
30 Haziran 2009 Salı
Efoş evden kaçtıııı :)

29 Haziran 2009 Pazartesi
Nerdesiniz ??
25 Haziran 2009 Perşembe
Kandil hediyesi...

24 Haziran 2009 Çarşamba
Kedili kalemliğim ...

Merhaba :))
Öncelikle boncuk çerçevelerle ilgili bana güzel yorumlar yazan beğenen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.Çok mutlu oldum öpüyorum sizi kocamannn :)
Çerçeve için malzemem kalmadığından yeni ekleme yapamıyorum ama en kısa zamanda alışverişe çıkıcam..Hem çalıştığım ofis hem de oturduğum ev istanbul un çok merkezi olmayan semtlerinden olduğundan , boncuklar için bir Kadıköy yapmam lazım sanırım yada bu cumartesi kendi mahalle pazarımıza bakıcam umarım bulurum...
Şimdiiii, ekteki fotoğraf bugün taze taze çekildi ofiste,beğeninize sunulan şey ise kalemliğim :) Dün yemek yapmak için mutfağa girdiğimde (mutfak mı ne alaka demeyin) salçamın bitmek üzere olduğunu gördüm son kullanımı da yemek için yaptıktan sonra kalan teneke kabı güzelce yıkayıp ve kurutup yukardaki şirin kalemliğimi yaptımmm :))
Evde daha önceki koltuk örtülerimden kalan polarlarımdan mevcuttu,üzerindeki kedicik ise efoş un 2-3 aylıkken giydiği patiklerden kopan kedicik.Çok seviyordum o patikleri ve kedileri şimdi hep gözümün önünde olacak..Mutlu oldum ben bunu yaparken.Hem basit, hem sıcacık hoş oldu galiba :)) Pazartesi günü kırılan kocaman seramik kalemliğimin yerini de almış oldu..
Fotoğraftaki küçük radyo eşimin,üstündeki küçük araba ise oğluşun 3 ay önce anne al bunu işe götür ama sakla diyerek verdiği arabası :)) Şapkalı kız ise Kadıköy den aldığım mıknatıslı şirin biblom.
İyi bir hafta dilemek için hernekadar geç kalsam da, sevgiyle güzel günlerr diliyorum hepimize..
18 Haziran 2009 Perşembe
doğa çerçeve...

Dün akşam oğluşla kavga ederek yaptık bunu,elinde boncuklar ben de yapıcam diye tutturdu kolumun altında,hiç sevmem bir şey yaparken birinin dibimde olmasını ama o söz konusu olunca akan sular duruyor.Efoş yanımda olduğundan çerçevede ona yapıldığından çocuksu bir şey çıktı ortaya...Tabii onun bildiği sevdiği varlıklar ; güneş ,bulut, ağaç ama ağaçlarda kirazlar :)) Birde pek belli olmayan iki köşede ki maytı kuşları :) Papatyalarıda kalan küpe malzemelerimden seçtim çekiçle ezdim düzledim :))
Beğeninize,
Sevgiler,
17 Haziran 2009 Çarşamba
Boncuk Çerçeve ..

Cumartesi günü evin işlerini bitirir bitirmez daha önce bir yapı marketinden aldığım ve uzun süredir üzerinde düşündüğüm sıradan çerçevelere renk katma fikri kesinleşmişken oturdum balkona başladım yapmaya ...
Bozdum ,yaptım ,düşündüm ,uyguladım derken işte bu çerçeve çıktı ortaya..
İki yıl önce arkadaşım sewoşla başlayıp yarım bıraktığımız takı tasarımı aktivitesinden kalanları bir kutuda saklamıştım.Bu turuncu ve yeşil boncukları da severek aldığımı hatırlıyorum..Şimdi evime efoşuma renk kattılar.Bu fotoğrafta efoş 5,5 aylıktı.Bu pozu yakalamam da hiç kolay olmamıştı..Ayrıca Afuşun hediye ettiği inci kolyemi sürekli takamıyordum 5 sıralı bir inci kolyeyi bölüp kullanıyordum burda da birkaç tanesini kullanarak bence daha çok hatırası kalacak birşey yaptım ..Sevdiğim bir foto,severek alınan boncuklar,hatırası olan inciler hepsi bir arada acemi bir çerçeve yapımında birleştiler tamamen özel oldular bence...
Umarım beğenmişsinizdir.
Sevgiler :)
12 Haziran 2009 Cuma
Senin için...

Ayakların yerde mi sen de mi belirsiz.
Kafanda bir sandık yük çoğu hiç açılmamış çeyizler…
Sen uzaksın o sana daha uzak sen yalnızsın o senden daha yalnız…
Yüreğinde bir acı, kelimeler yok olmuş.. Konuşacak sadece duvarlar kalmış
Sen uzaksın o daha yalnız…
O özlüyor seni,
içine düşüyorsun zaman zaman
Bazen uykudan önce bazen uyanınca silemediği migrenisin,
Ağrın uzun süre geçmiyor
Sen yalnızsın, o daha uzak…
9 Haziran 2009 Salı
Kitaplarım...
8 Haziran 2009 Pazartesi
Bir kase çilek bir tabak reçel :)
Haftasonum inanılmaz yorucu geçti.Ama kendimi mutlu edecek bir kaç birşeyde yapabildim doğrusu.Annemlerin geçen hafta Adapazarından topladıkları çilekler yumuşamışlardı ayrıca ne yalan söyleyeyim pek de tatları yoktu atmayada kıyamadım.Birden aklıma geldi reçel yapmak:)Oysa laf aramızda hiç denememiştim.Bir kase çilekten küçük bir kahvaltı tabağı reçel yapabildim.sonuç da hiç fena olmadı.Tatlandırsın diye birazda vanilya attım içine mis gibi de koktu :))
Birde oğluşumla Kadıköy e gittik babamız olmadan hemde otobüsle çok keyifliydi..Arabada sürekli denize gidelim taş atıcam, diyip durdu iner inmez de koştu ve yaptı dediğini :))) Vapurları izledi vapurların kalkış sirenlerine anne kornaları kulağımı acıttı dedi.Yine gelelim tamam mı sen beni hergün getir buraya dedi .Birde dondurma kaptı eline her yerimiz dondurma lekesi dolandık Kadıköyde.İki kısa arkadaş ziyareti sığdırdık güne iki de kitap haa bir de rimel :)))
Geri kalan zamanımın tümünü evimi ve halılarımı temizleyerek geçirdim.
Bir sonraki yazımda aldığım kitapları göstereceğim size keyifle başladım okumaya birini, umarım çabukkk biter.Elimde uzun süre kalan kitaplardan soğuyorum :(
Sevgilerrr,
4 Haziran 2009 Perşembe
Şeftalii kurabiyesi

- 1 paket margarin
- 3 su bardağı un
- 5 çorba kaşığı pudra şekeri
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 1 paket çilekli ya da muzlu puding
- Aktardan sarı ve kırmızı gıda boyası
- 1su bardağı toz şeker.
- Nane yaprakları
Yapılışı
Hamur için puding ve gıda boyaları hariç tüm malzemeyi karıştır yumuşak bir hamur elde et :)
Hamurları küçük mandalina büyüklüğünde yuvarla,Fırına ver üstleri çok kızarmayacak şekilde pişir fırından al ve soğut :)
Diğer taraftan hamur soğurken yani,1 paket puding i suyla yada sütle pişir ve soğut.
Gida boyalarını ayrı ayrı kaplarda sulandır.
Soğuyan hamuru bıçakla ikiye ayır içlerini oy, ve soğuyan pudingle içlerini doldur ve kapat.
Şimdiii önce sarı gıda boyasına, sonra kırmızıya batır en sonda şekere bula.
Hepsi bitince nane yapraklarını aralarına koyuyoruz.İşte süper görüntü ve lezzet.
Hacercim sağol, ayrıca Hülyacım tarifi yazdığın için teşekkürler..
Umarım sizde beğenmişsinizdir...
Afiyet olsunn.
1 Haziran 2009 Pazartesi
ben den bizden :)
Bakalım eve kim bilir kaçta gidicem bu akşam,yemiş olacak mı makarnasını :)
Cumartesi günümü malum ev işleriyle birde tam apartmanımın önünde kurulan pazarda oğluşla alışveriş yaparak geçirdim.Pazarı dolaşırken gördüğümüz ayakları sakat ve yerde yatan dilenciyi görünce efoş baya şaşırdı pek görmesini istemedim ama olmadı meraklı bakışlarla döndü döndü baktı adamcağıza..Sonra bir sürü soru neden yerde ,neden yürüyemiyor vs.... Kesinlikle hafızasında yer etti çok üzüldüm bir ara keşke onu yanıma almasaydım dedim.
Pazarımıda bir nikah bir doğum günüyle tamamladım.Çok aktif bir haftasonu oldu doğrusu. Sewoşun doğum gününü kutladık bütün kızlar toplandık :) Güldük,hatta gülmekten koptuk :))) sohbet ettik dertleştik.İyi geldi.İyi ki doğmuş iyi ki varmış :)
Akşam eve döndüğümde efoşla ilgilendim,uyku saati geldiğinde birlikte uyuyalım nolurrrr dedi,masal istedi.Tam uzanmış kitabını alacaktım ki bana ;
Anne hani pazardaki adam varya,ben unutmuştum Cumartesi gördüğümüz engelli adamı,hani ayakları olmayan dedi (Biraz durdum içim ezildi) Evet noldu oğlum o adama diyince;
İşte o adama ayak alsana sen,babamın capon yapıştırıcısı varya onla yapıştırırız o da yürür...
Güzel oğlum merhametli oğlum fazla lafa gerek yok sen benim iyi kalpli biricik meleğimsin canımsın...