sevgiler,





17 Haziran 2009 Çarşamba

Boncuk Çerçeve ..

Merhaba,bir kaç gündür eklemek isteyipte fırsat bulamadığım haftasonu çalışmasını yayınlıyorum nihayet :))

Cumartesi günü evin işlerini bitirir bitirmez daha önce bir yapı marketinden aldığım ve uzun süredir üzerinde düşündüğüm sıradan çerçevelere renk katma fikri kesinleşmişken oturdum balkona başladım yapmaya ...

Bozdum ,yaptım ,düşündüm ,uyguladım derken işte bu çerçeve çıktı ortaya..
İki yıl önce arkadaşım sewoşla başlayıp yarım bıraktığımız takı tasarımı aktivitesinden kalanları bir kutuda saklamıştım.Bu turuncu ve yeşil boncukları da severek aldığımı hatırlıyorum..Şimdi evime efoşuma renk kattılar.Bu fotoğrafta efoş 5,5 aylıktı.Bu pozu yakalamam da hiç kolay olmamıştı..Ayrıca Afuşun hediye ettiği inci kolyemi sürekli takamıyordum 5 sıralı bir inci kolyeyi bölüp kullanıyordum burda da birkaç tanesini kullanarak bence daha çok hatırası kalacak birşey yaptım ..Sevdiğim bir foto,severek alınan boncuklar,hatırası olan inciler hepsi bir arada acemi bir çerçeve yapımında birleştiler tamamen özel oldular bence...

Umarım beğenmişsinizdir.

Sevgiler :)

12 Haziran 2009 Cuma

Senin için...

Derin bir kuyunun içindesin, yukarı baktığında giderek ufalan bir ışık hüzmesi…
Ayakların yerde mi sen de mi belirsiz.
Kafanda bir sandık yük çoğu hiç açılmamış çeyizler…
Sen uzaksın o sana daha uzak sen yalnızsın o senden daha yalnız…
Yüreğinde bir acı, kelimeler yok olmuş.. Konuşacak sadece duvarlar kalmış
Sen uzaksın o daha yalnız…

O özlüyor seni,
içine düşüyorsun zaman zaman
Bazen uykudan önce bazen uyanınca silemediği migrenisin,
Ağrın uzun süre geçmiyor
Sen yalnızsın, o daha uzak…


Senin için,

Nehircce


.............

Bir çırpıda dökülü verdi bu satırlar,elimin erdiği dilimin dediğince uzun zaman olmuştu şiirsel bir anlatım yazmayalı beğeninize...Ben sevdim benim için de özel bu satırlar lütfen haber vermeden almayın olur mu ...

Sevgiler








9 Haziran 2009 Salı

Kitaplarım...


Cumartesi günü,oğluşla aldığımız iki kitap işte bunlar...
Elimiz yüzümüz, hatta üstümüz dondurma ve kahve lekesiyle içeri girince ortama pek uymadığımızdan biraz üzerimize toplandı tabii bakışlar ama kimin umurunda :)) Oğluşu bir sandalyeye oturtup eksik kalan Elif Şafak larımı alma kararıyla onun kitaplarına ayrılan rafa yürüdüm ve bir kararla aldım.Efoş o arada elindeki külahın dibine inen dondurmasını yalamakla meşguldu satış görevlisinin peçete ikramını geri çevirerek kaldığı yerden devam ederek beni bekledi usluca ...
Şuan elimde yeni bitirdiğim Aşk,bir önce okuduğum Baba ve Piç ve son aldığım Pinhan ve Bitpalas la birlikte dört Elif Şafak oldu..Siyah Sütü de alıp okuduktan sonra kaldığım diğer yazarların kitaplarını toplamaya devam edeceğim.Eşim salonumuza benim için,güzel bir kitaplık yaptıracak arkadaşına, ozaman sıkışmayacak kitaplarım ve sevgili kalemlerim :)) Yıllardır Aynur ablamın verdiği kitaplığı kullanıyorum efoşun odasında,ayrıca da iş görüyor tabii ama hayalimdeki kitaplığı dört gözle bekliyorum...Ama önce benim çizmem için kendimi konsatre etmem lazım..
....
Dün akşam havanın da güzelliğiyle akşam yemeğini balkona hazırladım.Menümüz çok basitti pazardan kalanlar :) Eşim malum göbeğini eritmek için spora başladı onun gelişini balkonda bekledik efoşla..Aç kurt gibi oturdu sofraya bi güzel şişti, azcık inen göbek :))) Çok enerji harcamız efendi ne yapsın...
Yemeğin tam ortalarında tam 2 yıldır beklediğim bir telefon aldım.Telefonu kapadığımda şaşkın,mutlu,dalgın bir halde kalakaldım.Henüz netleşmeyen durumlar olduğundan yazamıyorum ama 9 yıl sonra ilk kez mutluluktan ağladım diyeyim size..Benim için çok önemli bir adım yeni bir başlangıç olabilir, dilerim herşey yolunda giderde bende size burdan detayları veririm...
İşte böylee başınızı daha fazla şişirmeden kaçayım ben, bol yazılı bir hafta diliyorum kendime,, hııı bir de bol okumalı sevgiyle hepinizi öpüyorummm ....

8 Haziran 2009 Pazartesi

Bir kase çilek bir tabak reçel :)



Merhaba herkese iyi haftalar, ben pek iyi başlayamadım ama umarım iyi devam eder bu hafta,



Haftasonum inanılmaz yorucu geçti.Ama kendimi mutlu edecek bir kaç birşeyde yapabildim doğrusu.Annemlerin geçen hafta Adapazarından topladıkları çilekler yumuşamışlardı ayrıca ne yalan söyleyeyim pek de tatları yoktu atmayada kıyamadım.Birden aklıma geldi reçel yapmak:)Oysa laf aramızda hiç denememiştim.Bir kase çilekten küçük bir kahvaltı tabağı reçel yapabildim.sonuç da hiç fena olmadı.Tatlandırsın diye birazda vanilya attım içine mis gibi de koktu :))

Birde oğluşumla Kadıköy e gittik babamız olmadan hemde otobüsle çok keyifliydi..Arabada sürekli denize gidelim taş atıcam, diyip durdu iner inmez de koştu ve yaptı dediğini :))) Vapurları izledi vapurların kalkış sirenlerine anne kornaları kulağımı acıttı dedi.Yine gelelim tamam mı sen beni hergün getir buraya dedi .Birde dondurma kaptı eline her yerimiz dondurma lekesi dolandık Kadıköyde.İki kısa arkadaş ziyareti sığdırdık güne iki de kitap haa bir de rimel :)))

Geri kalan zamanımın tümünü evimi ve halılarımı temizleyerek geçirdim.
Bir sonraki yazımda aldığım kitapları göstereceğim size keyifle başladım okumaya birini, umarım çabukkk biter.Elimde uzun süre kalan kitaplardan soğuyorum :(

Sevgilerrr,

4 Haziran 2009 Perşembe

Şeftalii kurabiyesi


Merhaba,

Yağmurlu bir gün bugün harikaa,, ben çok sıkılmıştım sıcaklardan ayrıca çatı katında olan odam yüzünden, öğleden sonraları tepeme yansıyan güneş beni delirtiyordu.Bugun çok mutluyum.İzolasyonun İİİ si yok bu binada, ne klima ne pervane nede açtığım kapı pencere fayda etmiyor ..Ve kimse benim derdime çare bulmuyor bu ofistee, sabrediyorum bakalım inşallah yaz bitmeden bulurlar bu derde bir devaa:))

Neyse haftasonumdan bahsetmiştim size, pazar günü arkadaşımın doğum gününde masadaki harika şeyin fotoğrafı geldi nihayet.Bende yayınlıyorum.Muhteşem dimi ben ilk kez gördüm bu tarifi oğluşun doğum gününde baş listede bu var..Şeftalilerr afiyetle yenecek :))
İşte tarifi ;
Malzemeler
  • 1 paket margarin
  • 3 su bardağı un
  • 5 çorba kaşığı pudra şekeri
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket çilekli ya da muzlu puding
  • Aktardan sarı ve kırmızı gıda boyası
  • 1su bardağı toz şeker.
  • Nane yaprakları

Yapılışı

Hamur için puding ve gıda boyaları hariç tüm malzemeyi karıştır yumuşak bir hamur elde et :)

Hamurları küçük mandalina büyüklüğünde yuvarla,Fırına ver üstleri çok kızarmayacak şekilde pişir fırından al ve soğut :)

Diğer taraftan hamur soğurken yani,1 paket puding i suyla yada sütle pişir ve soğut.

Gida boyalarını ayrı ayrı kaplarda sulandır.

Soğuyan hamuru bıçakla ikiye ayır içlerini oy, ve soğuyan pudingle içlerini doldur ve kapat.

Şimdiii önce sarı gıda boyasına, sonra kırmızıya batır en sonda şekere bula.

Hepsi bitince nane yapraklarını aralarına koyuyoruz.İşte süper görüntü ve lezzet.

Hacercim sağol, ayrıca Hülyacım tarifi yazdığın için teşekkürler..

Umarım sizde beğenmişsinizdir...

Afiyet olsunn.

1 Haziran 2009 Pazartesi

ben den bizden :)

Ben hala çalışıyorum,oğluşum evde makarna krizine girmiş (hayretler İçerisindeyim)yemek dedin mi biz de bir durulur da, hiç aramız yok nedense anlasam bilsem niye olduğunu, ağzına tıkıştırmaktan yorulduk.Kahvaltıya sabah 10 da başlıyor 12 de bitiriyoruz .Zaten 1 saat sonrada hiç itiraz etmeden yoğurdunu yiyor ve öğle uykusuna yatıyor.Birtek yoğurtla bıraksak duracak acıktım dediğini şu yaşa geldi 1 kere anca duydum.Çığlık atmıştım evin içinde sevinçten unutmuyorum :))

Bakalım eve kim bilir kaçta gidicem bu akşam,yemiş olacak mı makarnasını :)

Cumartesi günümü malum ev işleriyle birde tam apartmanımın önünde kurulan pazarda oğluşla alışveriş yaparak geçirdim.Pazarı dolaşırken gördüğümüz ayakları sakat ve yerde yatan dilenciyi görünce efoş baya şaşırdı pek görmesini istemedim ama olmadı meraklı bakışlarla döndü döndü baktı adamcağıza..Sonra bir sürü soru neden yerde ,neden yürüyemiyor vs.... Kesinlikle hafızasında yer etti çok üzüldüm bir ara keşke onu yanıma almasaydım dedim.

Pazarımıda bir nikah bir doğum günüyle tamamladım.Çok aktif bir haftasonu oldu doğrusu. Sewoşun doğum gününü kutladık bütün kızlar toplandık :) Güldük,hatta gülmekten koptuk :))) sohbet ettik dertleştik.İyi geldi.İyi ki doğmuş iyi ki varmış :)

Akşam eve döndüğümde efoşla ilgilendim,uyku saati geldiğinde birlikte uyuyalım nolurrrr dedi,masal istedi.Tam uzanmış kitabını alacaktım ki bana ;

Anne hani pazardaki adam varya,ben unutmuştum Cumartesi gördüğümüz engelli adamı,hani ayakları olmayan dedi (Biraz durdum içim ezildi) Evet noldu oğlum o adama diyince;
İşte o adama ayak alsana sen,babamın capon yapıştırıcısı varya onla yapıştırırız o da yürür...

Güzel oğlum merhametli oğlum fazla lafa gerek yok sen benim iyi kalpli biricik meleğimsin canımsın...

28 Mayıs 2009 Perşembe

uykusuz bir gece ..

Dün ofiste oldukca stresli ve yorucu bir gün geçirdim.Sevindirici olan herhangi bir baş ağrısı yaşamadan atlatmış olmam günü, şükür ki..

Patronumun bana hatırlatmamı istediği bir notu unuttuğum için verdiği tepki sonucu,biraz gerilmiş ve üzülmüştüm.Onunda stresiyle eve gittiğimde eşim ve oğlum evde yiyecek birşey kalmadığından alışverişe gitmek için beni bekliyorlardı.Saat 19:30 du alışveriş eve dönüş saat 21:00 ve evde bir parça yemek yoktu.Apar topar birşeyler hazırlayıp yedik neyseki. Ama sonra başka tatsız bir durum iyice canımı sıktı.Erkenden yatağıma gidip kitap okumaya başladım.Oğluş 10 dk sonra yanımda bitti.Anne sen neden tek başına burda titap okuyosun ki :( yanlızlığım onada tuhaf gelmişti anlaşılan. Hemen yatağa tırmandı ve bende titabımı okuycam filli olanı istiyouuum dedi.Biraz evirdi çevirdi kitabını, sonra bana okuttu ve uyuya kaldı ... Ne kadar çabuk uyudu diye düşünürken bende sızmışım.Eşim onu yatağına götürürken uyandım.Sonra kafamda binbir düşünce tekrar sızmışım.Veee gece tam 3 de gözlerim birden açılıverdi.Rüyamda gördüğüm ofis,karman çorman ilişkiler,bir koşturmaca evrak arama yarışı dosyalar vs... hatırladım canım iyice sıkıldı.Ne kadar sıkmışım kendimi rüyamda bile karışmış herşey birbirine :)

Sonra yataktan kalkıp bedenimi de rahatlatmak için kısa bir duş aldım.Yatağa tekrar yattığımda saati bilmiyordum ve uzunca bir süredir vakitsizlikten bir türlü bitiremediğim Elif Şafak AŞK ı aldım elime uzunca okudum, yine bitmedi ama baya az kaldı artık :)
Artık uyumalısın dedi bir ses içimden, ezanı duyduğumu hatırlıyorum.Benim bıcırık sabah 06:30 da açana kadar gözlerini uyumuş olmalıyım.Anneeeeee benim üstüm açılmış keşke açılmasaydı dimiii örtt örttt üşüdüm .... Ve bende ki yılmak bilmeyen uyku çabasıyla çalan alarmıma kadar yattım yatakta.

Sonrası malum sabah telaşı işte,yine ofisteyim.bakalım nasıl bir gün olacak...

Sevgilerrrr

24 Mayıs 2009 Pazar

hoşgeldin zeyno :)


























Merhaba herkessslere iyi haftalar :))

Yoğun başlayan bir günde, ancak yazmaya fırsat oldu.Elimde taze çayım öğle yemeğinde yediğim mecburi salatamın üstüne keyif yapıyorum.Azcık diyet yapmam lazım malum yaz geldi çoktan.Kışın yedik yedik şimdi bir sıkıntı fazla 2-3 kg mı atmak.Yemiycem artık,kışın ben abur cubur.Uymayacağım koca göbek eşime nedir bu böyle canımm,oda şimdi spor merkezi arayışında.Boğazımız dert oldu başımıza :))

Öncelikle yukarıdaki fotoğraflarımın hakkını veren hüçük fot.makinema teşekkür etmek istiyorum.Küçük mücük ama beni çekmek istediğim pozlarda hiç üzmüyor.Ama ben yinede profesyonel bir makine için para biriktirmeye başladım.Annem duymasın önce bir ev alın kendinize diye başlar.Ama İstanbul da ev almak öyle zor ki benim için, en az beş yıl sonra ..off off o başka bir yaradır bende de neyse :) İnşallah o da olur değil mi? Allah herkesin gönlüne göre versin...

Cumartesi günü, yoğun bir ev temizliğinin ardından,yazlık kışlık kıyafetlerin ayarlanması fazlalıkların vakumlu hurçlara doldurulmasıyla iyice yorulduk.Bide peşine yetmezmiş gibi apartmanımızın bodrumundaki küçük deponun düzeltilme işine girişince olaya son noktayı koymuş olduk.Oldukca yorucu bir gün oldu doğrusu.
Pazar gününe ise güzel planlarımız vardı.Küçük kardeşim zeynonun Üniv.hayatı artık bittiğinden Sapancadaki yurdundan onu ve eşyalarını alıp, Sapancanın tadını çıkarıp gelecektik evimize.Ama sabah inanılmaz serin ve rüzgarlı bir güne açtık gözlerimizi.Moralimiz bozuldu tabii ister istemez.Ama Zeyno döneceği içinde çok mutluyduk.Yıllar ne çabuk geçmişti.Küçük kız okumuş, başarıyla okulunu bitirmişti, artık yeni bir hayat onu bekliyor.Başarılar Zeynocum Allah yolunu açık etsin.Dilerim gönlünce bir işe girersin.

İstanbuldan uzaklaşıp Sapancaya yaklaştıkca hava da güzelleşmeye başladı:) yüzler güldü.Önce kardeşimin yurdundan eşyalarını aldık,çok güzel bir çatı katında çok şirin bir odası vardı.Bu da ayrılığı zorlaştırıcı sebeplerden di sanırım :) Bol sümüklü salyalı bir vedalaşma sonucu ayrıldı arkadaşlarından.Hepimizi de ağlattılar tabii.Hepsine iyi dileklerimi bir kez daha burdan ileteyim.Çok cici kızlardı doğrusu...

Sonra Sapanca İl Ormanlarında yemyeşil bir doğanın içinde klasik haftasonu pikniğimizi yaptık.Çok keyifli bir gündü, geriye bu fotoğraflar kaldı.

Evine hoşgeldin Zeyno :))

sevgiler,

22 Mayıs 2009 Cuma

evlilik 2




Kitabımı okumaya devam ettikce yazarın, evlilikle ilgili verdiği sırlar ilgimi çekiyor.Ben baya ilerledim okurken ; ama size gerilerden bir kaç birşey daha yazacağım,dün kaldığımız yerden devam edelim isterseniz.


Aşkın tozunu almak demiş yazar; öncelikle yapılacak şeylerin başında geliyor.

Günlük koşuşturmalar;annelik veya babalığın yükümlülükleri,iş hayatı,zaman aşımı ve aşağıda belirtilen daha bir sürü sebepten ötürü aşkın üzeri biraz tozlanmış olabilir.İşte size aşkınızın'toz bezi !'

Bahaneleri unutun,


  • Zamanım yok

  • Bu ciddi/mantıkı değil.

  • Bunun bizimle bir ilgisi yok

  • Kesinlikle işe yaramaz

  • Benim için aşk bu demek değil

  • Sen önce kafandakileri bir düzene sok.

  • Bu konuda biraz konuşmamız lazım.

  • Kendini değiştirmekle işe başla,sonra ben de ne yapabileceğime bakarım.

Aşk parazitleri

Evliliğin ne sürekli 'ben' ne de sürekli 'sen'demek olmadığını unutmayın.Evliliğin konuşma dili 'biz'dir.

Parazitler;

  • Neredeyse bir ritüel haline gelmiş,televizyon izlenen geceler

  • İnternette gezmek

  • Ev dışında verilmiş süreklilik arzeden sözler

  • Mesleki stres

  • Yorgunluk

  • Zamansızlık

  • Vampir çocuklar

  • Tutkuyla sarıldığınız şeyler,zamanınızdan çalan gereksiz faaliyetler.

  • Giyim ve fiziğinize önem göstermemeniz.

  • Küçük kabalıklar

  • Önemli tarihlerin unutulmaması

  • Ortak projelerin olmaması

  • Kişisel sitemler

  • Suçluluk

  • Ardı arkası kesilmeyen şikayetler

  • Suskunluk

  • Diyalog eksikliği

  • Ötekini sıkma veya hayal kırıklığına uğratma korkusu

Bu maddeleri okuduğunuzda sizi ilgilendirmeyenlerin üzerini çizin.Ama sizi özellikle endişelenleri eşinizle,ayrı ayrı farklı renkde kalemlerle çizin.Ve bu maddeler üzerinde acil önlemler alın.Diğerleriyle ilgili çözümler arayın.

Örneğin;biraz daha fazla,biraz daha az yöntemini benimseyebilirsiniz.Biraz daha az tembellik,biraz daha fazla şevkat,akşamları eve daha erken gelme,başbaşa biraz daha fazla zaman...

Yine küçük küçük sırlarla size bilgi vericem,aile danışmanlığı yapar gibi oluyorum galiba ne haddime tabii ;ama hoşuma gidiyor paylaşmak.Umarım ilgilenenler oluyordur.

okuduğunuz için teşekkürler,

sevgiler:)