28 Temmuz 2016 Perşembe

Güzel İstanbul


Bir kez daha söylemek istedim ;

Bu şehir çalışırken değil yaşanırken güzel...


Kuş olup süzülesim geliyor, özgürce alıp başımı gidesim var...

Birlik beraberlik, huzur olsun  güzel günler görsün çocuklar...

sevgiler
nehircce

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Zaman...


Geçer dediler, zamanla daha az acıyacak canın ,ama asla unutmayacaksın ...
Öyle de oluyor, her gün biraz daha iyi oluyor insan,ama her gün biraz daha hatırlıyor...

Zamanmış meğer en iyi merhem.
Zaman önce acıtır ,sonra öğretirmiş, öğreniyorum...

Sevgiyle,
nehircce



Zaman:

Foto : pinterest

20 Nisan 2016 Çarşamba

Bazı günleri unutmak mümkün değil...



Bir sabah uyanıyorsunuz, belki bir on dakika geçiyor geçmiyor, bütün hayatınız alt üst oluveriyor.
Öyle bir gün  ki acısını silmek,unutmak ne mümkün. Öyle yandı ki için bütün söndürme yöntemleri yetersiz... Öyle çaresiz yalnız kaldın ki, küçük bir çocuğun bilmediği bir yerde annesini kaybetmesi gibi... Dondun,ayaklarını ellerini hissedemediğin süresini  hatırlayamadığın bir zaman dilimi... Kocaman bir çaresizlik, içinde açılan kocaman bir delik... Ayaklarının altında oluşan dipsiz bir kuyu, kendini salıp yok olmak istedin. 

Sevginin,emeklerin hiç olduğu öyle bir anki unutmak ne mümkün ...

Zamana düşülen kısa bir not...
15 Nisan 2016 

7 Nisan 2016 Perşembe

Çocukken...



Kalabalık sofralarda yerdik yemeğimizi,
çoğu yer sofrasında... Ayakları pek sağlam olmayan ,eski,tahta bir yemek masamız vardı oysa.

Ama biz yerde ,sofra bezini bağdaş kurduğumuz ayaklarımızın üzerine çekerdik. Önümüze ne konursa geri çeviremezdik. Un çorbası yapardı annem sık sık , bir de yumurtalı ıspanak, olmazsa olmazımız salçalı makarnaydı. Kurban bayramlarında etle şenlenirdi soframız.Annem, misafirimiz gelecekse  yayla çorbası ,bol etli kuru fasulye,yanına da tavuklu pilav yapardı .Salata evdeki malzemelerden oldukça bol yapılırdı, haa birde çelik tencerede mayalanmış yoğurt sofraya muhakkak konurdu...

Misafirimiz akşam çayına kaldıysa, ya da apartmandan bir  komşumuz geldiyse, çayın yanına illa mısır patlatılırdı.. Hatta babam yıllar sonra elektrikli mısır patlatma makinesi aldığında yine apartmandan komşularımızın makineyi merak edip geldiklerini, o akşam sırf patlayan mısırları izlemek hoşumuza gittiği için 1kg mısır patlattığımızı hatırlıyorum. Tuzsuz yağsız, tabaklara sığdıramadığımız mısırlar...

''Herkes çocukluğundan hatırladığı kadar,çocuk kalmıştır'' bence ...Bugün benim hatırladıklarım...


Güzel geçsin günümüz,
Sevgiler
nehircce

4 Nisan 2016 Pazartesi

Yarın daha güzel olur mu ki...



Her sabah bir umutla uyanıyorum. 
Bugün daha güzel olacak, ben bugün 'nehircce' ye yazacağım diyorum.
Ofise geliyorum rutin işlerin peşine haydi iki satır yaz da rahatla derken, bitmek bilmeyen her güne bir yenisi eklenen birbirinden kötü, üzücü haberler aklıma geliyor vazgeçiyorum.

Ülkemizin yaşadığı bu sancılı süreç, şehit haberleri,siyasi çıkmazlar, kadın cinayetleri,çocuk kaçırmaları,tecavüzler derken içim şişiyor, umudum tükeniyor vazgeçiyorum yazmaktan...

Kimse senin ne okuduğunu, ne yazdığını merak etmiyor diyorum haklı olarak ...
Blog da neymiş insanlar gazete okumuyor, haberleri izlemiyor,iyice duyarsızlaşıyor...Kaldı ki iki satır yazmak iyice anlamını yitiriyor o zaman.

Artık şehitler isimleriyle değil, sayılarıyla anılıyor, öldürülen kadınlar,tecavüz edilen çocuklar sadece derin birer yara olarak kalıyor ... Bir gün biter mi , bu acılar diner mi ??

Ben yarın yine,yeni umutlarla uyanmak istiyorum.

sevgiler
nehircce

Görsel : Pinterest / Kindred Spirits

22 Ocak 2016 Cuma

Sessiz Sessiz...


Arkana bakmadan gitmek istediğin zamanlar olur...
Şöyle sessiz sessiz, sadece valiz tekerleğinin sesiyle uzaklaşmak.

İçindeki ses sorgularken seni, sen uzaklaşmanın verdiği rahatlığı hissedersin derinlerde.

Saçlar alelade toplanmış, üzerine yakışanı değil, eline ilk geçeni aldığın bir uzaklaşmadır.


Foto : pinterest
Yazı sadece fotoğraftan alınan ilhamla yazılmıştır :)

sevgiler
nehircce



18 Ocak 2016 Pazartesi

Özlemek-miş hayat...



Hayatı akışına bırakınca bir zaman sonra çok mu rahat bıraktım, keşke böyle yapmasaydım diyoruz bazen...

Her insanın bir mayalanma hali var bence, kiminin mayası fazla,kiminin şekeri,kiminin tuzu,ya da suyu... Vee üzerimiz örtülüp mayalanmaya bırakıldığımız süredeki hissiyat... Ve tüm bunlar insan olmanın özü...

Benim mayam beklerken ,hep özlem olmuş hissiyatım... Ondan adım bu olmuş belli ki ve ömrümün çoğu hep özleyerek bekleyerek geçmiş ve geçecek...

Bu güne kısa bir not...
Öylesine bir yazı daha...
sevgiler 
nehircce


Fot. Pinterest /Patti Kepple 






21 Ekim 2015 Çarşamba

Bir avuç içi aslında hayat...iyi ki doğdum o zaman...




30. yaşıma yeni evimizde, yanımda bir avuç sevdiğim insanla , 30 yaşın ürkütücü hissiyatıyla girmiştim. 20 li yaşlardan kopmak ne zor gelmişti...

31.yaşımda o yanımdaki bir avuç insanda yoktu. Ama  avucumun içi olan insanlarla,ağlamaktan şişmiş gözlerimle, unutulmanın hüznüyle girdim yeni yaşıma...

32.yaşımda ofise sürpriz yapıp elinde bir demet çiçeğiyle gelen dostumla,eşimin - oğlumun duygu yüklü mesajlarıyla, artık kocaman bir kadın,anne,eş olmanın verdiği rahatlıkla girdim,biraz daha büyüdüğümü olgunlaştığımı fazlasıyla hissediyordum.

33.yaş günüm, en sakin ,en  huzurlu günümdü, artık doğum günümü unutmuş oldukları için,hiç kızgın değildim  kimseye, çünkü yaşanmışlıklar daha kıymetliydi.

34.yaşımmmm yani bugünüm, az makyajlı yüzüm, yarattığı farkın-dalık ile bugünün doğum günüm olduğunu hem bana hem çevremdekilere hatırlatırken, düşünüyorum da yolun yarısına 1 kala meğerse 30 yaş ve sonrası aslında  devrimmiş bir kadın için...

Ve ben bu yaşımda hayattaki en önemli şeyin, aslında o avucunun içine sığdırdığın insanlar olduğunu, geçmişteki acı tecrübelerime dayanarak çok iyi öğrendim...


Ama şükür ki öğrendim... eee o zaman iyi ki doğmuşum, Allah sağlıklı huzurlu güzel yaşlar göstersin inşallah bana ve bugün doğan herkese...

sevgiler,
nehircce


Fot: pinterest/siyah beyaz

17 Eylül 2015 Perşembe

Sitem

Yine yazmak isteyip de yazamadığım günler geldi .
Sözler biter ben de hep böyle zamanlarda, bir kızgınlık bir hırs.
Kızarım ama en çok kendime, huysuz çekilmez olurum çünkü...

Çünkü ben ifade edemem kendimi üzüldüğümde, sinirlendiğimde öyle kalı-veririm ansızın.Ondan dır tepki-sizliğim günlerdir...

Eşime kızarım, çocuğuma kızarım ona buna kızarım ama bilirim ki en çok çaresizliğe kızarım.
Savunmasız bırakılan canlara üzülüp,en çok bizi bu hallere sokanlara kızarım...

Yeni güne umutla,dua ile,sabır ile...
nehircce

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Gelinciğin mesajı...




Geçtiğimiz günlerde, yemyeşil bir gezi yaptık çekirdek ailemle...
Önce kaybolduk yeşilin her tonuyla bezeli Kandıra'nın köy yollarında sonra kayboldukça hoşumuza giden yollarda yönümüzü bulmak istemedik... 

Uzun uzun buralarda yaşayabilir miyiz  hayalleri kurduk.Bahçemizi içindeki türlü türlü hayvanları, bahçedeki çitlere kadar her şeyi ama her şeyi yerleştirdik zihnimizde... Ne zamana gerçeğe döner bilinmez ; ama Allah herkesin gönlüne göre versin dedik hayalleri erteledik...

Bir ara ben yeşili izlerken oğlum bir tepenin arkasından elinde gelincikle çıkageldi ''anne bu senin için'' dedi, bana ileride bu hayalimizi hatırlatmak içindi sanki bu sahne... Ve bu fotoğraf tamamen bu amaçla çekildi...

Güzel geçsin haftamız...

Sevgiler
nehircce  :)

12 Nisan 2015 Pazar

örgü-dikiş-nehircce


Bir önceki yazımda da dediğim gibi hayli zaman oldu buraya yazmayalı , bu süreçte , pek boş durmamaya çalıştım canım sıkıldıkça örgü ördüm ,çok az da olsa dikişle ilgilendim. Eskisi kadar çok okuyamamanın keyifsizliğini yaşadım ama elimden geldiğince de bir şeyler okumaya çalıştım... 



Dikiş için sanırım emekliliğimi beklemem gerekecek :) şimdilerde nevresim ölçülerini ayarlayıp ,perde boylarını kısalta biliyorum sadece... Keşke vakit bulabilsem de çanta dikmeye devam edebilsem...
Sağlık olsun yoğun iş ve ev temposu olan arkadaşlar beni anlayacaktır. 3.Sınıfa giden oğlumun dersleri iyice zorlaştı , artık ödevlerini tamamen kendisi yapabiliyor ;ama  sürekli yeni konular ve yeni sorularla karşıma çıktıkça yalan değil kendimi yetersiz hissediyorum. Bazen matematiğiniz 3.sınıf öğrencisine yetmeye biliyormuş !! Hafızamı zorlayıp konuları hatırlamaya çalışırken ,işin içinden çıkamadığım zamanlarda bir bakıyorum elimde 3.sınıf ders kitapları ders çalışıyorum :)))

Oğlumla birlikte yeniden eğitim görüyor hissediyorum kendimi...
Yani zamanla unutulan bilgileri tazeleyerek ve bazılarını ilk kez öğrenirken hayat akıp gidiyor ve meğer bizim öğrenmeler imiz hiç bitmiyormuş...

Sevgiyle,

nehircce


10 Nisan 2015 Cuma

Güneş Çavması II


Uzun zaman oldu biliyorum, ne çok şey geçti üzerinden ama şükürler olsun sağlığımız yerinde, içimde yine küçük küçük yazma kıpırtıları olunca hiç ara vermeden yazmak istedim.

Başlangıç da severek okuduğum Güneş Çavması kitabım olsun. İlk kitabı okurken içimden sürekli ; bitmesin, yavaş yavaş oku diyordum kendi kendime :) ikincisini de dün elime alınca, hele de sayfa sayısı daha az olunca,  bunu daha yavaş okumalıyım dedim :) Bittiğinde yorumlamak isterim. Ama inşallah ilk kitaptaki etkisini bırakır. Henüz okumadıysanız ilk kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.Güneş Çavması I ile ilgili düşüncelerimi burada okuyabilirsiniz. 

Bu kısa bir merhaba olsun :) daha uzun yazmak dileğiyle...


Sevgiler,
güzel geçsin yine her günümüz...

23 Aralık 2014 Salı

7 yıl olmuş ...

20 Aralık 2008

Ne çok olmuş sana yazmaya başlayalı ... 
Sıkıldığım,kendimi üzgün hissettiğim,sinirlendiğim,mutlu olduğum her anımda yanımdaydın.
Ben sana yazmaya üşendiğim zamanlarda,  geriye döndüğümde sen hiç sitem etmedin.Yine kaldığım yerden devam etmeme izin verdin. 
En güzeli ne biliyor musun bunca sene sayende küçük dostluklar biriktirdim.
Eski yazılarımın altına yapılan yorumlara şimdi geri dönüp baktığımda gözlerimi dolduran bir sürü insan olmuş hayatımda ... Sayısı azalsa da hala bir yerlerde okunduğumu biliyor olmak mutluluk verici...

Uzun sözün kısası iyi ki varsın be blogcum... İyi ki de doğmuşsun ve ben buna sebep olmuşum...
Seviyorum seni ve senin bana getirdiğin tatlı insanları ...

Sevgiyle kal...
nehircce


Görsel: Sophia Mounir /Pinterest

8 Aralık 2014 Pazartesi

nehircce / instagram

Merhaba ,

Yeni yıl öncesi oldukça yoğun günler geçiriyorum. Hem iş hem ev yaşamım oldukça telaşlı geçiyor. Şükür ki sağlığımız yerinde bu telaşlar da olmazsa yaşam akıp gitmez değil mi.. 

Kısa paylaşımlarla da olsa bu süreci atlatıp eskisi gibi yazabilmeyi düşlerken, yeni açtığım instagram hesabımın da bilgisini vermek istedim, olur da takip etmek isterseniz nehircce  olarak bana ulaşabilirsiniz. 

İyi bakalım kendimize 

sevgiler
nehircce



30 Ekim 2014 Perşembe

Dün ve ben..


Dün izinli olmanın tadını,aşağıdaki fotoğraflardan belli olacağı üzere keyifle ve dinlenerek geçirmeye çalıştım.Biraz hasta olmamı ve sabahın 06:30 unda uyanmamı geçersek güzel bir gündü. Tatil günlerinde siz de benim gibi erkenden uyanıyor musunuz ? 



Marketlerin birinde gördüğüm latte 2'li kahve poşetini bir gün evde denerim diyerek almıştım, dün fırsat bulup kendim için hazırladım, tadı kesinlikle çok güzel , hazırlaması da oldukça kolaydı.


Bu da geçen yıl başladığım :) sadece soğuk kış günlerinde ördüğüm battaniyem , artık sonlara doğru emin adımlarla ilerliyorum.Hem örüyorum ,hem ısınıyorum onunla :) Benim ara verdiğim zamanlarda bizim bücür hemen alıp üstüne örtüyor,  biran önce bitmesi lazım artık...

İşte dünden kalanlar bunlar...

Tatil sonrası çalışmak biraz zor olsa da,umarım günümüz güzel geçer...

sevgiler
nehircee 

28 Ekim 2014 Salı

öylesine...


Yağmurlu havalarda insan neden hüzünlenir ki...



sevgiler
nehircce

24 Ekim 2014 Cuma

Ben bugün, bunları çok beğendim...

Merhaba,

Nasıl güzel bir oda değil mi , içinde bir sürü de mavi  var :)))


Altı çekmeceli yataklara bayılıyorum, mesela Ikea nın klasik modelini görmeyen yoktur herhalde, hem yatak odalarında hem de spor oturma odalarında kullanılabilen harika bir mobilya ...



Sevgiler
nehircce

Fot.Pinterest Panolarından alınmıştır.

22 Ekim 2014 Çarşamba

Ah Neriman... Geri gel Perran Kutman :(



Benim hayatımda çok değer verdiğim,emeklerini saygıyla taktir ettiğim,yaptığı her işi beğeniyle , merakla takip ettiğim bir kaç sanatçı vardır. İşte onlardan biri de Perran Kutman dır.

Yıllar önce Perihan Abla dizisi oynarken ben küçücük bir kız iken,büyük bir heyecanla beklerdim dizinin başlamasını... Hipnoz olmuş gibi de izlerdim, o zaman şimdiki gibi uzun soluklu değildi ya diziler neyse, bitmesin bitmesin diye dua ederdim.

Abartmıyorum öyle çok severdim ki, düzenli burun kanaması yaşayan ben (ansızın,nerede ,ne zaman olacağı belli olmayan kanamalar) anne ve babam başımda, yüzüme korkuyla bakarken, bir yandan burnumda tampon ve o zamanın yanlış bilinen doğrusu, kanamayı başımı yukarı doğru tutarak geçirmeye çalışırlarken, bendeniz  Perihan Abla'nın başladığını o harika müziğini duyduğumda anlar, çekilin başımdan ben Perihan Ablamı izleyeceğim deyip aniden kalkardım ayağa.. Belki de bu yanlış bilinen kanama durdurma yönteminden, bu yüzden hasar almadan kurtuldum :):)

Öyle severim yani kendisini, yıllarca bütün filmlerini,yaptığı dizileri özellikle Şehnaz Tango yu nasıl keyifle izledim bir çok seveni gibi... 

Son zamanlarda sayısız dizi çekiliyor, bizi iyice aptala çevirdi yapımcılar. İçlerinde beni izlerken gülümseten,içinde dram olmayan en fazla 2 tanesini izlemeye çalışıyorum vaktim olursa, hepsi bu. Ama Perran Kutman ın Ah Neriman dizi tanıtımları başladığında o 2 diziden de vazgeçip sadece onu izlemeye gönüllüydüm... Merakla bekledim,sabırla değişen yayın saatine, gününe vs.. kızmadım yine merakla bir sonraki bölümü bekledim. Bu hafta yayından kaldırıldığını öğrenince inanılmaz üzüldüm.. Ne kadar çabuk tüketiyoruz güzel şeyleri diye düşünüyor insan. Onca işe yaramaz vurdulu kırdılı, dramın dibine vuran dizileri marifetmiş gibi, sırf reklamın kralını alıyorlar diye tutan, kanallardan ve yapımcılardan nefret ettim. Ailece izlenebilecek,hem günlük yaşamla ilgili mesajlar verebilen ,sosyal içerikli kaç dizi var ki ... Bunca emeği hiçe sayıyor bu insanlar... 


Ayrıca bağışlayın ama; böyle dram dolu,silahlı kavgalı dövüşlü  dizileri ne olur izlemeyelim,insan yaşama sevincini yitiriyor bizi uyuşturuyorlar farkında olmadan... 

Geri dön Perihan Abla :) , geri dön Ah Neriman...

sevgiler
nehircce


21 Ekim 2014 Salı

33 ...

Yıllarrr önce, ben daha çok gençken :) biri bana 30 lu yaşlarda olduğunu söylediğinde,offf çok büyük, hatta yaşlıymış diye düşünürdüm :( Ne ayıpp...


Oysa hiç de öyle  değilmiş !! geriye dönüp baktığımda geçen yılların hesabını bile yapamıyorum.Nasıl geçmiş anlamamışım,bu iyi mi kötü mü bilmiyorum...Mesela, 33 yıla göre çok az şey yaşamışım stresi oldu bugün bende, daha görmediğim bilmediğim ne çok şey var ... 

Yalnız çok büyümüşüm yine de , evlenmişim,anne olmuşum, iyi ki kötü şükürler olsun yaşama gücümü korumuşum... Dedim ya çok büyümüşüm...

güle güle 32, hoş-geldin 33 güzel şeyler getir bana olur mu ? 

Sevgiler 

16 Ekim 2014 Perşembe

Huzurlu Köşeler...

Evimizi almadan önce ,eşimle hayal kurarken,illa kendime ait bir köşem olsun isterdim...
Şöyle ayaklarımı uzatabileceğim, elime kitabımı aldığımda sessizce, huzurla okuyabileceğim bir alan. Bir kitaplık ,bir berjer ama içinde mavi olan :)
Oldu da çok şükür, ama bir sorun bakalım ,bu 3 yılda o huzur köşene kaç kez otura bildin de ,kitabını okudun diye... 
Ahhh ahh bu koca şehir , şu yaşama telaşı,akıp giden zaman ... 
Emekliliğe kadar o berjer beni bekler mi bilmem; ama ben bu fotoğraflarda ki huzurlu köşelere bakıp oturamadığım köşemi hayal ediyorum bugün... 











Sevgiler 
nehircce