30 Nisan 2009 Perşembe

Balat...
























Merhaba,

bunlar arşivimden çıkan yeni fotoğraflarım :) Eski bir cd çantamı kurcalarken buldum.Ve inanılmaz sevindim.Yıl 2007 yer Balat...

Bir rölöve(yani ölçü alma) için Balat da eski bir eve gitmiştik ogün. Arkadaşlarım Bilgin ve Pınarla,ev çok kötü durumdaydı,inanılmaz da pisti :( Yürürken alt kata düşmemek için epey zorlanmıştık onu hiç unutmuyorum.Taşıyıcı sistem çok zarar görmüştü.Ve daha korkuncu ogün pirelenmiştim.Gerçi bizim meslekte bu çok normaldir.Özlüyorum da doğrusu o günleri :(

Öğle arası verdiğimizde, elimizde yine ekmek arası peynirlerimizle,Evin cumbasından sokağı izlerken bir turist kafilesine takıldı gözlerimiz..Oldukca kalabalıklardı ve başlarında da Hayri Fehmi Yılmaz vardı çok iyi bir rehberdir kendisi.Dururmuyuz koştuk peşlerinden tiplerimiz zaten öğrenci kılığına çok uygundu.Bizi öğrenci sandılar ve izin verdiler tura katılmamıza :))) Balat ı birkez de onlarla gezdik o gizemli,renk cümbüşü içindeki,mis gibi yemek kokan sokakları doyumsuz yürüdük.İşte tam bu yürüyüş esnasında dar bir yoldan geçerken,birden durdum yoluda tıkadım tabii biraz :) herkes ilerlerken bir yandan bana ters ters bakıyorlardı :)ne gördü bu kız şimdi der gibi ne eski bir klise ne de bir yapı öylesine bir taşlıktı işte gördüğüm ..Ben o taşlıkta iki yapı arasında oynayan çocukları görmüş,çığlıklarını duymuştum.O mis gibi çamaşırladaki renk uyumuda bana kendi çocukluğumu hatırlatmıştı..Oyun arkadaşlarımı,kendi bahçemizi ....

Bol bol fotoğraf çektik o kısıtlı 1 saatte. Fehmi Bey in zevkli anlatım uslubuyla bilgi donandık,hoş hatıralarla dolduk ve geldik harap olmuş evimize :) ölçümüzü tamamladık evden birkaç eski parça aldık hatıra olsun diye (bu gelenektir bizde :) ) vee döndük evlerimize...

Her fotonun bir hikayesi muhakkak vardır yoksa anlamı da olmaz,yıllar sonra dönüp baktığınız da size birşey hatırlatmıyorsa saklamayın evlerinizde ki fotoğraf yığınlarını...

Sevgiler,

29 Nisan 2009 Çarşamba

TATLI KURABİYE :)))


Fotoğrafta gördüğünüz zavallı kurabiyelerimin hikayesi, haftasonu çok garip başladı....
Önce kek olsunlar istemiştim.Unu fazla katınca kurabiyeye dönüştüler.Sonra yenir halde ikram edildiler.Kurabiye kavanozuna girdiler...Dün bir baktım ki taş gibi olmuşlar hemen pratik bir çözüm buldum :) dedim ki bundan olsa olsa tatlı olur..Hemen bir şerbet yaptım döktüm üzerine.Eşimde Zonguldak seyahatinden gelmişti dün.Üzerini bir güzel süsledim hindistan cevizi ile.Önce pek anlamadı biraz inceledi.Ya özoş bunlar haftasonu yaptığın kekden bozma kurabiyeler değil mi dedi:))) kıskıs güldüm yok bunları senin için biraz önce yaptım dedim :)) inanmadı tabii ama iki tane yedirmeyi başardım :))) Ev hanımlığını da öğreniyoruz yavaş yavaş.Kalanları değerlendirme sanatı :) pilav kaldı kadınbudu yap :) Lokanta mı açsam ne:))))
Bu arada en büyük hayalerimden biridir, eski bir rum evini restore edip içine yerleşmek,alt katında ev yemekleri,kekler yapmak,küçük bir cafe gibi işletmek.Üst katında ise yaşamak :))) Ah hayallerde olmasa ... Hatta bir hikaye yazmaya başladım bu hayalimle ilgili de ama bir türlü bitiremiyorum :(( ilham perim kaçtı gitti. Arkadaşım Afuş dedi ki yazar(aslında o sanatcı dedide nerdeeee bende o yetenek) ara sıra, bazen uzun bir zaman kendini kaybeder(verimli olamaz) sabırlı olmam lazımmış:)) beni bu kritere soktuğu için teşekkür ederim. Küçük yazarım der bana ; ama ben daha o şerefe erecek pek birşey yapamadım.Bir gün inşallah oda olur...
öpüyorum sizi,
sevgiler :)))

24 Nisan 2009 Cuma

Ben geldim :)

Yine yazmayalı çok olmuş :( yazamadım, anlatamadım...Bu iş yoğunluğu gittikce de artacak gibi ...Ben herkesi çok özlüyorum hal böyle olunca.Gün geliyo hiç açamıyorum bloglarımı, kendi bloğumu :( ama iş olsun da çalışalım işsiz kalmayalım değil mi..Şükür işim var dışarda bir sürü işsiz insan var. Eşimin ücretsiz izinleri hala devam etmekte ,sabırla yazı bekliyoruz.Bir ihtimal bitecek bu izin meselesi.Sevineceğiz inşallah maaşını aylardır tam göremiyor bankamatik ekranında :) sabır...

Yeni düzenlemeyi duymuşsunuzdur belki,aylık 300tl ye geçici işler sağlanacak işsiz insanlara, bir umut işte.Ben pek uygulanabileceğine inanmıyorum.Henüz netleşmedi zaten,meclise girmesi onaylanması bakanlıkla ilgili işlerin halledilmesi,Allah güç kuvvet versin onca işsize.Rakam da oldukca az ama idare etmiyormuyuz zaten yıllardır, yine idare edin diyorlar işte...

Dün 23 Nisan dı benim çalışma hayatım başladı başlayalı ilk 23 Nisan tatilimdi.Bütün gün TRT izledim diyebilirim.Acısını çıkardım yılların.Misafir ülkelerin çocuklarını, gösterilerini izledim.Duygulandım,heveslendim oğlum için :) En güzel anı ise programın; 1981 yılından itibaren ülkemize gelmiş çocukların şuan ki halleri,yapılan ropörtajları çok hoştu.1983 yılında büyük bir heyecan biraz korku ve merakla ülkemize gelen Bulgaristanlı küçük bir kızın şimdilerin öğretmeninin ülkemiz hakkındaki yorumları kaldığı ailenin ilgisi,misafir perverliğini anlatışı çok güzeldi.10 gün kaldığı ailenin küçük kızı Zeynep le kurduğu arkadaşlık yıllar sonra hala özlemle anlatıldı.Birbirlerinin şimdiki görüntüleri izletildiğinde gözyaşları aktı gitti.Benimde tabii.Öyle imrendim ki onlara :( İlk okul yıllarımda hep istemiştim o misafir arkadaşlardan bir tane :) ama evimiz, şartlarımız uygun değildi.Oğlum biraz büyüsün onun için kesinlikle başvurucam :))

Oğluşuma Türk Bayrağı giydirip ona Atatürk ü birkez daha anlattım dün.Düşmanlardan kurtardı bizi dediğimde düşmanlar bize ne yaptı diye sordu, kötü davrandılar annecim dedim babamada mı kötülük yaptılar dedi :) herkese dedim ..Babam Atatürk e yardım etmedi mi dedi :) Bütün gün düşmanlarla ilgili sorular sordu durdu bana...
..........
İşte böyle yazacak çok şey var,kırgınlıklarım başka sevinçlerim de var elbet.Lafı fazla uzatıp kimseyi sıkmak istemiyorum.Ama dün bir karar aldım; herkese hak ettiği kadar değer vericem bundan sonra kendimi hırpalayıp sonra hüsranla bakmıycam önüme ..Dertliyim de deşelemek istemiyorum.

Sevgiler,

10 Nisan 2009 Cuma

Bugünün yazısı :)








Hava bugün çok güzel,ayrıca birde günlerden cuma,
haa birde iş arkadaşlarımın erken çıkma planları var; hal böyle olunca mutluyum çünkü bende erken çıkıcam :))) tabii birde yarın sabah eşim dönüyor Samsundan :)) Oğlum bugun beni pek üzmedi,aradığımda da yemeğini yiyordu daha ne olsun ben bugün mutluyum galiba :)))
Tam size yazarken bir ukala iş arkadaşım canımı sıktı ama önemsememeye çalışıcam,beceririm inşallah.Her neyse yukarıda oğluşumun sondan bir önceki parmak boya çalışması var :))) çok eğleniyorum o resim yaparken her yerimiz kirleniyor ama olsun yeter ki yapsın mutlu olsun.Oğlumun olmadığı diğer resmi masaüstü yaptım çok hoş oldu isteyen kullanabilir :)))
Dün akşam sewoşla buluşup azda olsa konuşup dertleştik.İyi geldi doğrusu, eğer okumaya fırsat bulabilirse nehircce yi ,burdan tekrar hasta hasta benimle buluştuğu için teşekkür ederim.
Cumartesi günü eski iş arkadaşlarım buluşuyor, bende davetliyim ama umarım gidebilirim.
Herkese iyi haftasonları diliyorum,
Sevgiler,






9 Nisan 2009 Perşembe

Küçük ellerde küçük çiçekler...


Dün ki ruh halim malum,biraz kendimi kandırmak kafamı dağıtmak için,servisten markete yakın bir yerde indim.Nedense severim market gezmelerini :)) Biraz alışveriş yaptım.Oğlım ve kendim için.Bebişimin ağzında yeni fark ettiğim aftlara çok canım sıkılmıştı.Belki mikrop kapmıştır diye diş fırçasını yeniledim. Kendime çikolata aldım birde fındıklı nescafe :))) Biraz daha gülümseyerek çıktım marketten..
Eve yaklaştığımda, oğlumu aralı camdan sadece kafasını dışarı uzatmuş ve aşağıda kendinden yaşca çokk büyük ağbilerine ama isimleriyle bağırırken buldum.'' bayışşşş içeri girsenize hadi bırakın top oynamayın,neden eve gitmiyosunuzzzz''.Ananesi zaten eve zor sokmuş dün onu, birde balkondan onları görünce iyice sinirlenmiş ''ama onlar neden evlerine gitmiyolar'' ağlamaya bahane arıyor zaten, uzun süre ağladı pencerede.Beni görünce daha da içlendi hiç susmadı :((
Aparman merdivenlerini hızlıca çıkıp,ilk işim hemen onu alıp eve gitmek oldu.Eve girince elimden tutup yatak odasına götürdü beni sümüklü sümüklü ,aynamın önüne koyduğu yukarıda fotoğrafladığım çiçeklerini gösterdi.Bak anne bunlar senin, biri sen biri ben dedi :))) ve bütün can sıkıntımı aldı.
Benim oğlum çok duygusal, bir okadar da haylaz bir çocuk.Aslında çocuk gibi bir çocuk işte.Ama romantik biri olacak oda beni çok sevindiriyor.Valla gelinim çok şanslı olacak ondan eminim..
Çiçeklere olan ilgilimiz şöyle başladı :
Miniğim henüz 1 yaşına girmemişti yeni yeni yürüme denemeleri yapıyorduk.Bahçelerde yollarda vs.. Sanırım tarih de temmuz 2007 civarıydı.Baktım biraz daha iyi yürüyor.Yine bir iş dönüşü bahçedeydi kendisi.Tuttum elinden hadi oğlum çiçek toplamaya gidelim dedim ona.O tombuli suratının şekli bir değişti.Ama merak etti.Yürüdük epey ve ilk mor çiçeklerimizi ananesi için topladık.İşte ogün bu gündür oğlum ne zaman bahçede parkta bir çiçek görse küçük elleriyle koparır ve bana getirir.
Onun annesi olduğum için çok şanslıyım.İyi ki var hayatımda... Can rengim o benim.. çok seviyorum seni uğur böceğim ...
Annen


8 Nisan 2009 Çarşamba

..........

Bazen içinizdeki duyguların tarifini yapamazsınız.O hale gelmenize muhakkak bir şey, sebep olmuştur ;ama siz sebebi de netleştiremezsiniz zihninizde.Kimi zaman havalara kimi zaman kendinize bağlar çıkarsınız işin içinden.Ben bugun bir şeye bağlayamıyorum doğrusu...

Niye buraya yazdığımı da bilmiyorum ya neyse,

Kendimi inanılmaz yalnız ve çaresiz hissediyorum.Bir haftadır ağrımayan başım yine atağa geçti.Kendime öyle kızıyorum ki bugün...

Yine özlediğim şeyleri özlüyorum...

7 Nisan 2009 Salı

azıcık benden :)





Size yeni kitaplarımın hikayesini anlatayım azıcık :))
Fırsat bulup yazamadığım iki hafta boyunca,kendimle ilgili tek kaçamağım tabiki İmgeye gidip kitap alabilmek oldu. Öncelikle yok saten Elif Şafak Aşk'a ,İmge de ki son kitabı da ben alarak sahip oldum :))) Bakkala gidersiniz ahşap cam dolap içinde son bir ekmeği görür aceleyle içeri süzülürsünüz ya ona benzer bir durumdu benimki de .. Benim elimde kitabı gören bir bayan hemen aaa bende ondan istiyorum dedi :))) Kitapcı arkadaş; maalesef bugunun son kitabını bayan aldı dedi.Yüzündeki ifade öyle komikti ki dayanamayıp buyrun alın diycektim ama;içimdeki hınzır duygu yüzünden yapmadımmm :)))
Bu kitabı duymayan yoktur sanırım çok populer oldu son günlerde.Mevlana ile Şems in aşkı anlatılıyor.Doğrusu Elif Şafak şaşırttı beni...Bende tavsiye üzerine gittim almak için.Listemdeki ilk isim buydu.İmgeyi bilenler bilir :) Sıcak samimi bir havası vardır oranın, her ne kadar işletmecileri sıksık değişsede genelde bu hava korunmaya çalışılır.Ve gidenler bir müddet sonra tanırlar birbirlerini.Orda kitaplar az sayıda bulunur sonra temin edilir.Sipariş üzerine de çalışıyorlar.üst katında da ilk kez yaptıkları kelepir bölümü var şuanda.Çok uygun fiyatlara güncel konularda kitaplar bulabilirsiniz.Bilginiz olsun.Örneğin yukarıdaki kitaplar sudan ucuzdu doğrusu, etiketlerini bilerek çıkarmadım üzerlerinden.(2tl,3tl hatta 1tl) Anne çocuk evlilik vs.üzerine çok da bilgi dolu kitaplara sahip oldum :))
Birde eşimin merakını çeker de belki okur, içine bir okuma hevesi gelir diye;onun oraları anlatan Rumeli Rüzgarları nı aldım ama; bakalım ne zamana kısmet olup eline alacak..Ya bu erkeklerin çoğu niye böyle ? Kitap okumak onlar için vakit kaybı sanki.Komik yaratıklar bence.Otobüslerde elinde kitap kendilerini kaybetmişcesine okuyan az sayıdaki erkekleri görünce nesli tükenen Pandalar gibi bakıyorum onlara valla :))
Bu arada eşim olmadığı için,oğlumla tüm akşam onun hırçınlığı geçsin diye ne istese yaptığımı söyleyebilirim.Poliscilik,ambulanscılık :) vs..oyunlardan sonra nihayet benim en keyif aldığım resim yapma eylemiyle geceyi sonladık.Dün akşam pastel boyalarındaydı sıra,çalışmalarımızı vakit bulursam yarın iletirim size :))
aaa aklıma gelmişken blog arkadaşım flame için,oğluşla dün ki diyaloğumuz da şöyle ;
-Anne napıyosun ?
-süt hazırlıyorum sana
-hııııı pekiiii :)
-anneeee
-efendim oğlum,
-bana oğlum deme !
ben mutfakta şaşkın şaşkın acaba yine neye kızdı diye düşünürken,
panikle içeri girdim ve:
-peki ne diyeyim dedim
cevap : polis bey demen lazım :))))
Oyuna hazırlık öncesi rol çalışması yapıyodu anlaşılan..Komik adam seni çok seviyorum...
Herkesi öpüyorum sevgiler,,






6 Nisan 2009 Pazartesi

6 Nisan..

Merhaba çok uzun zamandır yazamadım.Ama genelde takip ettim blog arkadaşlarımı bugunde imrendim herkeslere fırsat yarat yaz birşeyler dedim kendime :))

Yaklaşık 2 haftadır işyerimdeki yoğunluk sebebiyle çok yorgunum.Ama düzene oturana kadar sabredeceğim. Bugun elimde bir yığın yapılacaklar listesi olmasına karşın ben yine de geçtim bu ekranın karşısına bloğumu bi başına çok beklettim artık yeter ..

Eşim 1 haftalığına Samsun a gitmek zorundaydı ve geçen cuma gitti.Oğlum bu yüzden iki üç gündür çok hırçın.Sürekli babasını soruyor.Sanırım birazda huyu değişti.Sabah işe gitmemem için resmen yapıştı bana ama çaresiz ayrıldık tabii. Bakalım ananesine neler yaptı akşama haberleri merakla bekliyorum:))

Dün oğlumla aramızda geçen bir diyalog beni çok güldürdü sizede yazayım:

İzlediğimiz bir dizi de geçen aşk sözcüklerinden esinlenmiş olacak

Oğlum : Anne babam senin neyin oluyor
Ben : Eşim
Oğlum: Hıııhhh ? (anlamadı yada istediği cevabı alamadı)
Ben : Yani kocam
Oğlum: Peki sen babamın nesi oluyosun
Ben : biraz önceki cevabı almamak için karısı dedim
Oğlum biraz sonra
Peki sen babama aşık mısın ?
Ben : hı hııı
Oğlum :Son günlerin en popüler cevabını yapıştırıyor bana - hadii canıııımmmmm :)))

Bu cümleyi nerden kaptı bilmiyorum.Ama hergün 3-5 kez yineliyor.Bizi de güldürüyor tabii.
Bu çocuklar bir alem doğrusu.Şimdilik yazımı burda sonlandırayım.İş yerindeki yapılacaklar listeme dönmem lazım.Beni merak eden arkadaşlarıma da iyi olduğumu belirteyim...

Herkese iyi haftalar ,sevgiler

23 Mart 2009 Pazartesi

Hafta Sonum :)

Merhaba ,
Öncelikle herkese iyi haftalar diliyorum;
Bu haftasonumu hava ve ruh halim sebebiyle evde geçirdim.Böylelikle sürekli ev işi,mutfak vs.. vakit geçirmek zorunda kaldım.Düşününce oldukca yorucuydu doğrusu.Sadece Cumartesi ve Pazar günü kısa yürüyüşler ve market alışverişi yapabildik. Oğlumla arabacılık (şöförcülük :) ) oynadık. Bazen diyorum kızım olsaydı daha mı eğlenceli olurdu diye :))) evcilik, bebek kıyafetleri vs.. sanki şöförcülükten daha zevkli gibi :)))) Kız anneleri daha şanslı sanırım.

Pazar günü eşimin ısrarıyla yukardaki fındıklı kurabişlerden yaptık oğlumla yine ;Her zaman ki gibi çalışan anneler için çok pratik bir tarif.

Malzemeler

* 1 Yumurta (Sarısı hamurun içine,akı fındıkların yapışması için üste)
* 1 Paket katı yağ
* Aldığı kadar un
* 1 Paket kabartma tozu
* 5 Yemek kaşığı şeker
* 1 Avuç kadar çekilmiş fındık

Yapılışı
* Yumurtanın sarısı ile şekeri ezerek yedirin, üzerine yumuşatılmış katı yağı ekleyin,en son un ve kabartma tozunu ilave edin.Şekil verin önce yumurta akına sonra fındığa batırın ve fırınlayın... Kolay gelsin ve afiyet olsun....

Sevgilerrrr :)))

16 Mart 2009 Pazartesi

Mutluluk Mim'i :)

Sevgili Flame beni mutluluk mimiyle mimlemiş :))
Hep merak etmiştim bu mim olayını bana da nasip oldu :)))
Beni mutlu eden şeyleri yazmam istenmiş yazayım o halde :)
Öncelikle ; Sağlığımla ilgili ciddi problemlerim olmadığı için mutluyum
Sonra oğlumun ve ailemin varlığı beni çok mutlu ediyor
Yakın çevremin sağlıklı olması da mutluluk verici başka birşey tabii.
İyi bir dost sahibi olmak ...
Babamın varlığı ...
Oğluşumun sevinç kahkahalarını duymak...
Oğluşumu ne kadar büyüsede kucağımda uyutmak öyle uzun bir süre kalmak..

Flame nin dediği gibi bazen bir film,bazen de sevdiklerimle içtiğim bir Türk Kahvesi...
Bu aralar da baharın gelişi :)
Bir de bu bloğa sahip olmak tabiii.
....
Sonra küçücük bir şey bir kalem,bir kitap, boya malzemeleri,eski bir fotoğraf vs...
Kısıtlıda olsa fotoğraf çekmek.

Ne kadar çok şey varmış yazınca ,bana hatırlattığı için flameye çok teşekkür ederim.Sevgiler


Bende bu mim i sevgili mintaya (http://mintagunlugu.blogspot.com/ ) ve fikir işçisi ne gönderiyorum.http://umitburcu.blogspot.com

13 Mart 2009 Cuma

Güneşi gördüm ...

Mayınların arasında kalmış küçücük bir köy...
Okula gitmek için 40 km yol tepmeleri gereken, bu yüzden okuyamayan çocuklar...
Sadece hayvanlıcıkla geçinen, sütlerini, peynirlerini satmak için çıktıkları dağ yollarında terörist sanılarak ateş altında kalan insanlar...

ve daha bir sürü olumsuz şartlar...Sonrasında göç etmek zorunda kalan iki aile ve onların savruluş hikayesi...

Lütfen izleyin...

Yeni gösterime giren bu filmi, eşim görmeyi çok istemişti.T.annem de oğluşumuza bakmayı kabul edince saat 19:00 seyansında, Kozyatağı Palladıum sinemalarında izleme fırsatı bulduk.Küçük bir baş ağrısıyla gitmiştim maalesef ,genelde yanımda taşıdığım kolonyam yine benleydi. Ağlamaya başladıkca hafifletti biraz beni .. Bir ara acaba eşimde de ağlama belirtileri var mı diye baktığımda onunda gözlerinin çoktan kızarmış olduğunu gördüm.Uzanıp elini tuttum, ikimizde orda yaşanan tüm olaylara ama özellikle çocuklarla ilgili olan sahnelerde ortak fikirdeydik bunu çok iyi biliyordum..Eve gelince oğlumuza sıkıca sarıldık.Sonra ben deli gibi artan beni çıldırtan baş ağrımla ve filmin etkileyici sahneleriyle baş başa kalıp derin bir uykuya daldım...

Herkes düşünce yapısına göre farklı sonuçlar çıkarabilir bu filmden.Ama bence iyi bir özeleştiri olmuş. Gidin, görün, ağlayın, düşünün derim...

Sevgiler,

12 Mart 2009 Perşembe

Kapalıçarşı :)

Merhaba,

Bugün size, tam iki yıl önce çektiğim bir fotoğrafımı yayınlıyorum.Ben çok severek çekmiştim.Yer Kapalıçarşı o kalabalığın içinde epey bir deneme yapmıştım bunu yakalamak için.Çünkü malum kapalıçarşı dediniz mi akla ilk gelen insan keşmekeşidir.

Aradığınız bir çok şeyi bulursunuz orda hele de sessiz , dar arka sokaklarında :)) Özellikle restorasyon çalışmalarımız sırasında gezinip araştırırken ne bilinmeyenler bulmuştuk :)) mesleğin en keyifli yanıda bu zaten keşfetmek...

Bu fotoda benim için özel, o günleri anımsattığı için, bana sevdiğim işi unutturmadığı için...Birde canım sewoşumun, bana bunu iki sene sonra hala sakladığı yerden çıkartmasıda hoştu tabii.Onun sayesinde hemen yayınlayabiliyorum.Yoksa evdeki arşivden bulmam zaman alabilirdi.

Umarım beğenmişsinizdir.Bu arada fotoğraflarımı beğenen boncuk dosttum, aynur a. ya da çok teşekkür ederim :)))

Sevgiler :)

11 Mart 2009 Çarşamba

Dostlara !!

Bazı dostlar vardır.Hani hep yakınınızda olsun istersiniz de hep uzağınızdadırlar.Sebebini ne siz bilirsiniz ne de onlar.. Çok şey paylaşmak istersiniz yapamazsınız.Durdurur sizi içinizde engel olamadığınız bir hissiyat ..Garip der,çekersiniz kendinizi ondan,bazen herşeyden...

Aslında ne çok şey vardır paylaşılacak.

Şen kahkalar atmak,sarılmak,dertleşmek,ağlamak,gezmek görmek istersiniz birlikte..Sadece düşündüğünüzle kalırsınız.Hep özlersiniz hep uzaktan bakarsınız.
Kimi çok yakındır size, kimiyle aranızda yollar,dağlar,denizler vardır.Olsun değişen birşey yoktur aslında ,hatta yakın olan uzak olandan daha az görülür.Mesafe değildir aradaki şey başka birşey adı olmayan birşey...

Zaman mıdır araya giren, yaşanmışlıklar mıdır kim bilir.

Sizinde varsa böyle dostlarınız, bir adım atalım derim birlikte...

Bu yazımı bugün, öyle dostlara armağan ediyorum,

Sevgiler ....

9 Mart 2009 Pazartesi

Hoş bir haftasonu :)


Herkesin, geçmiş kadınlar gününü ve Mevlid Kandilini kutlarım.

Ayrıca dün bu özel iki güne ilave olarak hem kız kardeşimin hemde üniv.ev arkadaşımın da doğum gününüydü.Bir kutlamadır gitti dün anlayacağınız :))


Hafta sonum ise gerçekten güzel sayılırdı.Cumartesi günü kardeşim oğluşum ve annem bir alışveriş merkezine gittik .Diğer kız kardeşime hediye aldık.Marketin içinde oğlumla sesli bir şekilde mini mini bir kuş şarkısını söyledik :) Alışveriş arabamızı marketin ortasında unuttuk,Kilo işi nevresimlerden çok hoş bir takım oluşturduk,marketteki ikramlardan faydalandık :)) güldük eğlendik yemek yedik ve sewoşun gelip bizi almasını bekledik. Sağ olsun bizi o yağmurlu günde yollarda bırakmadı canım arkadaşım :))


Sonra onunla birlikte Hayallerin Peşinde filmini izledik çok etkileyiciydi doğrusu..Her evli çiftin izlemesini özellikle tavsiye ederim.Sonra birlikte beş çayı için birşeyler hazırladık sohbet ettik,dedikodu yaptık..ve bence iyi vakit geçirdik..Gece ise kardeşim ve onun arkadaşıyla küçük bir pijama ve film partisi yaptık :)))


Pazar günü ise annemlerde, oğluşumla babamın hazırladığı güzel pazar kahvaltımızı yapıp bir önceki günden en karlı çıkan ortanca kız kardeşimin doğum günü hediyelerini verdik :)) Malum yaza evleneceğinden hediyelerin üçü de çeyizlikti :)) Sonra evimi temizleyerek,oğluşumla henüz o doğmadan aldığımız ve onun anlayabileceği yaşı beklediğimiz iki tane güzel çizgi film izleyerek ve eşimin Bursa dönüşünü bekleyerek vaktimi geçirdim.Haa birde ona sevdiği yemekleri yaparak tabii..


Ve şimdi yeni bir haftanın yeni bir günün başlangıcında tüm dileklerim herşeyin iyi olması yönünde...


İyi haftalar ,


Sevgiler





6 Mart 2009 Cuma

Yağmur yağıyor seller akıyor :))



Sabah öyle coşkuyla başladı ki yağmur,

Babanneciğime göre göğün dimi çıkmışcasına,

Anneme göre bardaktan boşalırcasına ,

Bana göre de sevdiğinde ayrılırcasına yağdı ...

Her yere, her canlıya sanki son birkez dokundu, uzun bir süre yağmayacakmış gibi yağdı...

'Bahardan önce son bir kez kahrımı çekeceksiniz ohhh oldu size' dedi .Attı içindekileri kaçtı gitti...

Kim derdi o fırtınalı yağmurun sonu böyle pırıl pırıl bir hava olsun ..Yani olabilirdi;ama ben bugun hiç düşünmemişitim doğrusu..
Kuşlar,Kandilli de, dün yarım bıraktıkları sohbetlerine geri döndüler.Heryer bıcır bıcır kuş sesleriyle doldu.Benim de içim keyifle ...Yazmak okumak fotoğraf çekmek istedim ama şuan sadece yazmanın ucundan tutabildim.

Yarın tatil.... Oğlum ve kardeşimle dolu koca bir gün :)) Eşim şehirdışında bazen bu ayrılıklar çok iyi geliyor doğrusu evliliklere :)) Dilerim açan hava yarına kapamaz ve bize güzelbir gün armağan eder.


Sevgiler ...
Not: Foto. için sewoş'a teşekkür ederim..

3 Mart 2009 Salı

Kandilli..






















Merhaba,
Size Kandilli den küçük bir boğaz fotoğrafı yeni çekilmiş dumanı üstünde :)

Türk Kahvesi keyfime de diyecek yok sanırım :) Sewoş haftasonu yapmadın bir kahve içemedik :))) bak ben boğaza karşı içiyorum sana nispet yaparak :)))) Canım arkadaşım seni de beklerim .. Bu fotolar da senin için olsun :)))
Bu sabah yine küçük bir baş ağrısıyla uyandım.Ama işe gelince yukardaki manzara ve kahvaltı sonrası içtiğim kahve kendime getirdi beni :) Aslında kafama takılan çözmem gereken sıkıntılarım var ama buna da şükür diyiyorum geçecek elbet hepsi :) Baharın geliyor olması da beni çok sevindiriyor bugünlerde ;sanırım hepimizi.Sabah uyandığımda gri bulut kitlelerini görmeyi sevmiyorum ben, ışıl ışıl bir sabaha uyanmak en büyük neşem :) Yakında ağaçlarımızda çiçek açmaya başlar ne harika olur değil mi.. Şimdiden heyecan verici doğrusu..

Çok pozitif bir yazı olmuş galiba :))) herkese pozitif bir gün dileyeyim öyleyse ...

Sevgiler,

2 Mart 2009 Pazartesi

karakedi

Merhaba,

Herkese iyi haftalar , sabahtan beri bir türlü fırsat bulup yazamadım.Yoğun bir gün geçirdim ama bugun işten erken çıkıcam :)) oleyyy

Malum kriz sebebiyle eşim yaklaşık üç aydır belirli periyodlarla ücretsiz izin kullanmak zorunda kalıyor.Sabah oğlumu ve onu uyurken bırakıp işe geldim ve inanılmaz imrendim onlara :) Mecburi bir durum tabii ama ben yine de kıskandım onları :))

Bugun öğlen civarı eşim bir heyecanla aradı ofisi .. Sana yılın espirisini söyleyeyim mi diye :) Olay aynen şöyle gelişmiş :
Eşim mutfakta oğlum ve kendine kahvaltı hazırlıyormuş.Meraklı oğlum içeri süzülmüş :)

oğlum : - Baba ne yapıyorsun
eşim : -Yumurta
oğlum: - kime yapıyorsun
eşim : - sana bana
oğlum heyecanla soruyor :
- peki Karakediyee eeee :))))

sevgilerrrr :))))

26 Şubat 2009 Perşembe

Çocuğunuzla yapacağınız kolay bir tarif :)


Soğuk ve yağmurlu İstanbul gününe inat sıcacık bir merhaba hepinize ,
Oğlumla pasta çörek yapma işine iyi alıştık.Çok mutlu oluyoruz o yüzden sıksık deniycem bu yöntemi :))) Bu poğaça tarifini blogları gezerken sibelinkahvesi adresinde görüp hemen not aldım.Gerçekten bahsettiği gibi çok güzel oldu herkese tavsiye ederim. İçerisine soda konduğundan bayatlamasını da geçiktiriyormuş..
Hemen tarifi vereyim sizlere çocuklu annelere şiddetle önerilir :)))
Malzemeler
> 1 Adet yaş küp maya
> 1 su bardağı ılık süt
> 2 Yemek kaşığı toz şeker
> 2 Tatlı kaşığı tuz
> 1 Şişe soda (Oda sıcaklığında)
> 1su bardağı sıvı yağ
> Aldığı kadar un
> Üzeri için 1 yumurta sarısı
Yapılışı
Öncelikle ılık süt,2 yemek kaşığı şeker ve mayayı elimizle ezerek eritiyoruz.Daha sonra sıvıyağ tuz ve sodayı ekleyip aldığı kadarda un koyuyoruz.Hamurun yumuşak bir kıvam alması gerekli.Ayrıca çok da güzel kendini toparladığını göreceksiniz.Yoğurduğunuz hamur kabının ağzını streç filmle örtüp 30 dk ile 45 dk arası mayalanmaya bırakın. Sonrasında istediğiniz şekli verin iç harç olarak istediğinizi kullanabilirsiniz. Üzerine de yumurta sarısı sürüp 170 derecelik fırında pişirin :))) Bana oğlum çok yardım etti sizde yardım alın amaç bu zaten değil mi :)))
......
Sevgiler,





25 Şubat 2009 Çarşamba

İşte oğluşumla yaptığımız 2.5 yaş pastamız :)

Dün akşam eşimle,malum istanbul trafiğinde eve her zamankinden daha geç gidebildik.Oysa oğlum son telefon görüşmemizde anneee çabuk gel demişti bana :) Tüm günde ananesine ben anneme gidicem onu çok özledim demiş :)))

Benim eve gidip pasta yapma heyecanıma engel oldukları için tüm Tepeüstü civarında arabalarını uygunsuz park eden,ışık kurallarına uymayan herkesi kınıyorum. Kavşak kenarlarına da park yapılmazki yada bekleme, ne tuhaf milletiz anlam veremiyorum. Arkada acelesi olan(benim gibi) ,hastası olan vs... bir sürü insan birinin keyfi gelsin de yol açılsın diye saatlerce bekleyebiliyor.

Apartmanın önüne arabamızı park ettiğimizde oğluşumuz da camda bizi bekliyordu ananesiyle, ellerini kocaman açmış el sallıyordu bize :) Hemencik girdik apartmana bir telaş önce kim alacak oğlumuzu diye :) O ise kapıda, tüm apartmana geldiğimizi duyurur vaziyette anneeee, babaaaaa geldiniz mi :)))))) sonra kucaklaşmalar öpüşmeler,her akşam olduğu gibi..

Üstümü bile çıkartmadan hemen işe koyuldum.İlk önce yemek işini halledip hemen pastaya giriştim.Önce üstünü süsleyecek malzememiz olmadığı için üzüldüm; ama dondurucuda ki yazın Samsun da babamın köyüne yaptığım geziden, topladığım kızılcıklar geldi aklıma :))) İnanılmaz sevinerek aldım elime birde ne göreyim yazın topladığımda ve dolaba koyduğumda henüz sarımtrak ve küçük olan kızılcıklar resmen büyümüşler . Şaşkınlıktan bakakaldım.Hala normal mi bilmiyorum. Neyse süsleme kısmında oğlumdan yardım aldım.Birlikte birşeyler yaptığımızda daha iştahlı yiyor yoksa pek yemek yemeyi seven bir çocuğum yok maalesef ama buda bir metod oldu benim için, iyi geldi bize tavsiye ederim.

Sonra oğlumu salona gönderdim ve sana birazdan süpriz yapıcam dedim :) Kıpır kıpır ne yapacağını bilemez bir tavırla koştu içeri :) Ve sonra süprizzzzz :) Eğlenceli bir akşam oldu birlikte iştahla yedik uyduruk ama manası güzel pastayı :)Artık oğluma yaşını sorduğumuzda da iki buccuk üç diyor :))))))

Bugunlük de noktayı koysam iyi olacak sevgiler,
Hepinizi öpüyorum




24 Şubat 2009 Salı

Ordan Burdan Serisi


Önce sıcacık bir gülümseme istiyorum hepinizden :)) güldünüz mü? Tamam o halde devam edebilirim :)) Merhaba umarım herkes iyidir bu soğuk kış günlerinde...

Öncelikle size daha önce bahsettiğim ama bir türlü becerip yayınlayamadığım,ilk ördüğüm acemi süveterimin fotoğrafını ekledim bugün,şuan oğlum için de bir tane örüyoruz kayınvalidemle birlikte. Arka kısmını ben yaptım ; ama öne örnek koymayı beceremediğimden devretmek zorunda kaldım :))
Tam da kendime yeni bir uğraş ararken, evdeki koltuklarımızın rengi çok açık olduğundan ve evde eşimle oğlumun sürekli ellerinde birşeyler yemesinden dolayı, kirlenen koltuklarımızın kolçak kısımlarına mobilya rengimize uygun polarlar alıp kardeşimle ve T.annemle birlikte diktik :))) kalan polarlardan da telefon kılıfı yapmaya , kutu kaplamaya karar verdim :) İlkini yukarıda görüyorsunuz oda acemilik işim ama şimdi biraz daha ilerletip boncuklarla işleme yapmaya başladım onunda fotoğrafını çekeceğim en kısa zamanda :))
.........
Bu hafta sonum oldukça yoğun geçti, Cumartesi size bir önceki yazımda bahsettiğim Üç Kız kardeş oyununa gittik kardeşlerimle, bu etkinliğin fotoğraflarını yarına ekleyeceğim.
Pazar günüde eşimin ağbisinin davetini kıramayıp ikinci tiyatro aktivitesini yerine getirdik :) Vişne Bahçesi oyunun ismi . Her iki oyunda Çehov 'a aitti. Açıkcası iki gün üst üste biraz ağır geldi :) Bünyem de bu kadar alışık değildi. Sosyallik akmaya başladı her yanımdan :) Beni tanıyan arkadaşlarım evli,çocuklu,çalışan bir bayan olduğumu biliyorlar ve ben artık zaman bulup arkadaşlarımı bile göremezken bu faaliyet hali çok yordu beni :))
........
Bu arada size beni pazar sabahı çok mutlu eden birşey anlatmak istiyorum,
Oğlum bu aralar alışkanlık haline getirdi sabaha karşı dört sularında uyanıp odasından
'' anneeeeee annecmmmmm:)''
bir panik kalkıp yanına gittiğimde genelde yatakta oturur vaziyette cümle aynen şöyle
'' annecimm can annecimmm ben çok sıkıldım burda yatmaktan yanına gelebilyyyymyyyymmm'' gülsem miağlasam mı bilmiyorum :) her gece böyleyiz itiraz etmemem içinde bahanesini direk söylüyor, daha ben birşey demeden :))) artık çocukların hepsi çok akıllı ve de annelerini kullanıyorlar bence :)))
Neyse ortamızda çok da mutlu uyudu.. Sabah gözlerimi bir açtım yarı aralı gözlerle kendi kendine konuşuyor gibi, sonra beni fark etti gülümsedi ve bana ;
'' anne çileklerim nerde dedi '' İçimden haydaa ne çileği diye düşündüm :)
sonra anladım ki ilk rüyasını paylaşacaktı oğlum benle :) ''Hani seninle topladıkya ağaçtan :)'' dedi . Peki sonra ne yaptık dediğimde bussdolabına koydun sanıyım dedi :)))
Müthiş bir enerji doldu içime o an, ilk rüyasıydı yada anlatabildiği ilk rüya, o an yanında olmak beni çok sevindirdi.İkimizde çok mutlu kalkıp yeni güne birlikte başladık :) Öyle de sürdü günümüz şükür ki bir aksilik çıkmadı :))
.......
Size haber verip ama bir türlü bitiremediğim küçük hikayemi de sonlandırmak üzereyim. Aslında konu açıldıkca büyüyecek gibi ama biran önce toparlamalıyım çok dağılmadan.
Yarın devam etmeyi dileyerek, şimdilik görüşmek üzere bu arada beni yeni takip etmeye başlayan blog arkadaşlarıma da çok teşekkür ederim.
aaaa unutmadan bugun oğluşum tam 2.5 yaşını dolduruyor :) akşama küçük bir pasta yapabilirim, birlikte yaparsak o daha mutlu olur :))) Tüm annelere çocuklarıyla daha nicesağlıklı yaşlar dilerim....
Sevgiler,